Vergiye tabi gelir elde edenlerin temel yükümlülükleri ve bilinçlendirilmelerinin önemi (1)

Yayın Tarihi: 03/06/13 07:00
okuma süresi: 10 dak.
A- A A+
Devlet ile yükümlü arasında meydana gelen vergileme ilişkilerinin sağlıklı ve gerçekçi bir şekilde işlemesi için vergi yükümlülerinin bu ödevlere ve sürelere uymaları gereken bazı yasal ödevler vardır. Buna karşılık Vergi Dairesi'nin de yükümlülerin bu ödevlerini yerine getirilmesinde gerekli kolaylıkları ve yardımları da göstermelidirler. Daha sonra da bu ödevlerin gerektiği gibi yerine getirilip getirilmediği Vergi Dairesi tarafından denetlenmelidir. Görüleceği gibi yürürlükteki vergi yasaları hem vergiye tabi gelir elde eden kişi ve işletmelere hem de vergi yasalarını uygulamakla görevli Vergi Dairesine önemli görev ve sorumluluklar öngörmektedir. Temel amaç her iki tarafın adaletli ve geçekçi davranmasıdır. Bugünkü duruma bakıldığı zaman maalesef bunun her iki tarafın da gerektiği gibi kurallara uymadıklarını görmekteyiz. Bunun başlıca nedenlerinden bazıları hükümetlere olan güvensizlik ve ödenen vergilerin halka hizmet olarak gerektiği gibi dönmemesi ile Vergi Dairesinin mesleki eğitim ile araç-gereç v.s. olanaklardan mahrum bırakılması ve yükümlüleri bilinçlendirmemek olarak özetlenebilir.

Bunlar yerine getirildikten sonra Vergi Dairesi'nin görevi, yapacağı denetimler veya hesap incelemeleri sonucunda bu ödevleri yerine getirmeyenlere vergi yasalarında belirtilen vergilendirme ve cezai yaptırımları uygulamaktır. Bu yasal ödevlerden, diğer bir anlatımla yasal yükümlülüklerden önemli addettiğim bazıları hakkında vergiye tabi gelir elde edenlere ve ilgili kesimlere aşağıdaki özet bilgileri vermeyi uygun ve yararlı gördüm.

Bildirimde Bulunma Yükümlülüğü:

  1. İşe başlamayı, işe başlama tarihinden itibaren en geç bir ay içinde yazılı olarak bildirmek;

  2. İş veya adres değişikliğini ve işi bırakmayı, olayın ortaya çıktığı tarihten itibaren bir ay içinde yazılı olarak bildirmek;

  3. Taşınmaz mal değişiklikleri, mülkiyet veya kullanım değişiklikleri, bu değişikliği meydana getiren durumun ortaya çıktığı tarihten başlayarak iki ay içinde yazılı olarak, Bildirim Forumları veya Özel Beyannamelerle ilgili Belediyeye taahhütlü posta ile gönderilebilir veya alındı belgesi karşılığı bildirmek.


Muhasebe Kayıt Düzeni Yükümlülüğü:

  1. Normal olarak muhasebe kayıtları günü gününe veya özürsüz ve nedensiz olarak en geç on gün içinde defterlere işlenmelidir;

  2. Aksi öngörülmediği hallerde kayıtlar Türkçe tutulmalıdır;

  3. Yükümlüler iş türlerine veya statülerine göre Vergi Usul Yasasında öngörülen muhasebe usullerinden biri ile hesap kayıtları tutmak ve gelir ile giderlerini Muhasebe Defterlerine kaydetmek; (Örneğin, Bilanço ve Esası, İşletme Defteri Esası, Serbest Meslek Kazanç Defteri Esası vs. gibi Küçük çiftçi, esnaf ve zanaatkarlar Vergi Dairesine başvurmaları ve uygun koşulları taşımaları halinde "Götürü Vergileme" kapsamında alınmak suretiyle hesap tutmaktan muaf tutabilirler.)

  4. Kullanılacak Muhasebe Defterlerinin elde veya bilgisayarla vasıtasıyla kullanılacak kayıt ve defter sayfaları ile bilgisayar çıktı sayfalarının Vergi Dairesinde onaylatılması ve 12 yıl muhafaza edilmesi yasa gereğidir.


Belge Düzenleme, Verme ve Alma Yükümlülüğü:

  1. Mal ve hizmet satanlar ile taşınır mal sermaye iradı elde edenler yaptıkları faaliyetlerle ilgili olarak Vergi yasalarının öngördüğü şekilde fiş, fatura, makbuz, irsaliye, gider pusulası, serbest meslek makbuzu, yolcu listesi gibi Vergi Dairesi tarafından onaylanmış ilgili belgeyi düzenleme ve müşteri tarafından talep edilmese dahi bu belgeyi verme zorundadırlar;

  2. Düzenlenecek sözkonusu belgelerin kullanılmadan önce Vergi Dairesinin onayına bağlı olarak Anlaşmalı bir Matbaada bastırılması gerekir;

  3. Mal ve hizmet alanlar da belge istemek ve almak zorundadırlar;

  4. Düzenlenen belgelerin ve kayıtların 12 yıl süreyle saklanması yasa gereğidir. (Başka ülkelerde bu süre 5 yıldır).


Beyanname Verme:

  1. Yıllık Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi Beyannameleri ile bağımsız denetimi yapılmış bir önceki yıla ilişkin hesaplarla birlikte Nisan ayı sonuna kadar Vergi Dairesine verilmelidir;

