Siyasiler pembe tablolar çizmekten artık vazgeçmelidir - 2 -

Yayın Tarihi: 04/01/13 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+
Maalesef, KKTC'nin sosyo-ekonomik durumunun başına ne gelmişse son yıllarda bu ülkeyi yönetenlerin ve hiçbir gerçek veriye dayanmadan siyasilerin çizdikleri pembe tablolardan gelmiştir. Kimisi sürekli gündemde kalmak, kimisi de ben herşeyi bilirim düşüncesiyle gelişi güzel verdiği beyanatlarla siyasi rant elde etmeye çalışmış, hala daha da bu yönde pembe tablolar ve gerçek dışı vaatler sunarak çalışmalarını devam ettirmektedirler. Nitekim, ülkemizin her bakımından en kötü dönemini yaşadığı ve halkın hükümete olan güveninin sıfıra düştüğü bugünlerde Ekonomi ve Enerji Bakanı sayın Sunat Atun'un ve yaklaşık ayni yaş grubunda olan birkaç Bakan arkadaşının hala daha vergiye dayanmayan bazı örnekler vermeye ve kehanet türü tabloların ne kadar gerçekle bağdaşmadığını geçen haftaki yazımda kaleme almaya başladım. Bunun başlıca nedeni artık "enayi" veya "aptal" yerine konmaktan usanmış olduğum ve en az kendileri kadar benim ve daha yüzlerce kişinin ülkenin gerçekleri hakkında yeterli bilgi sahibi olduğunu göstermektir.

Sn. Ekonomi ve Enerji Bakanı geçtiğimiz hafta basına verdiği beyanatlarını bir hatırlayalım. Ne demiştir?

  • KIB-TEK'in 140-145 bin abonenin elektrik paralarının tahsilatını devletin, yani kurumun yapmasının olanaksız olduğundan ceryan ücretlerinin tahsilatını özelleştireceklerini açıklamıştır. Diğer bir anlatımla, hükümetin yeterli iradeye sahip olmadığını ifade etmiştir.

  • Bütçe açıkları kontrol altına alınmış olduğundan hükümetin 2013 yılından itibaren yeni vergilerin olmayacağını, vergilere asılma, vergileri artırma, vergileri daha çok toplama dolayısıyla halkın alım gücünün ve tüketim üzerindeki olumsuz etkilerin meydana gelmesine olanak vermeyeceğini ve artık vergilerle ilgili sürpriz döneminin kapanmış olduğunu belirtmiştir. Diğer bir anlatımla, hükümet artık vergilere asılmayacaktır diyor Sn. Bakan. Ancak, TC ile imzaladıkları Ekonomik Programda vergilerin etkileştireceği ve her türlü önlemlerin alınacağına ilişkin KKTC hükümeti çok net taahhütler vermiştir. Keza, 2013 Bütçe Yasasında özellikle fon ve dolayısıyla vergilerde de kayda değer artışlar yeralmıştır.

Yukarıdaki hayal ürünü görüş ve iddialara geçen haftaki yazımda detaylı açıklamalarda bulunmuş ve bunların Maya kehanetinden de daha gerçek dışı olduğunu belirtmiştim. En azından Mayalar bu kehanetlerini ellerindeki verilere dayandırmışlardı.

Acaba, iktidardaki hükümet, iktidara gelirken vermiş olduğu hangi söze, taahhütte veya 2009'daki seçimlerde açıklamış olduğu Parti Programına sadık kalmıştır? Yoksa tam tersini mi yapmıştır. Bunları saymaya kalkarsam sayfalar yetmez.

Sn. Ekonomi Bakanı 2016 yılında bütçe fazlalığından bahsetmiş ve bu fazlalığın halkın refahı için kullanılması yönünde sivil toplum örgütlerinin önerilerinin gerekeceğini belirtmişti. Nasıl bir bütçe disiplini uygulanacağını doğrusu anlayamadım. Hem bütçe açıklarının azaldığını göstermek için çeşitli rakamsal ve ilkesel kurallarla oynayacaksın ancak devletin KIB-TEK'e olan elektrik ve diğer sektörlere olan borçları ile üreticilere olan alacakları hesaba katmayacaksın veya ödemeyeceksin. Keza, iç borçlanmalar için ayrılmış olan 150 milyon TL faiz ödemesini yapmayacaksın. Bütçe disiplini ancak, gelirlerde reel artış ve giderler ile borç stokunda azalma olursa geçerli kabul edilir.

