Planlama İnşaat Dairesi'ne ihtiyaç var mı?

Yayın Tarihi: 06/08/12 07:00
okuma süresi: 12 dak.
A- A A+

Bu haftaki yazımda yeni inşa edilecek olan Sağlık Bakanlığı binasının mimarlık ve mühendislik hizmetleri proje yapımının ve ihale dosyasının hazırlanması işlerini özel sektörde çalışan mimar ve mühendislere verilmesi hususunda Bankalar Kurulu'nun almış olduğu kararın içeriğini yayınlamak suretiyle bunun mali ve yasalara aykırı yöntemi hakkındaki görüşlerimi yürürlükteki yasalara atıfta bulunmak suretiyle açıklamaya çalışmıştım.

Bu yazımda 04.07.2012 tarih ve K(II)1711-2012 sayılı bahse konu kararın:

(a) İhale mevzuatına ve bütçe disiplinine tamamen aykırı olduğu;

(b) Dışa yaptırılacak bu işlerin devlete toplam 179,869.60 TL mali külfete mal olacağı;

(c) Bu mali külfetin darboğazda olan bugünkü sosyo-ekonomik durumun giderilmesi amacıyla, örneğin hastaneye ilaç ve araç-gereç alımında kullanılmasının daha uygun olacağı;

(d) Çeşitli ekonomik sıkıntılar içinde bulunan KKTC'nin devlete ait olan mevcut Sağlık Bakanlığı binasının yeterli olduğu ve yeni bir Sağlık Bakanlığı binasına acilen ihtiyaç olmadığı;

hususlarında görüşlerimi belirtmiş ve bazı örnekler vermek suretiyle Maliye Bakanı ile bazı siyasilerin neredeyse hergün ekonominin iyiye gittiğine ilişkin beyanatlarının doğruyu yansıtmadığını açıkladım.

Bugünkü yazımda ise Sağlık Bakanlığı binasının proje çizimi ve ihale dosyasının hazırlanması karşılığı sözkonusu ödeneğin Sağlık Bakanlığı Sağlık Fonu Hesabından yapılmasının açıkca yasa dışılık ile yetki aşımı olduğu ve karar konusu hizmetlerin neden Planlama İnşaat Dairesi'ndeki mimar ve mühendislere yaptırılmadığının, bu konudaki hizmet sözleşmesinin ilgili taraflar arasında 23.03.2012 tarihinde imzalanmış olmasına rağmen bu hizmet alımına ilişkin ihalesiz yapılması kararının yakışık üçbuçuk ay sonra alınmış olmasının durumu üzerinde duracağım.

8/2012 sayılı Sağlık Fonu Yasası'nın "Fonun Kuruluş Amacını" ve "Fonun Oluşumunu" düzenleyen 3'cü ve 4'cü maddeleri Bakanlar Kuruluna Fon kaynaklarının Sağlık Bakanlığı Binası'nın inşaat projesinin çizim ve ihale dosyasının hazırlanması için hiçbir surette harcama yapma yetkisi vermemektedir.

Bahse konu Yasa'nın 4'cü maddesi kuralları Fon kaynaklarının harcanabileceği amaçları aşağıdaki hususlar için öngörmüştür:

(a) Halkın ihtiyaçlarını karşılayabilecek nitelikte Devlet Hastanesi ve Sağlık Merkezleri kurmak;

(b) Devlet Hastanelerinin ve Sağlık Merkezlerinin tamiratını yapmak ve tıbbi teçhizatını temin etmek;

(c) Hastane ve Sağlık Merkezleri hizmetlerinin yürütülmesi için ödenecek ücretleri karşılamak.

Bu kuralların içeriğinde de görüleceği gibi sözkonusu Fon kaynaklarının Sağlık Bakanlığı Binasının mimarlık ve mühendislik hizmetlerinin çizilmesi projesi ve ihale dosyasının hazırlanması için ödeme yapılmasına kati suretle yetki vermemektedir.

Bankalarımızın fazla açılış törenlerine iştirak ettikleri için belki de kararları incelemeleri amacıyla zaman bulamadıklarından bu yasadışılığa aldırmazlar, çünkü bugüne kadar benzeri uygulamalarla ilgili kendilerinden hesap vermeleri sorulmamış ve hala daha "ben yaptım oldu", "kimse hesap sormaz" anlayışına devam etmektedirler. Ancak, adı edilen Yasa'nın 6'cı maddesi uyarınca Sağlık Fonunun İta Amiri olan Sn. Sağlık Bakanlığı Müsteşarına bir abi ve emekli bir üstkademe yöneticisi olarak nacizane önerim, bu konuda yapılacak harcamaları onaylamamasıdır. Aksi takdirde gün gelir bunun hesabını veremez ve çok sıkıntılar yaşar. Öte yandan, açıkça belirtmek isterim ki sözkonusu projenin çizim ve ihale şartnamesini bedel karşılığı hazırlayacak olanların kişiliklerine veya mesleklerine karşı herhangi bir olumsuz düşüncem veya görüşüm yoktur. Kaldı ki bunlar tanımıyorum da.