  2. KKTC'de kayıtlı vergi yükümlüsü olmayan kişi veya işletmelere yapılan ödeme ve sağlanan menfaatlerin parasal miktarlardan "Vergi Sorumlusu" sıfatıyla vergi kesmekle (stopaj yapmakla) yasal zorunluluktur. Kesilen Gelir Vergisi ve KDV, Vergi Dairesinden temin edilebilir ilgili aylık Beyannameler ile birlikte ödemenin yapıldığı ayı takip eden ayın 15'inci gününe kadar bu Beyannamenin Vergi Dairesine verilmeli ve ödenmelidir;

  3. Aylık KDV Beyannameleri, ilgili ayın kayıtlarının özetini içerecek şekilde doldurularak, şahıs işletmelerinde (kendi nam ve hesabına çalışanlarda) ilgili ayı takip eden her ayın en geç 25'inci gününde; şirketlerde ise 20'nci gününde Vergi Dairesine verilmesi ve varsa, KDV ödemesi yapılmalıdır;

  4. Tüm vergi yükümlülerinin "Yükümlü Kayıt Belgesi" ile perakende satış yapanların ayrıca işyerlerine "Fiyatlara KDV Dâhildir" ve "Özel Usulsüzlük Cezası" levhalarını müşterilerin kolayca görebilecekleri bir yere asılmalıdır;

  5. Taşınmaz Mal Vergisi amaçları bakımından ilk defa mal iktisap eden gerçek veya tüzel kişiler dâhil, taşınmaz mal alımı, satımı, hibe edilmesi, inşası v.s nedenlerden dolayı mülkiyette veya taşınmaz malda meydana veya kullanım amacında gelen değişiklikler hakkında ilgili Belediye'ye Özel Beyanname vermesi.

Yukarıdaki vergi ödevlerini yerine getirmeyenler için yasalarda öngörülen çeşitli para cezaları mevcuttur. Bu cezaların uygulanmasında Vergi Dairesi'nin gerekli hassasiyeti göstermesi ne kadar gerekliyse, Vergi Usul Yasasındaki "Pişmanlık ve Islah" kurallarını da göz önünde bulundurarak halkın dolaylı olarak eğitilmesine çaba göstermelidir. Özellikle, son 10 yılda çeşitli iletişim araçlarında meydana gelen teknolojik gelişmelere rağmen gelmiş, geçmiş Maliye Bakanlarının halkın vergi kültürünün ve uyumunun oluşması veya geliştirilmesi konularında hiçbir kapsamlı adım atmadıklarını; sadece "verginin ödenmesine" ilişkin TV'de bazı reklamların gösterilmesi için para harcamış olduklarını üzüntüyle görmekteyim. Öteyandan yapılan bu harcamaların amacına ne kadar ulaştığı hususunda ise herhangi bir ölçüm veya araştırma yaptıklarını da pek düşünmüyorum.

Vergi uygulamalarına ilişkin devletin ne kadar yetkisi varsa vatandaşların ve işletmelerin de vergi yükümlülüklerini yerine getirmede o kadar hakları vardır. Dolayısıyla, her iki tarafın yasalar kapsamında hareket etmesi ve verginin en az uğraş ve maliyetlerle ödenebilmesi suretiyle bütçeye aktarılması için tarafların çeşitli eğitimlere ve bilinçlendirilmeye tabi tutulması gerekir.

Türkiye'de ve dünyadaki uygulamalara bakıldığı zaman başta Vergi İdaresi ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarda görevli personel çeşitli düzeylerde mesleki eğitimlere tabi tutulmaktadır. Buna paralel olarak da bu kurumlar halkın vergi ödevleri konusunda eğitilmeleri için de birçok yöntemler uygulamaktadır. Bu bilinçlendirmenin sadece TV'lerde reklamlar gösterilmesi suretiyle ve halkı bıktıracak sıklıkta yayınlanarak başarıya ulaşması mümkün değildir.

Vatandaşların vergiye ilişkin ödevlerini kimlerden öğrenecekleri konusunda Sn. Maliye Bakanı acaba hiç düşündü mü? 1995 yılında KDV'nin yürürlüğe girmesi dolayısıyla yayımlanmış olan tanıtım ve bilgilendirme broşürleri ile el kitapları haricinde bugüne kadar gerek bu vergi türü gerekse diğer vergi türlerine ilişkin hiçbir eğitici materyal yayınlanmadığını görmek ne kadar üzücü ise, sonuçta bu durumun vatandaş üzerinde yaratmış olduğu ek vergi ve ceza yükü ile tedirginlikler de bir o kadar düşündürücüdür.

Diğer bir anlatımla halkı kamusal yükümlülükleri hakkında gerektiği gibi bilgilendirmeyen ve "yasaları bilmemek mazeret değildir" gerçeğinin arkasına sığınarak, bu görevden kaçan yönetimlerin başarı şansları yoktur. Lütfen herkes hafızasını bir yoklasın; devlet gelirlerinin toplanmasından sorumlu Maliye Bakanlığına bağlı, Vergi Dairesi ile diğer ilgili Daireler bugüne kadar gerek personel gerekse yükümlüler ve diğer ilgili taraflar için hangi eğitsel etkinlikler düzenlemiş ve belgeler yayımlamıştır? Ayni durum, diğer Bakanlıklar ve onlara bağlı Daireler için de geçerli olup bir yandan da KKTC'nin eğitim durumunun yüksekliği konusunda övünenler ile bu gerçek, çelişki oluşturmuyor mu?

Bu hususta görüş ve örnekler vermeye gelecek haftaki yazımda da devam edip vergi uygulamalarında başarısızlıkların nedenlerinden biri olan eğitimsizlik ve bilinçsizlikler hakkında görüşlerimi bildireceğim.

(Devamı Gelecek Hafta)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.