Bakanların kamu alacağı silme hakkı yoktur (1)

Yayın Tarihi: 06/02/13 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+
Gün geçmiyor ki hükümet icraatlarında gayri yasallığa veya yetki aşımına rastlanmasın. Özellikle çeşitli basın yayın organlarında bu konularda yapılan birçok eleştirilere rağmen hükümet mensuplarının bunlara hiç aldırış etmediklerini, Anayasanın ve yasaların öngördüğü kurallara aldırış etmeden kendi bildikleri yolda ve icat ettikleri yöntemlerle "iki dudak arası" uygulamalara devam ettiklerini görmekteyiz. Diğer bir anlatımla, kendilerini "kâhya", ülkemizi de kendi çiftlikleri gibi görmekte ve bu anlayış içinde uygulamalar yapmaktadırlar.

Bu uygulamalara ilişkin mali konular hakkında görsel ve yazılı basında yapmış olduğum bilimsel eleştirilere ilişkin görüşlerimi ilgili yasalardaki kurallara dayandırmış olmama rağmen ilgililer ve yetkililer tarafından maalesef dikkate alınmadığını görmek her ne kadar da beni üzüyorsa da, en azından bir KKTC vatandaşı olarak hükümetin yapmış olduğu hatalara karşın hukuka ve bilime dayalı olarak yapmış olduğum uyarılar nedeniyle mücahitlik görevinden sonra milli görev addettiğim kamusal ödevimi de yerine getirmiş olmaktan büyük huzur duymaktayım. Bu nedenle de hükümet ve dolayısıyla bazı Bakanların uygulamalarını sürekli izleyip gerekli tepkiyi görsel ve yazılı basında ortaya koymaya devam edeceğimi herkesin bilmesini istiyorum, çünkü KKTC'ni kolay elde etmediğimiz gibi bunun birkaç politikacının siyasal geleceği için heba edilemeyeceğinin bilinmesini istiyorum.

Geçtiğimiz haftalarda devlete ve kamu kurum ve kuruluşlarına borcu olan bazı işletmeler ile kurumların kamu borçlarını, yani kamunun alacaklarını, ödemekten yıllar boyu ısrarla kaçındıkları, ilgili Bakanı veya Bakanları "mahsuplaşma" olarak tanımladıkları "takas" veya "trampa" yöntemine zorladıklarını, sırf bir uzlaşmaya varılması için yürürlükteki 48/1977 sayılı Yasa uyarınca "kamu alacağı olarak tanımlanmış olan ve tahakkuk etmiş gecikme zammı, faiz ile ceza miktarlarında büyük miktarlarda silmeler ve/veya indirimler yapılmış olduğu hususu gerek basında, gerekse ilgili sendikanın beyanatlarında yeralmıştır. Bu tür uygulamalar yürürlükteki mevzuata tamamen aykırıdır. Hiçbir Bakan, Başbakan veya başka bir makam tahakkuk etmiş bir kamu alacağını ilgili yasalarda gerekli yasal düzenleme yapılmadan kısmen veya tamamen silemez.

Yukarıda belirtmiş olduğum görüşlerimi kanıtlayan yasal dayanaklar hakkında aşağıdaki bilgileri yetkililerin, ilgililerin ve halkımızın dikkatine getirmeyi uygun mütalaa ettim.

  1. Kamu Alacağı Nedir?

48/1977 sayılı Kamu Alacaklarının Tahsili Usulü Yasası'nın 2. maddesi "kamu alacağını" aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır:

  • Devlete,

  • Belediyelere,

  • Köy İdarelerine ve Köy İdarelerinin kurdukları Birliklere,

  • Özel ve/veya Yasa ile Kurulmuş Kamu Kurum ve Kuruluşlarına

ait VERGİ, RESİM, HARÇ, verilen hizmetlerden herhangi nedenden doğan ASLİ ALACAK, yasadışı olarak tasarrufa geçirilen para ile CEZA, DAVA MASRAFI, VERGİ CEZASI, KİRA, GECİKME ZAMMI, FAİZ ve TAKSİTLE SATILAN TAŞINIR VE TAŞINMAZ MALLARIN TAKSİT BEDELLERİ GİBİ DİĞER ALACAKLAR VE BUNLARIN TAKİBAT GİDERLERİ birer kamu alacağıdır.

Ayrıca, bahse konu maddenin (3). fıkrası uyarınca çeşitli yasalarda belirtilen her türlü kamu alacakları ve Kamu İktisadi Teşebbüslerine ait kira alacaklarının tahsili ile Sosyal Güvenlik prim ve katkı payları da kamu alacağı kapsamında adı edilen Yasa kurallarına bağlıdır.

  1. Alacaklı Kamu İdaresi Hangi Kurumlardır?

Adı edilen Yasa'nın 3. maddesi "Alacaklı Kamu İdaresi" deyimi aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır:

  • Devlet,

  • Belediyeler,

  • Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu,

  • Köy İdareleri ve Köy idarelerinin kurduğu Birlik ve Dernekler,

  • Vakıflar ve Din İşleri Dairesi.

  1. Tahsilattan Sorumlu Kurumlar Hangileridir?

Keza, adı edilen Yasa'nın 3. Maddesi, "Tahsilattan Sorumlu Daireyi" alacaklı kamu idaresinin bu Yasayı uygulamakla görevli Dairesini, Servisini, Kamu Görevlisini veya Görevlilerini tanımlamaktadır.

