Kamusal yükümlülükler çağdaşlaştırılmalıdır

Yayın Tarihi: 16/04/12 07:00
okuma süresi: 10 dak.
A- A A+

"Tapu'da Çağdaşlaşma" başlıklı yazıma ilişkin birçok kişi ve kuruluştan görüşlerimi destekleyen çeşitli mesajlar aldım. Bu kişilerin büyük bir kısmı bu desteklerini belirtirken tapu hizmetlerinin çağdaşlaştırılması kapsamında vatandaşların devlete yaptıkları vergi, resim ve harç ödeme yöntemleri için de gerekli kolaylıkları sağlamasının hükümetin başlıca görevi olduğunu belirtmişlerdir.

Esasında bu konulara geçmiş yazılarımda dolaylı olarak yer vermeye çalıştım. Ancak, bu konudaki görüşleri dikkate alarak vatandaşların devlete ve kamu kurum ve kuruluşlarına ödemek durumunda oldukları kamusal yükümlülüklerinin tahsilâtında gelmiş ve geçmiş hükümetlerin hiçbir kolaylaştırıcı yöntemleri yürürlüğe koymadıklarını gözlemlemekteyiz. Özellikle, iletişimin ve bilgisayar teknolojisinin bu kadar gelişmiş olduğu bu çeyrek asırda devletin vergi, resim ve harç tahsilâtları için hiçbir kolaylık getirilememesi hususunda herhangi bir gerekçe geçerli olamaz. Hükümetlerin başlıca görevleri vatandaşlarına ve işletmelerine hayatı kolaylaştırmak olmalıdır.

Bu hususta onlarca örnek göstermek mümkündür. Ancak, sırf ne demek istediğimin özellikle hükümet edenler ile diğer yetkililerin daha iyi anlamaları için birkaç örnek vermekle yetinmeye çalışacağım. Bu örneklerden en çarpıcı olanlarının başında geçen hatta otomasyona geçme yönünde çalışma başlatılan Tapu Dairesi hizmetleri ile ilgilidir. Herhangi bir tapu işlemi için bu Dairenin Lefkoşa ve diğer ilçelerdeki şubelerine giden vatandaşların ödeme yapma durumunda kaldıkları vergi ve/veya harçlar bir merkeze değil birkaç değişik yerde ödeme yapma zorunda bırakılmaktadır. Şöyle ki, bir taşınmaz mal devri için o malın "rayiç bedelinin" hesaplanması için ilgili Tapu şubesine başvurulduktan sonra takriben birkaç hafta bu işlem için ilgili taraflar beklemeye başlar. Daireye birkaç defa gelip gittikten sonra veya araya bir "aracı" konduktan sonra rayiç bedel saptanıyor.

İlgili işlemin gelir vergisine tabi olup olmadığının, vergiye tabi ise bunun hesaplanması için ilgili taraflar Tapu Dairesinden aldıkları belgelerle Vergi Dairesine gönderilip varsa hesaplanan vergi bu Daireye yapılır. Bu arada emlak vergisi için Belediye'ye de gidip belge alınır. Bu işlemler yapıldıktan sonra devir işlemlerinin yapılabilmesi için tekrar ilgili Tapu Şubesine başvurulup gerekli formalitelerin tamamlanması amacıyla tekrar sıraya girilir. Bu kez devralanın "devir harcının" veya başka hizmet (koçan, hudut tespiti, araştırma belgesi v.s. gibi) alımı dolayısıyla Tapu Dairesine ödenmesi gereken miktar için bu kez vatandaş Kooperatif Merkez Bankasına veya Vakıflar Bankasına gönderiliyor. Bu defa vatandaş ilgili bankada tekrar sıraya girip devir harcını ödedikten sonra geri Tapu Dairesine dönüp ödeme dekontunu sunduktan sonra taşınmaz mal işlemini tamamlamaya çalışıyor. Şayet devir harcının ilgili bankaya yatırılmasında gecikme olursa Tapudaki işlem veya mesai saati bittiği için bu kez vatandaşın başvurmuş olduğu işlemlerin tamamlanması başka güne sarkıyor. Özelliklede ilgili işlem bir de damga pulu gerektiriyorsa bunu almak için vay vatandaşın haline!! Yani hizmet vatandaşın ayağına götürüleceği yerde vatandaş hizmet alması için kapı kapı dolaşmak durumunda bırakılıyor. İşin zaman kaybı ve tedirginliği ise işin Cabası.

Pekâlâ, soruyorum; tapu işlemlerinde ödenmesi gereken vergi ve harçlar tüm ülkelerde ve geçmiş yıllarda KKTC'de uygulandığı gibi neden Tapu Dairesinde tahsil edilmiyor? Bunun cevabı çok tuhaf ama bu konuda edinmiş olduğum bilgileri sizinle paylaşayım. Bir tarihte Tapu Dairesinde çalışan bir kişi devlet adına tahsil ettiği paraları zimmetine geçirmiş veya geçirmeye teşebbüs etmiş, o yıllardaki hükümet de suistimali önleme konusunda tedbir alacağı ve "dâhili denetim" mekanizmasını etkinleştireceği yerde Tapu da verilen tahsilât hizmetlerine son vermiş ve vatandaşların ödemelerini bahse konu iki devlet bankasına yönlendirmiştir. Bu düzenleme hem vatandaşa çeşitli külfetler yaratmakta hem de devlet adına tahsil edilen bu vergilerin tümünün bütçeye gelir sağlaması yerine bu gelirler için bankalara komisyon ödemek suretiyle devlet bütçesine ait miktarların gelir intikal etmesine neden oluşturmaktadır. Bu paraların bütçeye aylık dönemlerde de intikal ettirilmesi ise ayrı bir finansal olumsuzluk oluşturmaktadır.