Sayın okurlar, Sağlık Fonunun esas gelir kaynağının ne olduğunu biliyormusunuz? Bu Fonun en büyük kaynağı geçtiğimiz aylarda yürürlüğe konan ve Devlet Hastanelerinde her statüdeki hastadan alınan muayene, teşhis ve tedavi paralarıdır. (Hani ya sendikalar, sosyal sigortalılar, emekliler ve birçok sivil toplum örgütü ile muhalefet partileri bu uygulamanın aleyhine eylemler yapmışlardı).

Gelelim sözkonusu Bakanlar Kurulu kararı ile Devletin Planlama ve İnşaat Dairesi mevcut iken proje çizimi ve ihale dosyasının hazırlanması bu Daire yerine dıştan ihalesiz ancak bedel karşılığı bu hizmetleri alınması konusuna. Kıbrıs'ın tarihsel idari yapısına bakıldığı zaman İngiliz Koloni döneminden günümüze kadarki zaman diliminde ülkenin her zaman çeşitli statülerde yetenekli mimar, mühendis ve diğer teknik personel ile donatılmış bir Planlama ve İnşaat Dairesine sahip olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. KKTC'nin kamusal yapısına bakıldığı zaman adı edilen Dairenin Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları Yasasının 79/1991 sayılı yasa olarak düzenlenmiş olduğunu görmekteyiz. Bu Yasanın 3'cü maddesinde Dairenin kuruluş amacı aşağıdaki şekilde tamamlanmıştır:

" Dairenin kuruluş amacı devlet ve kamu sektöründe ihtiyaç olarak belirtilen mimarlık ve/veya mühendislik yapı tesislerini, sosyal ve ekonomik koşullara uygun şekilde güvenlik, güzellik ve uzun ömürlülük öğeleriyle planlamak, yapmak, mevcutları korumak ve idamelerini sağlamak."

Ayrıca, Planlama ve İnşaat Dairesinin 13. fıkradan oluşan görevlerinden bazıları aşağıda belirtilmiştir:

1. Toplumun bünyesinde ve bölgenin koşullarına en uygun yapı şekillerini ortaya çıkarmak ve bu yapıların daha kaliteli yapılmasının sağlanması için gerekli önlemleri almak;

2. İnşaat sektörünün gerektireceği her türlü gereksinimi saptayarak sınırlı olan dış kaynakları ulusal ekonomiye en uygun şekilde kullanma olanaklarını saptamak;

3. Genel bütçeye dâhil kuruluşlara ait bina ve/veya tesislerin ihtiyaç programlarını hazırlamak; gerçekleştirilmesi için gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak; proje ve/veya keşiflerini inşaatlarını tadilleri ile onarım ve/veya bakımlarını yapmak veya yaptırmak;

4. Talep edildiği ve Bakanlıkça (Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı) uygun görüldüğü takdirde, her türlü kuruluş, gerçek ve/veya tüzel kişilerce kamu yararına yaptırılacak olan bina veya tesislerin etüt, proje keşifleriyle inşaatlarını yapmak ve/veya yaptırmak; tehlikeli binaları saptamak, yıkımı için keşif hazırlamak ve/veya gerekirse uygulanmasını sağlamak.

Nitekim, bu amaç ve görev sorumluluğu içerisinde sözkonusu Daire, son 30 yılda Başbakanlık, Bayındırlık ve Ulaştırma, Dışişleri, Maliye Bakanlığının üç tane ve binaları ile tesisin proje çizimlerini, ihale dosyalarını ve kontrol hizmetlerini bizzat gerçekleştirmiş olup bu binaların bugüne kadar kullanılmasına devam edilmektedir.

İnşası öngörülen Sağlık Bakanlığı binasının acaba diğer bakanlık ve başbakanlık binalarından daha fazla ne gibi özellikleri olabilir ki bunun projelendirilmesi Planlama ve İnşaat Dairesi yerine bedel karşılığı özel kişilere verilmiştir? İnşaat konusunda teknik kişi değilim ancak belirtmiş olduğum bakanlık binalarından her hangi birinin esas alınarak bazı redaksiyonlarla Sağlık Bakanlığı projesi ile ihale şartnamesi fazla zamana da gereksinim duyulmadan hazırlanamaz mıydı? Üstelik devlet binası olacağına göre dış görünümü de diğer bakanlık binaları ile dış görsellik bakımından da daha uyumlu olmaz mıydı? Bildiğim kadarıyla, Sağlık Bakanlığı'nın hale hazırda kamuya ait idari binaları mevcut olup herhangi bir kira ödemediği için gerçek anlamda "bütçe disiplinine" ihtiyaç duyulan bu yıllarda böyle bir inşaata gerek olmadığı kanaatindeyim.

