Demek isteyince oluyormuş

Yayın Tarihi: 02/09/13 07:00
okuma süresi: 11 dak.
A- A A+
KKTC'nin vergi hukukuna yararı dokunur amacıyla yaklaşık beş yıldan beri gerek görsel gerekse yazılı basın vasıtasıyla ülkemizi yöneten iktidarlara ve özellikle Maliye ve Ekonomi Bakanlarına çağdaş vergi uygulamaları ile sistemleri hakkında çeşitli bilgiler, görüşler ve önerilerde bulunmaktayım.

Son iki iktidar döneminde Maliye Bakanları ile Ekonomi Bakanları veya yetkilileri bu görüş ve önerilerin hiçbirini dikkate almamakta ısrar ederek, "ben bilirim, ben yaparım olur" düşüncesi içinde hareket etmişlerdir. Bırakın bunları dikkate almamayı, birgünden birgüne beni arayıp "yahu bu görüş ve önerilerini karşılıklı tartışalım ve birbirimizi ikna edelim" gibi bir düşünceyi dahi akıllarından geçirmemişler, belki de bunu bir zaafiyet olarak kabul etmişlerdir.

Yıllardır KKTC'nin vergi hukuku ile sistemi hakkındaki önerilerim arasında bulunan birçok mevzuat düzenlemesinin yürürlüğe geçirilmesi için yasa değişikliği gerektirmeyen ancak yasaların öngördüğü birçok mevzuatın Tüzük veya Tebliğ yöntemleriyle yapılacak hususların olmasıydı. Bu yetkileri kullanarak ülke ekonomisinin gelişmesine veya rahatlatılmasına katkı yapacak mevzuat düzenlemelerini yapmamalarının iki nedeninden biri siyasi irade eksikliği, diğeri ise ilgili Bakanların veya kılavuzlarının mesleki bilgi ve vizyon eksikliğidir. Kanımca, birinci neden daha gerçekçi olabilir.

Bu nedenin, yani siyasi iradesizliğin ve istendiği zaman ülke sosyo-ekonomisinin gelişmesine katkıda bulunmak için birşeylerin yapılabileceğini geçici hükümetin "teknokrat" olarak tanımlanan Bakanları yaklaşık üç aylık iktidar döneminde kısmen de olsa bazı düzenlemelerin yapılabileceğini göstermişlerdir. Bunlardan bir tanesi 21 Aralık 1963 deki Kanlı Noel saldırılarından sonra ilk kez 1968 yılında Türk Cemaat Meclisi İcra Kurulu tarafından uygulanmaya başlanan Gelir Vergisi uygulamaları için ilgili yılda yayımlanmış ve Kıbrıs Cumhuriyeti döneminden intikal etmiş olan "Yıpranma (Amortisman) Payları Oranları" Duyurusu içeriğinin aradan yaklaşık 45 yıl geçmesine ve dünyadaki hızlı teknolojik gelişmelere rağmen 13 Ağustos 2013 tarihine kadar herhangi bir şekilde güncelleştirilmediği gerçeğidir.

Dünyadaki ekonomik gelişmelere rağmen Amortisman uygulamalarına ilişkin esas ve kıstaslarının yaklaşık yarım asıra varan sürede bu konuda herhangi bir güncelleme yapılmaması sadece işletmeleri zor durumda bırakmamış, ayni zamanda bu konuda KKTC'nin vergi hukukundaki geri kalmışlığının da bir kanıtını oluşturmuştur.

Konunun öneminin daha iyi anlaşılması amacıyla 04.04.2011 tarihinde Kıbrıs Ekonomi Gazetesinde yayınlanmış olan "Amortisman Esas ve Kıstasları Güncelleştirilmelidir" başlıklı yazımın bir kısmını aşağıda tekrar yayımlamayı uygun gördüm.

" ………….. bunun da nedeni üretimde kullanılan dayanıklı yatırım malları zamanla ve kullanıldıkça değerlerinden kaybederler. Bunların değerlerindeki azalma, aşınma ve yıpranma gibi kullanma sebebiyle olsun veya teknolojik eskime, modası geçme, kıymetten düşme gibi tekniğin değişmesi sebebiyle olsun, işletme için bir gerçek maliyet unsuru oluşturur. Bu maliyetin hâsılattan indirilmesi gerçek safi kazancın veya zararın saptanması için şarttır. Diğer bir anlatımla, yatırım mallarının değerinde, mal ve hizmet üretim dönemi boyunca meydana gelen yıpranmaların bir maliyet olarak hesaplanıp her yılın hesap dönemlerinde hasılattan (brüt gelirden) düşülmesine "amortisman" denir."

"………….. İşletmelerin hangi giderlerinin amortismana tabi tutulacağı, hangi giderlerinin ise maliyet unsuru olarak indirileceği hususunda yapılacak ayırımın Gelir Vergisi ve Vergi Usul Yasalarında açıklanmış olmakla birlikte yürürlükteki Amortisman Oranları ve uygulandığı ekonomik kıymet (yatırım malları) türlerinin birçoğu güncelliğini kaybetmiştir. Diğer bir anlatımla, bugünkü Amortisman Tablosu 01.01.1968'de düzenlenmiş olup 43 yıl süreyle herhangi bir değişikliğe tabi tutulmamış olduğundan içerdiği birçok maddesi anlamını ve işlevini kaybetmiş veya bu sürede piyasada yer alan yeni ekonomik kıymetler yer almamıştır."

