Pul vergisi yükümlülüğü ne zaman çağdaşlaştırılacak? (2)

Yayın Tarihi: 04/06/12 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

Geçtiğimiz hafta birinci kısmını kaleme almış olduğum bu yazımla ilgili çeşitli kişi ve kesimlerden birçok telefonlar aldım. Hepsinin müşterek görüşleri, Pul Vergisi uygulamalarının çağdaş düzenlemeler dikkate alınarak sadeleştirilmesi ve pratikleştirilmesi suretiyle halkın devletten hizmet almasında katlanmak zorunda bırakıldığı zaman kaybı ve diğer zahmetlerden kurtarılması olmuştur. Diğer bir anlatımla modası çoktan geçmiş uygulamalara son verilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.

Anımsanacağı gibi KKTC'de devletten hizmet alma bedellerinin büyük bir kısmının ilgili belgelere pul yapıştırılması suretiyle gerçekleştirildiği, bu uygulamaların atmışüç yılı aşkın bir tarihi olduğu ve dünyada meydana gelen sosyo-ekonomik değişiklikler ile teknolojik ve iletişim alanındaki gelişmeler sonucu bu tür ödeme yöntemlerinin kaldırıldığı veya asgari düzeye çekildiğini belirtmeye çalışmıştım. Ayrıca, birkaç kuruş veya birkaç Türk Lirası değerinde binlerce pulların basım maliyetlerinin tahsil edilen Pul Vergileri ile yaklaşık ayni bedelde hatta bazı hallerde maliyetlerin daha yüksek olması nedeniyle "maliyet-fayda" esası dikkate alındığında bu uygulamanın devlet bütçesine hiçbir katkısı olmadığı veya kayda değmeyecek kadar düşük olduğu aşikârdır.

Bu nedenlerle ve özellikle 1990'lı yılların sonlarına doğru Katma Değer Vergisi (KDV), Banka ve Sigorta İşlemleri Vergisi (BSİV) ve Taşınmaz Mal Vergisi gibi çok geniş tabanlı vergilerin yürürlüğe girmesi sonrası Pul Vergisi uygulamalarının pratikleştirilmesinde bugüne kadar hiçbir hükümet düzenleme yapma yönüne gitmemiştir.

Ayrıca, Pul yapıştırma yöntemi ile ödeme yapma yükümlülüğü şirketlerin kuruluş, tescil, sermaye v.s. değişikliklerle ilgili harçların saptanmasında artan oranlı formüller ile hesaplanmakta olması da başka bir anomalidir. Geçen haftaki yazımda bu konudaki eşitsizlikler ve adaletsiz uygulamalar hakkında bazı örnekler vermiş ve bahse konu yöntemlerin sadece vatandaşlar ile işletmelere fuzuli külfetler vermekle kalmadığı ayni zamanda KKTC'nin sosyo-ekonomik kalkınma çabalarına da engeller oluşturduğunu vurgulamıştım.

Hâlbuki, diğer ülkelerde olduğu gibi şirket kuruluş ve sermaye tescil işlemleri dövize veya sabit verilere endeksli sabit harç miktarlarında yapılmış ve pul yapıştırılması suretiyle ödeme yerine makbuz karşılığı Şirketler Mukayyitliği tarafından tahsil edilmiş olsa her bakımdan daha iyi olmaz mı? Bugün Şirketler Mukayyitliği ne makbuz karşılığı tahsilât yapmakta ne de vatandaşa pul satmaktadır. Kamu hizmetlerinin temel ilkesi halka hizmet olmasına rağmen bu uygulamalar ile halka ve işletmelere çeşitli zahmetler verilmektedir. Çevremizdeki ülkeler ise bu uygulamaları sadece pratikleştirmemişler, çağdaş elektronik iletişim yöntemleri ile de kolaylaştırmışlarıdır. Atmışüç yılı aşkın bir uygulama olan birkaç "Kuruşluk" ve birkaç "Türk Liralık" değerdeki pulların basımı ve kullanımı yöntemi ile harç tahsilâtında hala daha ısrar edilmesi KKTC bürokrasi statükosunun değişime ne kadar kapalı olduğunu gösterme bakımından önemli bir göstergedir.

Pul yapıştırma suretiyle harç ödenmesi yöntemine bütün demokratik ve çağdaş ülkeler yıllar önce son vermişlerdir. Bu ülkeler Pul Vergisi veya "Damga Vergisi" ismi altında ödenmesi gereken harçları makbuz karşılığı ve sadece sözleşmelere, vekâletnamelere, vasiyetnamelere, akreditiflere, banka teminat mektupları ile benzeri özellikteki kıymetli belgelere matuf tutmak suretiyle vatandaşlar ile işletmelere büyük kolaylıklar sağlarken, devlet bütçesine külfet getiren binlerce kuruşluk değerlerdeki pul basımı giderlerini de ortadan kaldırmışlardır. Basımı yapılan binlerce pulun basım maliyeti birçok pulların taşıdığı değerden daha yüksek olduğu aşikardır.

Kuruşluk veya birkaç Türk Liralık pul yapıştırılması yönetimiyle harç ödeme yükümlülüğü sadece şirketler mevzuatında değil, tüm kamusal hizmetlerde halen uygulanmaktadır. Kişiler ve işletmeler KKTC'deki en basit kamusal bir işlemi elektronik ortamda yapamazken bir de o işlemi yapmak amacıyla pul satın alabilmek için kapı kapı dolaşmak zorunda kalmakta ve boşuna zaman kaybıyla uğramaktadır.

