Bütçe disiplini bu ise vay halimize

Yayın Tarihi: 30/07/12 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

Gün geçmiyor ki özellikle Maliyeden sorumlu bakan ve diğer bazı hükümet yetkilileri KKTC'nin ekonomik kalkınmışlığından ve bütçe disiplini ile ilgili önlemlerden dolayı bütçe açıklarının azalma gösterdiğinden bahsetmesinler.

"Bütçe disiplini" denildiği zaman akaryakıt ile elektrik gibi temel tüketim mal ve hizmetlerine yapılan okkalı zamlara rağmen sadece çalışanların maaş artışlarını kısıtlamak veya azaltmak değildir. "Bütçe disiplini", devletin zorunlu harcamalarını asgari düzeye çekmek, bütçeye ek külfet getirecek gider kalemleri yaratmamak, fuzuli ve gereksiz harcamaları örneğin ailevi ve kalabalık kafilelerle çeşitli yersiz ve gereksiz gerekçeler uydurarak neredeyse her hafta yurtdışı geziler düzenlemek, çeşitli örgütlere nakdi yardımlar yapmak, hizmet alımları kapsamında ihalesiz hizmet alımları ile personel istihdamlarını v.b. harcamaları iptal etmek veya gerçekleştirmemek demektir.

Hâlbuki hükümet gerçek anlamdaki bütçe disiplini ilkelerine riayet edeceği yerde her vesile ile gereksiz ve fuzuli harcamalarına hız vermeye devam etmektedir.

Bu görüşümü destekleyen belgelerden bir tanesi olan bir rapor geçtiğimiz gün basınımızda yer almış olup bütçe disiplini uygulamaları nedeniyle KKTC Bütçesinde büyük iyileşme olduğu iddialarının maalesef doğru olmadığını göstermiştir. TC Başbakanlık Kıbrıs İşleri Başmüşavirliği'nin en son raporundaki çarpıcı rakamlardan bir tanesi "2012 için TC katkısı olarak öngörülen 300 milyon TL'sinin 255 milyon TL'sinin 12 aylık dönemi için öngörülen 300 milyon TL bütçe katkısının %75'i yılın ilk üç ayında harcanmış" olduğudur. Geriye kalan 75 milyon TL acaba 9 aylık bütçe ihtiyaçlarının karşılanmasına yetecek mi? Yerel gelirlerde de bu açığı telafi edecek bir artış beklemek pek mümkün değildir. Kurumlar ve Gelir Vergisi ödeme ayları da geçtiği için bu kaynaklardan gelir beklemek kanımca pek mantıki değildir.

Sözkonusu raporda yer alan diğer bir saptamaya göre T.C. ile imzalanan Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü uyarınca işten ayrılan 816 kişi yerine 408 kişi istihdam edileceği yerde 1,168 kişinin istihdam edilmesi de siyasi rant amacının bütçeye getirdiği ek mali külfettir.

Bu konularda en son gerçekleştirilen savurganlık örneği ise 11.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 4.7.2012 tarih ve K(II)1711-2012 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile bir kez daha belgelenmiştir.

Konunun özeti şöyledir. Bakanlar Kurulu, Sağlık Bakanlığı Binasının inşaatı ile ilgili 13.03.2012 tarihli Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri Proje Sözleşmesini onaylayarak bu projenin çizilmesi ve ihale dosyasının hazırlanması işleri için aşağıdaki kişilere belirtilen miktarlarda toplam 155,060 TL artı (%16) KDV olmak üzere toplam 179,869.60 TL tutarında ödeme yapılması hususunda yukarıda tarih ve sayısını belirtmiş olduğum karar almıştır:

Ödenecek

Bedel(TL) KDV(TL) Toplam (TL)

