Tasdik Memurları (değişiklik) Yasa Tasarısı'nın düşündürdükleri

Yayın Tarihi: 23/07/12 10:39
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

Geçen haftaki yazımda 1949 yılından beri yürürlükte bulunan Fasıl 39 Tasdik Memurları Yasası'nın güncelliğini çoktan yitirmiş olan kurallarını örnekleriyle açıklamıştım.

Bakanlar Kurulu'nun hiçbir kritere dayanmadan, tamamen takdir esasına bağlı olarak ve sadece siyasi çıkar gözeterek veya parti rozetine bakarak atamış olduğu Tasdik Memurlarının miktarı 132'ye ulaşmıştır. Edindiğim bilgilere göre Tasdik Memuru atanmak için Maliye Bakanlığına KKTC'nin dörtbir yanından 277 kişinin daha başvurmuş olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım.

Bakanlar ve siyasiler üzerinde ciddi bir baskının oluşmasına neden olan bu yoğun başvuruların elimine edilmesi için bahse konu Yasa'da bazı değişiklikler yapılmasına karar verilmiş olacak ki bu amaçla hazırlanan Değişiklik Yasa Tasarısı Resmi Gazetenin 28 Haziran 2012 tarihli nüshasında yayınlanmıştır. Ancak, her değişiklik yasasında olduğu gibi bu tasarı da hatalarla ve eksikliklerle dolu olduğunu gözlemledim. Bu hataların ve eksikliklerin başlıca nedeni, siyasi makamın ne istediğini tam olarak bilmediği veya yapılacak düzenlemede kendi egemenliğini veya "iki dudak" arasındaki yetkilerini kaybetmemek, hatta bunları daha da genişletmektir. Diğer bir nedeni ise mesleki bilgi ve vizyondan yoksun birçok bürokratın işbilmezliğinin veya "emret efendim" mantığının yarattığı durumdur.

Bahse konu Tasarıyı incelediğimiz zaman aşağıdaki mantık dışı görüşlere rastladım.

1. Tasarı'nın genel gerekçesinde değişiklik nedeni olarak Tasdik Memuru atanmaları ile ilgili uygulamada yaşanan sıkıntıların giderilebilmesi gösterilmiştir. Bu sıkıntılar neler olabilir? Tasdik Memuru yetkisi verilmesine ilişkin hiçbir kriter yokken ne gibi sıkıntılar olabileceği dikkate alındığında sayın Maliye Bakanı'nın hiçbir başvuru sahibine oy kaybı endişesiyle "yok" demek cesaretini göstermemesidir.

Bu nedenle, başvuruları azaltmak için sözkonusu tasarı ile Tasdik Memurluğuna atanmak için başvuracak olanların sadece Avukatlara münhasır tutulması öngörülmüştür. Diğer bir anlatımla, bundan böyle sadece Avukat olanlar Tasdik Memuru atanabileceklerdir. Pekâlâ, yüzlerce avukat başvuru yaptığında bu Yasa'da özel kriterler öngörülmediği için hangi kriterlere göre atama yapılacak veya bu konudaki başvurular hangi gerekçe veya gerekçelerle reddedilecektir? Bir atamanın Sübjektif kriterler nedeniyle reddedilmesi yasal açıdan mümkün değildir.

2. Eğitimi avukatlık olmayan ancak lisans veya lisansüstü yüksek eğitim gören, master ve doktora unvanına sahip olan işsiz gençlerimiz neden Tasdik Memuru atanmasın? Acaba bu husus hiç düşünüldü mü?

3. Geçen haftaki yazımda da vurgulamaya çalışmış oluğum gibi "Tasdik Memurluğu" ile "Noterlik" yetkisinin görev ve sorumlulukları arasında çok büyük farklılıklar vardır. Örneğin T.C'nin Noterlik Yasası yüzlerce maddeden ve yönetmeliklerden oluşmakta olup bu yetkiyi almak için çeşitli sınavlarda başarı gösterilmesi ve belli bir süre staj yapma zorunluluğu vardır. Üstelik Noter yetkisi olanların başka iş yapmaları da tamamen yasaklanmış olup bu mesleğin yüksek düzeyde etik kuralları da mevcut olup bağımsız bir meslek olarak ifade edilmektedir.

4. Başka ülkelerde gerek Noterlik gerekse Tasdik Memurluğu Adalet Bakanlığı veya adli makamlar tarafından sınavla ve/veya belli kriterlerle verilmekte ve denetlenmektedir. Böyle bir yetkinin Maliye Bakanlığı tarafından verilmesinde ısrar edilmesinin nedenini anlamak mümkün değildir. KKTC'de Adalet Bakanlığı olmadığı için kanımca en uygun Bakanlık Muhtarların bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı olması gerekir.

5. Mevcut Yasa'ya göre Tasdik Memurlarının başka iş yapmaları hiçbir şekilde kısıtlanmamıştır. Yani bu göreve atananlar tasdik işlerinin yanında her türlü ticari ve mesleki faaliyeti de yürütebilmektedirler. Dolayısıyla bu yetkiye sahip olanların bağımsız olarak işlem yapmaları sözkonusu değildir. Hatta bazı hallerde menfaat çelişkisi (conflict of interest) dolayısıyla bu yetkinin kötü amaçlar için de kullanılması veya istismar edilmesi de mümkün olabilmektedir.