Yukarıda belirtmiş olduğum amaçların gerçekleştirilmesi için bahse konu Yasa ile kurulmuş olan Planlama ve İnşaat Dairemizin 2012 yılı Bütçesindeki kadrosuna bakıldığı zaman "Üst Kademe Yöneticisi Sayılmayan Diğer Yöneticiler" ile kadro sayısı 39 olan "Mühendislik ve Mimarlık Hizmetleri Sınıfında" 14 münhal kadrosunun haricinde 25 aktif çalışan personeli olduğu görülmektedir. Ayrıca, kadro sayısı 30 olan "Teknisyen Hizmetleri Sınıfında" da 14 personel de halen görev yapmaktadır.

Keza, bu kadronun her türlü mühendislik ve mimarlık işlerini yapacak bilgi, yetenek, tecrübe ve teknik donanıma sahip olduklarına da inanmaktayım. Daha doğrusu inanmak istiyorum. Ancak, Bakanlar Kurulu'nun Sağlık Bakanlığı binasının projelendirme ve ihale dosyasının hazırlatılması hizmetlerinin bedel karşılığı dışa yaptırılması hususunda almış olduğu bu kararla Planlama ve İnşaat Dairemizde yetenekli ve/veya gerekli ehliyete sahip mimar ve mühendisin bulunmadığı, bunların çok fazla başka işleri olduğundan!! Dolayısıyla bu projeyi hazırlamak için vakitleri olmadığı veya hükümetin bazı kişilere veya şirketlere dolaylı menfaat sağlama düşüncesi ortaya çıkmaktadır. Her şeye rağmen birinci gerekçeye inanmak istemiyorum. Lütfen geçen haftaki yazımın ekinde yayınlanmış olduğum Bakanlar Kurulu kararını bir kez daha okuyun. Karar ne diyor biliyormusunuz? İşveren statüsünde olan yani inşaatın bedelini ödeyecek olan devletin bu konudaki ihale dosyasını da bu ekip hazırlayacak ve inşaatın ihalesine çıkılacaktır. Bu acaba ne anlama gelmektedir? Sakıncaları ne olacaktır?

Herhalde, bu görüşüme sözkonusu Dairenin bağlı bulunduğu Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanımız da katılmaktadır. O zaman kendisine sormak gerekir, ilgili Dairenin Bakanı olarak neden bu kararın altına imza atmıştır? Bu kararın yerine "neden Bakanlığına bağlı Dairenin bu hizmeti verme potansiyeline sahiptir" gerekçesiyle itiraz etmemiştir.

Bu konu hakkında cevap vermesini beklediğim diğer bir makam ise Maliye Bakanıdır. Her fırsatta bütçe disiplininden bahseden Sn. Maliye Bakanı, devlette bunu yapacak bir Daire mevcut iken ve geçtiğimiz yıllarda birçok bakanlık binası projesini hazırlamış ve hayata geçirmişken 179,869.60 TL tutarındaki bir kaynağın gereksiz yere harcanması için bu karara neden imza koymuştur?

Şayet sözkonusu inşaat projesini çizecek ve ihale şartnamesini hazırlayacak kadar potansiyele sahip olmayan bir Planlama ve İnşaat Dairemiz varsa o zaman bu Dairemizin artık mevcudiyetine gerek yoktur ve bütçe disiplini, yani tasarruf amaçları için kapatılması gerektiğine inanmaktayım.

Her türlü hizmet üretiminin ve alımının dıştan yapılmasına hızla devam edilecekse sayın Bakanlara, yetkililere ve onların kılavuzlarına çok basit bir önerim vardır. O da tüm devlet Dairelerinin hizmetlerini dışa yaptırmaya başlayın ki siyasi rant v.s. getiriniz bir süre daha devam etsin, hatta artsın. Sonuç olarak gereksiz ve mesnetsiz olarak halkın çeşitli katkılarından karşılanacak olan bu ödeme şayet "bütçe disiplini" kapsamında görülüyorsa vay KKTC'nin haline.

Unutulmamalıdır ki "Menfaate Dayanan Sistem, Sistem Değildir."

NOT: Geçtiğimiz haftaki "Bütçe Disiplini Bu ise Vay Halimize" başlıklı yazımı araştırma yapmadan yazdığımı iddia eden Mimar Mühendisler Birliği Başkanının görüşlerini basınımızda açıklarsa bu konuda ona da verecek kapsamlı cevabımın olduğunu belirtmek isterim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.