1. Hasan Kolozali Mimar 60,403 + 9,664.48 = 70,067.48

2. Hüseyin Onbaşı İnşaat Mühendisi 40,468 + 6,474.88 = 46,942.88

3. Seyit S.Cambazoğluları ve Makine Mühendisi

Emir Taşcıoğlu Makine Mühendisi 32,544 + 5,207.04 = 37,751.04

4. Samet Biricik Elektrik Mühendisi 21,645 + 3,463.20 = 25,108.70

Genel Toplam 179,869.60

Sözkonusu karar üstelik ihaleye çıkılmadan Devlet İhale Tüzüğü'nün O MEŞHUR 3(2). MADDESİNE, sığınarak yani ihaleye yöntemine başvurulmadan. Diğer bir anlatımla KKTC'deki yüzlerce mimar ve mühendislerin bu proje için verecekleri tekliflerin içeriğini ve miktarını hiç dikkate almadan böyle bir kararın alınması elbette ki düşündürücüdür. Kaldı ki, sözkonusu karardan anlaşıldığına göre bu sözleşme 23.03.2012 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından imzalanmış ancak bunun Bakanlar Kurulu tarafından onaylanması tam 4 ay sonra gerçekleştirilmiş olmasının da bir özelliği çok aciliyeti olsa gerek!! Sanki hastanelerimizi ve sunduğu hizmetlerini mamur ettik de iş sadece Sağlık Bakanlığı Binası'nın inşaatı kalmıştı… Rahmetli nenemin bu gibi durumlara "kel başa şimşir darak" atasözü aklıma geldi.

Neyse, ne bizlerin ne de halkımızın artık hükümetin bu tür işlerine akıl erdirmesi olanaksız hale gelmiştir. Hükümet, yasa, kural, örf, adalet ve gelenek dinlemeden dilediği her şeye bir kulp uydurup kararlar üretmeye devam ederken Sayın Maliye Bakanı ve bazı siyasi yetkililer hala daha bütçe disiplininden ve ekonominin geliştiğinden söz etmeye ve halkı inandırmak için çaba harcamaya devam etmektedir.

Neredeyse her türlü hizmet alımlarında ihale yönetimini "by-pass" yapmak amacıyla bugünkü hükümetin sığındığı Devlet İhale Tüzüğü'nün 3(2). maddesini aynen aşağıda belirtmek suretiyle yorumu ve takdiri kamuoyuna bırakmayı uygun gördüm.

"Madde 3(2)- Bakanlar Kurulu, özelliği olan ihaleleri bu Tüzük kapsamı dışında bırakabilir. Ancak, bu Tüzük kapsamı dışında bırakılacak ihalelerle ilgili koşullar belirlenir."

Kamuoyu bu konudaki yorumunu yaparken ilgili maddedeki şu noktalara dikkatinizi çekmek istiyorum:

· İlgili maddede öngörülmüş olan "özelliği olan ihaleler" ne anlama gelmektedir? Bir bakanlık binasının proje çizimi ve ihale dosyasının hazırlanması işlerini sanki KKTC'de yapacak ne özel sektörde ne de kamuda ehliyet sahibi başka mimar, mühendis v.s. teknik kişiler yok mudur?

· Projenin herhangi bir aciliyet veya stratejik gizlilik durumu sözkonusu olmadığına göre sözkonusu hizmet alım konusunda ihaleye çıkılmasından neden kaçınılmıştır?

· Projesi çizilecek bakanlık binası ilk kez inşa edilecek "bir sanat eseri" mi olacak ki bu binanın mimarlık ve mühendislik hizmetleri ücret karşılığı ve ihalesiz olarak sözkonusu kişilere verilmiştir?

· İlgili maddede öngörülmüş olan "Tüzük kapsamı dışında bırakılacak ihalelerle ilgili koşullar belirlenir" kuralına rağmen acaba bu koşullar belirlendi mi? belirlenmişse bunlar neden halkın bilgisine getirilmemiştir?

Özetle, bütün bu yasadışı uygulamalar ve "iki dudak" arası talimatlarla, devlet gereksiz yere 179,869.60 TL ödeme yapma taahhütü altına sokulmuştur. Bu kararın yerine acaba sözkonusu bakanlık binasının inşaat projesi Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığına bağlı Planlama ve İnşaat Dairesinin kadrosunda bulunan ve her ay ortalama 4,000 TL ile 5,000 TL civarında maaş alan ve yaklaşık 25 kişiden oluşan kamu görevlisi mimarlara, inşaat mühendislerine, elektrik mühendislerine, makine mühendislerine, iç mimarlara v.s. teknik personele niçin hazırlatılmamıştır? Şayet bu Dairede yeterli sayıda ve yetenekte teknik eleman bulunmuyorsa bu münhallerin bazıları doldurulmak suretiyle işsiz mimar ve mühendis gençlerimizin istihdamına katkı yapılamazmıydı?

179,869.60 TL tutarındaki dıştan hizmet alım bedeli ödeme yerine acaba bu para ile hastanelerimize ilaç ve araç-gereç alımı yapılmazmıydı?

"Siyasi rant uğruna gereksiz harcamalara devam, Anavatan'a selama" anlayışı devam ettiği sürece KKTC'nin sosyo-ekonomik durumunun iyileştirilmesini beklemek hayaldir. Bütçe, disiplini şayet bu ise vay KKTC'nin haline ve gidişatına!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.