6. Bugüne kadar bu konuda yetkili kılınanlar arasında emlak alım-satım işleri ile uğraşanlar, her türlü komisyonluk v.s. işlerle uğraşanlara rastlamak mümkündür. Öteyandan bazı avukatlara da Tasdik Memurluğu yetkisi verildiğini görmekteyiz. Herkesin malumu olduğu üzere birçok davalarda hak ve yükümlülük belirten belgeler duruşmaların seyrinde büyük önem taşıdığına göre Tasdik Memuru yetkisine sahip bazı avukatların bazı hallerde ilgili belgeler hakkında tasdik yetkisini istismar ederek bazı gerçek dışı düzenlemelerle müvekkilinin leyhine kullanmayacağını kim garanti edebilir? Veya herhangi bir konuda menfaat çelişkisi oluşturmayacak mı? İngiltere de resmi tasdik işlemlerinde somut esas ve kriterlere bağlı olarak bazı yetkiler verilmektedir. Ancak, bu yetkileri veren makam o ülkenin siyasi makamı değil bağımsız hukuk kurumudur.

7. Tasarının 6'cı maddesinde "bu Yasa ile saptanmış bulunan Tasdik ücretlerinden" bahsedilmektedir. Sözkonusu Yasa'da böyle bir ücret tarifesine rastlamadığıma göre bu ücretler nasıl saptanıp uygulanacaktır? Yoksa tasdik ücretlerinin de tüzükle saptanması ve uygulanması mı öngörülmüştür? Böyle bir uygulama Anayasanın 75(2). maddesine aykırıdır. Çünkü herkesin malumu olduğu üzere mali yükümlülük getiren düzenlemelerin yasa ile düzenlenmesi gereği açıkça kurala bağlanmıştır.

8. Sözkonusu "Yasa'nın daha iyi uygulanması amacıyla" sınırsız konularda sınırsız yetkiler kullanması için Bakanlar Kuruluna Tüzük yapma yetkisinin verilmesinin öngörülmüş olması da Anayasa'nın 122. maddesi kurallarına aykırıdır. Bakanlar Kurulu Tüzük yapabilmek için yasa açıkça çerçeve belirterek yetki vermedikçe Devletin hiçbir organı tüzük yapamaz ve yürürlüğe koyamaz. Özetle, çerçevesi yasa ile çizilmeyen konularda ve üst ile alt sınırları yasayla saptanmayan mali yükümlülükler hakkında Tüzük düzenlenemeyeceği hususundaki Anayasa kurallarına ilaveten bu konuda Anayasa Mahkemesinin de kararları mevcuttur.

En temel Anayasa kurallarını dahi dikkate almadan sözkonusu yasal düzenlemeleri yapmaya kalkanların "ben yaparım olur" düşüncesini bu tasarıyla bir kez daha ortaya koymalarını görmek halkın her geçen gün hükümete olan güveni sıfıra doğru gitmektedir.

Bazı Tasdik Memurlarının tabelalarına antetli kağıtlarına, kartvizitlerine "Noter" unvanını yazmaları veya kullananlar hakkında her hangi cezai yaptırımın öngörülmemesi ve/veya bazı suçlar için öngörülmüş olan para cezaları düzenlemesinde meslekten men veya yetkinin iptal edilmesi hususunda Tasarıda hiçbir kurala yerverilmemiş olması da düşündürücüdür. Halen her atamanın yapıldığı gibi ayni şekilde de sona erdirilebileceği kuralının aynen bırakıldığını görmekle siyasilerin niyetini anlamak çok kolaydır. Diğer bir anlatımla, Maliye Bakanı gerekçesiz atama yapacağı gibi gerekçesiz de bu atamayı iptal etme yetkisini elinde bulundurmaya devam edecektir.

Bahse konu düzenleme ile Tasdik Memurluğu atanması sadece Avukatlara yönelik yapılacaksa o zaman daha önce bu yetkilere sahip olanların bu haklarını koruyacakları hakkında tasarıda herhangi bir kural yeralmaması da düşündürücüdür? Daha pratik olması bakımından tasarıyı hazırlayanlara veya hazırlatanlara önerim her avukata otomatik olarak ve başvuru yapmadan Tasdik Memuru unvanı verilmesi yönünde düzenleme yapılması herhalde daha uygun olacağı gibi bu yetkinin verilmesi için de fuzuli zaman harcaması önlenmiş olacaktır.

Kanaatimce, sadece imza ve mühür tasdikinden öte hiçbir yetkisi veya özelliği olmayan Tasdik Memurluğu uygulaması yerine Noterlik kurumunun getirilmesi gerek hükümetin birçok işlemlerine, gerekse vatandaşlara büyük kolaylıklar sağlanmış olacağı gibi her gün çığ gibi çoğalan genç avukatlarımız için de Noter olarak ayrı ve bağımsız bir meslek icra etmelerine olanak sağlamış olacaktır.

Böyle bir yasa'nın düzenlenmemesi için hiçbir neden görmüyorum. Yeter ki siyasiler ellerindeki bu yetkileri bırakmayı kabullenmek suretiyle her şeyin daha çağdaş, tarafsız ve adaletli olması için olanak yaratmış olsun.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.