Maalesef sosyal sigortaların mali işler mevzuatı yoktur (2)

Yayın Tarihi: 18/06/12 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

Geçen hafta kaleme almaya başladığım "Mali İşler" mevzuatının her statüdeki kamu kurum ve kuruluşlar ile işletmeler ve sivil toplum örgütlerinde ne kadar önemli bir unsur olduğunu belirtmeye çalışmıştım.

Özellikle de devletin mali işlemlerine ilişkin olarak Genel Muhasebe Yasası ve bu Yasa altında yayımlanan "Muhasebe Tüzüğü" (Mali İşlemler Tüzüğü) olmasına rağmen böyle bir yasal düzenlemenin Sosyal Sigortalar Yasasında yeralmadığını gözlemlediğimi ifade ettim. Bu nedenle geçen haftaki yazımda ifade etmeye başladığım gibi böyle bir yasal düzenlemenin bulunmamasının sakıncaları hakkındaki görüşlerimi açıklamaya bugünkü yazımda da devam edeceğim.

Ayrıca, Sosyal Sigortalar Yasasında yeralan ve kurumun mali yapısını ilgilendiren aşağıdaki bazı kuralların da neden ve niçin uygulanmadığına ilişkin bir vatandaş olarak bilgi edinme hakkımı kullanmak suretiyle sorularıma cevap bekleyeceğim.

(d) Madde 147- "Her hesap yılı sonunda, o yıl içinde tahsil olunan sigorta primlerden ve Sosyal Sigortalar Fonu'nun diğer gelirlerinden matematik ve diğer karşılıklar ayrılır."

Soru: Sözkonusu karşılıklar her türlü sigortacılık faaliyetlerinde çok önemli unsurlar olup bunların hesaplanıp mali tablolarda ayrılması uluslararası sigortacılık uygulamalarına göre bir zorunluluk olup sigortacılık faaliyetinin türü önemli değildir. Aksi takdirde sigortacılık faaliyetlerinde olumlu sonuç almak mümkün değildir. Sosyal Sigortalar Dairesinin bütçesinde "matematik ve diğer karşılıkları" hesaplayacak aktüerler Sosyal Sigortalar Dairesi bünyesinde var mı? Bugüne kadar yasanın öngördüğü sözkonusu olağan ve olağanüstü karşılıklar ayrıldı mı? Ayrılmamışsa nedeni veya nedenleri nedir?

(e) Madde 148- "Sosyal Sigorta kollarının mali bünyeleri ile bağlanan gelir ve aylıkların geçim şartları ve sigortalıların genel ücret seviyelerinde meydana gelen değişiklik karşısındaki durumu, 5 yılda bir ve gerekirse daha önce Bakanlıkça veya Sosyal Sigortalar İdare Meclisi tarafından inceletilerek varılacak sonuç (hazırlanacak Teknik Bilanço) gereği sağlanmak üzere, bir raporla Bakanlar Kuruluna bildirilir."

SORU: Yasanın bu konuda öngördüğü kural ve Teknik Bilanço hazırlaması yükümlülüğü İdare Meclisleri veya zamanın ilgili Bakanlıkları tarafından yerine getirildi mi? Bu konuda bildirimler yapılmış ise hangi tarihlerde olmuştur? Bakanlar Kurulu bu bildirimler sonucu ne yapmıştır? Bu bildirimler zamanında ve gereği gibi yapılmamışsa bunun nedeni veya nedenleri nedir? bu konuda ne önlemler alınmıştır?

(f) Madde 160- "Tarife ve Tüzük Yapma Yetkisini" düzenleyen ve 18 bentten oluşan (1)'ci fıkrası kapsamında yeralması gerekli olan muhasebe hesaplarına ilişkin mali kayıt işlemlerinin esas ve koşullarının "Mali İşler Tüzüğü'nün" düzenlenmesine yetki veren hiçbir kural maalesef yoktur.

Yukarıda belirtmiş olduğum ve özellikle muhasebe hesapları ile mali kayıt işlemlerinin ne ölçüde ve hangi yasal dayanağa istinaden yerine getirilip getirilmediğine ilişkin soruların cevaplandırılması gerektiğine inanmaktayım. Bu tür düzenlemelerin Müdürlük Talimatları veya Genelgeleri ile yapılması hukuken mümkün değildir. Şayet bu iddia doğru değilse o zaman Devlet, Şubat 2006 tarihine kadar yürürlükte kalan "Mali İşler Yönetmeliği" yerine neden bu konuda Tüzük yapma gereği duymuştur.

Şayet yukarıda belirttiğim ve cevaplandırılmasını talep ettiğim kurallar gerektiği gibi yerine getirilmeyecekseydi o zaman bu kurallar neden Sosyal Sigortalar Yasasında yer almıştır? Bu kurallar şayet gereksiz olarak addedilmişse (ki hiçbir makamın bu kuralları uygulamama gibi bir yetkisi yoktur) o zaman bu gereksiz kurallar neden 36 yıldan beri Yasa'dan çıkarılmamıştır? Bu kurallar hem Yasa'da yeralmaya devam edecek hem de uygulanmayacak. Olmaz böyle şey. Böyle bir duruma başka hiçbir ülkede rastlayamazsınız.