Diğer çarpıcı bir uygulama ise yukarıda belirttiğim ödeme yöntemine ilaveten Girne Tapu Şubesi bu ödemeleri Kredi Kartı ile tahsil edebilmesine rağmen Lefkoşa ve Mağusa Şubelerinde böyle bir ödeme yönteminin olmayışı veya gerektiği gibi uygulanmayışıdır. Diğer bir anlatımla, Bütçe Yasası'na istinaden "Tahsil Amirliği" yetkisi bulunan Tapu Dairesi, verdiği hizmetler karşılığı vatandaşın nakit veya çekle vergi ve harç ödemelerini tahsil etmekten kaçınmasının nedenini anlamak mümkün değildir. Nasıl olur da Vergi Dairesi ve Gümrük Dairesi Müdürlükleri ile şubeleri tedavüldeki para birimi olan Türk Lirası, döviz ve çekle yapılan ödemelerin tahsilini kabul ediyor da Tapu Dairesi kabul etmiyor? Bu doğrudan doğruya vatandaşa hayatı zehir etmektir.

Bu uygulamanın nedenini de araştırdım ve bu düzenlemenin CTP'nin iktidarda olduğu dönemde yapıldığını öğrendim. Ancak, seçim bildirgesinde ve diğer basın bildirilerinde vatandaşa hayatı kolaylaştıracağını her vesile ile söyleyen bugünkü iktidar dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş olan bu anomaliliği iki buçuk yıldan beri neden değiştirmiyor? Üstdüzey görevliler bu konuda Bakanlara bilgi vermiyorlar mı? Yoksa "gözlerimi kaparım görevimi yaparım" anlayışı KKTC'de bu kadar mı yerleşti? Aklıma gelen diğer bir neden ise bu uygulamalarda ısrar edilmesi vatandaşın çeşitli sıkıntılara katlanması pahasına acaba devlet bankalarına komisyon geliri sağlamak mı? Bugüne kadar acaba herhangi bir Bakanın veya bir yakının Tapuya işi düştüyse bu mantıkdışı bürokratik sıkıntıya tabi tutuldu mu? Pek zannetmiyorum, çünkü düşmüş olsa idi herhalde ilgili Bakan bunun düzeltilmesi yönüne giderdi.

Bu haftaki yazıma bir örnek de Vergi Dairesi uygulamalarından vermeye çalışayım. Malumunuz olduğu üzere Dairelerin her ilçedeki şubeleri ayni yasa ve mevzuatı uygulama zorunda olmalarına rağmen laçkalaşan ve her türlü idari ve mali denetimden uzaklaşan şubeler nedeniyle kendi icat ettikleri yöntemleri uygulamak suretiyle bir tür "idari bağımsızlık" ilan etmiş gibidirler. Örneğin, bir ilçede kayıtlı olan vergi yükümlüsü kişi veya işletme tahakkuk etmiş ve ödeme süresi gelmiş herhangi bir vergi borcunu ayni Daireye bağlı ama başka ilçedeki bir şube vasıtasıyla ödeyemiyor. Hâlbuki başka ülkelerde bu ödemeler banka havalesi, kredi kartı, posta çeki veya internet bankacılığı üzerinden istenildiği zaman da yapılabiliyor. Öteyandan, yurtdışında sürekli veya geçici bir amaçla bulunan bir vergi yükümlüsü vergi borcunu ödeyebilmek için sözkonusu çağdaş ödeme yöntemleri yerine KKTC'de bir vekil bulmak veya gelip kendisi ödemek durumunda kalıyor.

Bir yandan Kamu Kurum ve Kuruluşların hizmetlerini otomasyona geçirme konusunda çalışmalar yapıldığına ilişkin beyanatlar verilirken diğer yandan vatandaşa vergi ödevlerinin yerine getirilmesi için yapacakları ödemeler konusunda çağdaş yöntemlerden yararlanmaları için alternatif kolaylıklar sağlanmalıdır. O zaman vatandaş vergi ve diğer kamusal yükümlülüklerinin ödenmesinde daha istekli olacaktır. Son zamanlarda bazı Belediyelerin emlak vergilerinin ve bazı hizmetlerin bankalar vasıtasıyla ödenmesine olanak tanımaları bu Belediyelerin hükümetlerden daha çağdaş olmaya çalıştıklarını göstermektedir.

Özetle, bugüne kadar vatandaşa söz verdiklerinin hiçbirini yerine getirmeyen, üstelik verdiği sözün tam tersini yapan bugünkü iktidar hiç olmazsa herkesin beklentilerinin başına gelen "vatandaşın yaşamını kolaylaştırılması" için bütçeye mali külfet oluşturmayan gerekli bürokratik işlemleri sadeleştirilmesi ve pratikleştirilmesi yönünde düzenleme yapması suretiyle kamu hizmetlerindeki "statükonun" yıkılmasının ilk adımını gerçekleştirmelidir. Her halde bu konu da ne izolasyonların ne de TC'nin buna engel olduğu gerekçesini ileri sürmek mümkün değildir.

Esas olan, halkın en doğal hakkı olan kaliteli hizmet alma hakkına saygı göstermek, bugünkü bilgi ve teknoloji hizmetlerinden yararlanmayı bilmektir. Bunun için de vizyon, kararlılık ve sözde değil fiiliyatta halka hizmet etme arzusu gerekir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.