  1. Görev, Yetki ve Sorumluluklar:

Adı edilen Yasa'nın 4. maddesi ise bu Yasa'nın uygulanmasına (yani kamu alacaklarının tahsil edilmesine) yetkili kıldığı kamu görevlilerinin görev ve sorumlulukları, Teşkilat Yasalarında öngörülen kurallara istinaden, yoksa bu Yasa'da belirtilen kurallara göre saptandığını açıklamaktadır.

  1. Kamu Alacağının Ödenme Zamanı:

Kamu alacağı özel yasalarında veya sözleşmelerinde veya mahkeme hüküm veya kararlarında saptanan zamanlarda ödenmesi zorunluluğunu içeren kural, adı edilen Yasa'nın 5. maddesinde yeralmış olup ödeme süresinin son gününün kamu alacağının ödenmesi zorunlu olduğu gün olarak saptanmıştır. Bu zorunluluğun yerine getirilmemesini hiçbir makam engelleyemez veya geciktiremez.

  1. Kamu Alacağının Ödeme Şekli:

Adı edilen Yasa'nın 8. maddesi kamu alacağının ödeme şeklini şu şekilde kurala bağlamıştır:


"ÖDEME, TAHSİLATTAN SORUMLU DAİRENİN YETKİLİ VE SORUMLU KAMU GÖREVLİLERİ TARAFINDAN VERİLECEK MAKBUZ KARŞILIĞI YAPILIR. MAKBUZ KARŞILIĞI YAPILMAYAN ÖDEMELER KAMU ALACAĞINA MAHSUP EDİLMEZ."

Ayrıca, bu Yasa'nın 9. ve 10. maddeleri ödemelerin çekle, banka veya posta havalesi yöntemiyle de yapılabileceğini açıklamış olup mahsuplaşma gibi bir ödeme yöntemine kesinlikle yer verilmemiştir.

7.Ödeme Emiri ile Tahsilat İşlemlerine Başlama:

Adı edilen Yasa'nın 12. ve 13. maddeleri kamu alacağını zamanında ödemeyenlere borçlarını ödemeleri gereği veya zorla tahsilat işlemlerine başlanılacağı Tahsilattan Sorumlu Dairece "Ödeme Emri" ile tebliğ edilir ve 15 gün süre tanınır.

  1. Gecikme Zammı:

Kamu alacağını ödeme süresi içinde ödenmeyen kısmına sürenin sona erdiği tarihten başlayarak ilk bir aylık süre için %3, takip eden her ay için ayrı ayrı %1,5 gecikme zammı uygulanacağı kuralı adı edilen Yasa'nın 44. maddesin de yeralmıştır. Gecikme zammı oranları tüm kamu alacakları için ayni esas ve kıstaslarda uygulanması gerekirken Tahsilattan Sorumlu bazı kurumlar değişik esas ve kıstaslar uygulamak suretiyle bu kuralın dışına çıktıkları görülmektedir. Ayrıca, adı edilen yasa kuralları Bakanlara gecikme zammı uygulama konusunda süresel bir değişiklik yapma yetkisi kesinlikle vermemesine rağmen bazı kurumlar için özel gecikme zammı süreleri üretilmektedir. Örneğin Elektrik Kurumunun Maliye'den kamu alacağı kapsamında olan elektrik alacakları için öngörülmüş olan 6 ve daha sonra 2 aylık süreye indirilen ödeme sürelerinde yapılan düzenlemede olduğu gibi.

Son yıllarda KKTC hükümetlerinin becerilerinden bir tanesi de sözde sorun, çözme uğruna yarattıkları ve her vesile ile kullandıkları ve bir tür formül olarak gördükleri sloganlardır. Bu sloganların başında "mahsuplaşma" ve "avans karşılığı ödeme" gelmektedir. Bu tür sloganlara ve uygulamalara demokratik ülkelerde rastlamak pek mümkün değildir. Zaten bu sloganların ifade ettiği uygulamalar hakkında ne Kamu Alacakları Tahsili Usulü Yasası'nda ne de diğer mali kuralları düzenleyen yasalarda mevcuttur. Kaldı ki 27/1977 sayılı Vergi Usul Yasası'nın 227(3). maddesi kuralları dahi "Devir ve Trampa işlemlerinin, yani mahsuplaşma işlemlerinin, Satış yerine geçtiğini" en açık şekilde açıklamaktadır.

Mahsuplaşma işlemleri "satış" olarak kurala bağlandığına göre satış işlemlerinin bağlı olduğu fatura ve makbuzların kullanılmasını zorunlu kılmakta dolayısıyla da borç-alacak durumlarında karşılıklı ödemelerin yapılmasını gerektirmektedir. Bunun yapıldığına inanmıyorum. Kanımca, bu uygulama yerine halk tabiriyle "bakkal işi" yöntemi kullanılmaktadır. Bu tür "götürü usulde" ve her türlü yasal dayanaktan yoksun ucu açık ödemeler ile alacaklar için gecikme zammı uygulanmaması başta kamu maliyesi olmak üzere kamu kuruluşlarının mali yönetim zaafiyetini en açık şekilde göstermektedir.

(DEVAMI GELECEK HAFTA)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.