Bu gerçeğe rağmen diğer genç Bakanlarımız da benzeri ekonomik pembe tabloları her vesile ile halkımıza sunmayı sürdürmektedir. 21 Aralık 2012 tarihli Güneş Gazetesinin manşetinde "Refah Günleri Yakın" diye bir yazı yeraldı. Bu gazeteyi yayımlayan arkadaşlara soruyorum, gerçekten bu yazdıklarınıza özellikle kendiniz inanıyor musunuz yoksa "oduncunun hık! diyenlerinden misiniz? Sizler bu ülkede acaba yaşamıyor musunuz? Yoksa, başka işleri yokmuş gibi ülkemizin hayrına yapacakları yüzlerce görev mevcutken hergün siyasilerin ve özellikle de Bakanların mankenli butik, berber, kuaför, spor salonu v.s. tantanalı açılışlara topluca katılımlarına ve buralarda yaptıkları yaldızlı konuşmalar ile çizdikleri ekonomik pembe tablolara inanarak mı "refah günlerinin" yakın olduğundan bahsediyorsunuz.

Geçtiğimiz gün Maliye Bakanı Sn. Ersin Tatar, herkese "Bütçenize Göre Harcayın" tavsiyesinde bulunmuş. Acaba, hükümet yaptığı, daha doğrusu yapmadığı icraatlarla halka ve işletmelere acaba bütçe yapma olanakları yarattı mı ki herkes yarının ne olacağını bilebilsin? Öteyandan, mademki Sn. Bakan bütçeye göre harcama ilkesini benimsemişti o takdirde LTB'de olan bitenleri gördüğü halde gerek Maliye Bakanı gerekse kabinenin bir yetkilisi olarak uhtesinde bulunan Maliye Teftiş Kurulu'nu denetim yapması, durum saptaması ve raporlaması için aylar önce neden görevlendirmedi?

Yöneticilik gelebilecek tehlikelerin öngörüsünü daha önceden saptamak ve önlemler almaktır. İş işten geçtikten sonra önlem almanın yararı olmaz. Ne demiş bir İngiliz atasözü "Prevention is better than cure" (Önlem, tedaviden daha iyidir)

Tedavüldeki paranın emisyonu ve kontrolü kendisine ait olmayan bir ülke hakkında hangi verilere dayanarak ekonomik konularda kesin öngörülerde, daha doğrusu kehanetlerde bulunabilirler? Sn. Atun ayni beyanatında belirtmiş olduğu şu görüşleri ile de ters düşmektedir. Bu konuda şöyle diyor "Ülkede enflasyon oranına yönelik tesbitin, ülkenin ithal ürünlerinin fazla oluşundan kaynaklandığını, çünkü ada ekonomisinin küçük oluşundan ve büyük seviyelerde ithalatı olduğundan döviz dalgalanmalarından etkilenmesi ve bunun fiyatlara artış olarak yansıması sebep-sonuç ilişkisidir."

Mademki tedavüldeki para KKTC'nin kontrolünde değildir ve de ülkenin dövize dayalı büyük seviyede ithalat işlemleri vardır, o zaman 2016-2017 yıllarında bütçenin fazlalık vereceğine Sn. Ekonomiden sorumlu Bakan nasıl emin olmuştur? Hangi ekonomik enstrümanları ve verileri dikkate alarak bu görüşe varmıştır? Doğrusu herkeste merak konusu oluşturmuştur. Kaldı ki, yukarıda da belirtmiş olduğum gibi KKTC'nin güvenilir, güncel ve geçerli veri tabanı halen mevcut değildir. Acaba, siyasilerimiz ve özellikle hükümet edenler bu verilerin mevcudiyetini istiyorlar mı? Bence bu sorunun cevabı hayırdır, çünkü güncel ve gerçekçi veriler olmayınca pembe tablolar çizme çok daha kolay olur.

Kanımca, sözkonusu pembe tabloların dayandırıldığı yegâne veri "Cevizcinin Çuvalından Oynama" ve yüksek hayal üretme yeteneğidir. Gün gelir cevizcinin çuvalında da bir şey kalmayabilir veya Cevizci çuvalın ağzını büzebilir, bağlayabilir veya kredi olarak verdiklerini geri isteyebilir, o zaman ne yapması gerektiğini hiç düşündü mü?

Bu yazımla ilgili bana ulaşan birçok vatandaş 2016-2017 yıllarındaki bütçe fazlalıklarının halkın refahı için nasıl kullanılacağı hususundaki Sn. Bakanın önerisine karşılık bu fazlalığın!! Teknecik Elektrik Santralinin bacasına filtre takılmasında harcanmasını önerdiler ve şunu ifade ettiler. "Mademki Sn. Bakan bu bütçe fazlalığına inanıyor şimdiden bu fazlalık karşılığında avans alınarak etrafa hergün kanser saçmakta olan bacaya fitre takılması işini bir an önce çözümlesin" temennisinde bulundular.

Bir kez daha belirtmek isterim ki benim Sn. Bakanlarla herhangi kişisel bir problemim veya husumetim yoktur. Amacım, kendilerine çalışmalarında ciddi ve gerçekçi olmaları için bir abileri olarak önerilerde bulunmaktır.

(DEVAMI GELECEK HAFTA)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.