Her "Muhasebe ve/veya Mali İşler Tüzüğünde" bulunması gereken bazı temel kurallar ile muhasebe ilkeleri hakkında aşağıdaki özet bilgileri vermeyi ilgililer ve yetkililer bakımından uygun gördüm. Şöyle ki;

(a) Çerçeve Hesap Planının Genel Yapısı;

(b) Kullanılacak Muhasebe Defteri ve Kayıt Düzeni;

(c) İşlemlerin Kayıt Zamanı

(d) Defter Kayıt Sistemi;

(e) Yabancı Para İşlemleri ve Kur Kayıtları;

(f) Amortisman Uygulamaları;

(g) Defter ve Belgelerin Bilgisayarla Tutulmasını Düzenleyen Teknik Kurallar;

(h) Bilanço İlkeleri;

(i) Harcama İlkeleri, Ödenmeyen Giderler ve Avans Hesapları;

(j) Gayri Safilik İlkesi;

(k) Taahhütlerin Kaydı ve Değerlemesi;

(l) Kesin Hesapların Düzenlenmesi;

(m) Muhasebe Defterlerini ve Kayıtlarının Muhafaza Sorumluluğu ve Süresi;

Bu kurallara faaliyetin türlerine göre daha onlarca kural eklemek mümkündür.

Yukarıdaki bilgiler 2006 sayılı Genel Muhasebe Yasası'nın 20. maddesine istinaden 2 Şubat 2006 tarihinde yayımlanan "Genel Bütçeye Dâhil Daireler Muhasebe Tüzüğü" içeriğinde de görmek mümkündür. Hiç olmazsa bu Tüzük örnek alınarak Sosyal Sigortalar Dairesi'nin benzeri bir Tüzük yapması gerekmezmiydi? Böyle bir Tüzüğün yapılması herhalde birçok kişinin pek de işine gelmediği için göz ardı edilmiş ve edilmeye devam edilmektedir. Neden mi? Bunun nedeni adı edilen Tüzüğün 3'cü maddesi içeriğinin aşağıdaki özeti okunduğu zaman anlaşılacaktır.

TÜZÜĞÜN AMACI VE KAPSAMI ŞÖYLE AÇIKLANMIŞTIR:

(a) Mali saydamlık,

(b) Hesap verebilirlik,

(c) Muhasebe tekdüzenin sağlanması,

(d) Faaliyetlerin gerçek maliyetlerine uygun olarak sağlıklı ve güvenilir bir biçimde muhasebeleştirmesi,

(e) Mali tabloların zamanında ve doğruyu yansıtması,

(f) Muhasebenin temel kavramları ve genel kabul görmüş muhasebe ilkelerinin uluslararası standartlara uyum sağlaması,

(g) Yönetimin ve ilgili diğer kişilerin bilgi ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde kayıtların hazırlanması ve yayımlanmasına ilişkin esas, usul, ilke ve standartların belirlenmesi.

Pekâlâ, bir kez daha soruyorum. Yukarıdaki amaçların gerçekleştirilmesi için bu yasal düzenleme Sosyal Sigortalar mevzuatında yaklaşık 36 yıldan beri neden yeralmamış veya devlet sözkonusu düzenlemeye ihtiyaç duymuşken bu kurum için böyle bir düzenlemeye bugüne kadar neden ihtiyaç duyulmamıştır? Kanımca, bunun yegâne nedeni ancak "nemelazımcılık" veya denetim ve hesap verebilirlikten uzak kalabilmek olarak izah edilebilir.

Uygulamaların görev ve sorumluluklarına ilişkin esas teşkil eden hususların yasal yetkilerini ve sınırlarını saptayan kuralların kısmen veya tamamen bulunmayan kuruluşların sonu hüsrandır. Zaten yasaya dayandırılan çağdaş normlar uyarınca düzenlenen "Mali İşler Mevzuatı" olmayan kuruluşların ve özellikle kamu kurum ve kuruluşlarının başarılı icraatlarından bahsetmek de mümkün değildir.

Özetle, bazı kamu kurum ve kuruluşlarında meydana gelen finansal olumsuzlukların başlıca nedeni mali kuralların eksikliğinden, yetersizliğinden, güncelliğini yitirmesinden veya yasal boşluklardan kaynaklandığı aşikârdır. Bunlara bir de bugünkü kamu yönetiminin başıboşluğu ve disiplinsizliği eklenince durum daha da vahim olmaktadır. Hal böyle olunca da denetçilerin saptayacağı herhangi bir yolsuzluk hakkında adli makamların gerekli cezai müeyyide uygulamaları da çok zorlaşmaktadır.

Bu nedenle, hükümet süratle tüm yerel kuruluşlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının mali işlerle ilgili mevzuatlarını mercek altına almak suretiyle bu mevzuatı sağlam ve çağdaş muhasebe ilkeleri doğrultusunda yeniden düzenlemeli ve/veya tadil etme yönüne gidilmesi için gerekli yasal önlemleri almalıdır. Öncelikle bu sorumluluk Maliye Bakanlığına düşmektedir.

Aksi takdirde, çerçevesi olamayan bir çalışma sistemini düzenleyen esas ve kıstasları en açık şekilde belirlenmemiş her konunun mutlak surette zafiyetleri çok olur. Hükümetlerin temel görevi herhangi bir zafiyete meydan vermeyecek yasal önlemleri almalarıdır. Yoksa atalarımızın dediği gibi, "denetlenmeyenler ya davulcuya ya da zurnacıya varırlar."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.