Bakanlarımız KKTC'nin yakında! "e-devlet" olacağı hakkında beyanatlar verirken ve hala daha modası geçmiş yöntemlerle birçok vergi, resim ve harçın tahsilini pul yapıştırmak suretiyle yapılmasını öngörmeleri büyük çelişki oluşturmaz mı? Örneğin, yurtiçi veya yurtdışındaki bir kişi şayet hükümet yetkililerinin hayal ettikleri gibi "e-devlet" (elektronik iletişim) hizmetlerinden yararlanarak hizmet alacak olursa bu kez yürürlükteki mevzuata göre Pul Vergisi yükümlülüğünü nasıl yerine getirecektir? Yani elektronik ortamda ilgili belge üzerine gerekli pulu nasıl yapıştıracaktır? Mademki KKTC e-devlet olacaktır o zaman Pul Vergisi mevzuatının da buna paralel hemen düzeltilmesi gerekmez mi?

Sn. Maliye ve Ekonomi Bakanları lütfen bazı önemsiz ve gereksiz işlerle ilgilenmeye bir süre olsun ara verip KKTC'nin bürokrasi statükosu ile ilgilenip "bu böyle geldi böyle gider" inancını değiştiriniz. Sizlerin bunu yapacak vizyonunuzun olduğuna inanıyorum. Ancak, bu konuda size yardımcı olacak üst kademe bürokratının pek olmadığını da biliyorum. Zaten olmuş olsa idi bu ve diğer benzeri konularda çeşitli reformları gerçekleştirirdiniz. 2012 yılında bulunmamıza rağmen hala daha 1940'lı yılların yöntemleri ile ülke yönetmek mümkün değildir. Siyasi rozete veya arabaya asılan kurdelenin rengine göre atamış olduğunuz birçok üstkademe yöneticinizden çağdaş kamusal uygulama düzenlemeleri konusunda sizlere yardımcı olmalarını beklemek sadece zaman kaybına neden olur. Çünkü onların tek bildiği şey "gözlerimi kaparım görevimi yaparım" ile her konuda sizlere "yağdanlık" yapmaktır.

Pul Vergisi kullanma yükümlülüğünü sadeleştirme ve uygulamasının pratikleştirilmesi dolayısıyla Sn. Maliye Bakanı Bütçenin gelir kaybedeceği endişesine katılmıyorum. Çünkü mevcut düzenleme ve uygulamaların yerine örneğin ilk şirket tescil harçlarının ve tescilli şirketlerin Yıllık Raporları v.s. değişiklik beyannameleri için ödemekle yükümlü oldukları 5-20 TL arası tutarındaki harçların Pul Vergisi yerine her birinden yıllık maktu "işletme lisans" bedelinin alınması bütçe gelirlerine misliyle daha fazla katkı sağlayacaktır. Bu konuda gerekli düzenlemelerin yapılmamasının nedeni ise vizyon ve tecrübe ile yetenek eksikliğidir.

Bu ve diğer kamu maliyesindeki çağdaş uygulama yöntemlerini çok uzakta aramak gerekmez. Bize en yakın olan Anavatan'da son yıllarda yapılan düzenlemeleri görmek ve bunları hiç olmazsa kopya veya adapte etmek yeterlidir. Bunu yapmamanın gerekçesi olamaz, yeter ki niyet ve kararlılık olsun. Her vesileyle Anavatan'a övgüler düzenleme ve "Anavatanın İzindeyiz" beyanatları şayet doğru ise en basitinden bu ülkede yapılan birçok sosyo-ekonomik düzenlemeleri de örnek almak kanımca KKTC'nin sosyo-ekonomisi için uygun bir çözüm şekli olması gerek.

KKTC'ni yönetenler ve diğer yetkiler ile kılavuzlar aşağıdaki gerçekleri unutmamalıdırlar.

· "Deneme ve yanılma yöntemi ile yöneticilik yapma zamanı çoktan geçmiştir."

· "Üretmeyenlerin yapacağı tek şey kopya etmektir" bunu olsun lütfen yapsınlar.

NOT: Bu yazımı tamamladıktan sonra 28.05.2012 tarihli Resmi Gazetenin 99 sayılı ve EK IV de yeralan K(II)1218-2012 sayılı Bakanlar Kurulu'nun "Damga Pulu" basımı konusunda almış olduğu kararı, hükümetin bu konudaki değişmez görüşünü kamuoyunun bilgisine getirme ve takdirine bırakma bakımından aşağıda yayımlamayı uygun gördüm.

Karar Numarası: K(II)1218-2012

Damga Pulu Basımı

(Önerge No.1134/2012 M.B)

Bakanlar Kurulu, 19/1963 Sayılı Pul Yasası'nın 3(1) Maddesi uyarınca mevcudu tükenmek üzere olan 8 Kr. değerli damga pulundan 1,000,000 adet, 40 Kr. değerli damga pulundan 100,000 adet, 1.00 TL ve 2.00 TL değerli damga pullarının her birinden 500,000'er adet basılmasını onayladı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.