"…………… Amortisman Tablosu'nun değiştirilmesine ilişkin yetki veren kurallar 27/1977 sayılı Vergi Usul Yasası'nda mevcut olmasına rağmen maalesef bu konuda gelmiş geçmiş Maliye Bakanları gerekli çağdaş düzenlemeleri ve güncelleştirmeleri yapmamıştır."

"………….. Şayet işletmelerimizin mal ve hizmet üretiminde dünya ile ve özellikle de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile rekabet edilmesi ciddi ciddi! düşünülüyor ise vergi reform çalışmaları kapsamında yürürlükte bulunan Amortisman mevzuatı da ele alınarak çağdaş ve pratik bir yapıya kavuşturulmalıdır. Örneğin, bugünkü tarımda en çok kullanılan seralar ile diğer tarım aletleri; çağdaş teknoloji kapsamında kullanılan bilgisayarların (hardware), programların (software), cep telefonlarının ve CD'lerin, turizm için satın alınmasını teşvik ettiğimiz uçakların, vapurların v.b. ulaşım araçlarının, her geçen gün sayıları artmakta olan tıp merkezlerinin ve hastanelerin kullandıkları cihazların ve daha birçok, makine teçhizat ile benzeri ekonomik kıymetleri yeni yatırım mallarının amortisman hesaplama düzenlemelerine ve oranlarına ilişkin açıklık veya güncelleştirilmiş uygulama mevcut değildir."

"………….. Belirtmiş olduğum bu hususlara ilişkin düzenlemelerin yapılmamış olması zannedersem bilinmediği için değil, güncelleştirilmiş amortisman düzenlemelerinin yaratabileceği vergi kaybı endişesi veya bu konuda ekonomide yaratacağı olumlu etkilerin bilinçsizliğinden kaynaklanmaktadır. Bu düşünce içerisinde olunduğu sürece vergi reformundan bahsetmek mümkün değildir. Vergi reformu yapacağız demek sadece oranlarla oynamakla veya kısıtlamalarla olmaz. Maliye Bakanı'nın kılavuzları bunu yapamıyorlarsa en azından diğer ülkelerin uygulamalarından da kopya çekerek bir düzenleme yapabilirler ve bunu kendi buluşları olarak da amirlerine takdim edebilirler. Önemli olan bu reform çalışmalarında kararlılıktır. Çünkü ileri gitmeyen süreç daima gerilemeye mahkûmdur."

"………….. Esas olan ülke gerçeklerini bilmek ve ekonomik kalkınma planları doğrultusunda düzenlemeler yapmak suretiyle çağdaş vergi hukukunun tüm unsurlarını da dikkate alarak reform çalışmaları yapmaktır. Bu reformu yapabilecek bilgi, beceri, tecrübe ve vizyona sahip bürokratlarımız acaba var mı? Bu konuda hükümetlerimiz ne gibi eğitim çalışmaları yapmışlar veya önlemler almışlardır? Ekonomik alanda faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerimizin yönetim kurulları ne ile uğraşmaktadırlar? Bugüne kadar bu konuda hükümetleri uyardılar mı? Veya öneri sundular mı? Öncelikle bunların üzerinde durmak ve reform çalışmalarına böyle başlamak kanımca en akıllı ve gerçekçi yöntem olmalıdır."

Özetle, yaklaşık ikibuçuk yıl önce yazmış olduğum bu görüşlerimden amortisman uygulamalarına ilişkin esas, kıstas ve sınırlarının çağdaş gelişmelere paralel yeniden düzenlenmesinin her bakımdan ne kadar önemli ve gerekli olduğu anlaşılmıştır. İşte bu önemi ve gerekliliği dikkate alan bugünkü hükümetin Maliye Bakanı Sn. Zeren Mungan, Vergi Usul Yasası'nın 214. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak amortisman konusunda ivedilikle bir çalışma başlatmış ve 2013 vergilendirme döneminden itibaren uygulanacak olan "Amortismana Tabi Ekonomik Kıymetlerin Amortisman Oranları" Tebliğini yayımlamıştır. Tebliğ, Resmi Gazete'nin 13 Ağustos 2013 tarih ve 131 sayılı EK III nüshasında yayımlanmış olup 1968 yılından beri yürürlükte bulunan ve birçok ekonomik kıymetin amortisman oran ve uygulama şekillerini kapsamayan düzenleme yürürlükten kaldırılmakla kalmamış ayni zamanda çağdaş bir yasal düzenleme, şekil ve içeriği de dönüştürülmüştür.

Ayrıca, Sn. Maliye Bakanının bu kısa dönemde "Kayıtdışı Ekonomi İle Mücadele Planın" da Bakanlar Kurulunda onaylanmasını gerçekleştirmesi küçümsenemeyecek icraatlardan bir tanesidir. Tabii, devlet bütçesinden ödenen ailevi içerikli veya kafileler şeklindeki gereksiz yurtdışı seyahatler ile RHA kullanımları v.s. harcamalara getirilen mali disiplin de bundan sonra iktidara gelecek Maliye Bakanlarına örnek teşkil edeceğini umut ediyorum.

Kısa bir döneme rağmen yaptığı bu düzenlemeler ve aldığı önlemlerle KKTC Maliyesine, Vergi İdaresine, işletmelere ve yatırımcılara tasarruf yöntemleriyle katkıda bulunacak bazı mali kaynakları dolaylı olarak da olsa sağlamış olan Bakanlar Kurulu ile Sn. Zeren Mungan'ı yürekten kutlarım.

Yasal yetkiler olmasına rağmen geçmiş iktidarlar döneminde yapılmayan bu düzenlemeler, "demek niyet ve ciddiyet olunca gerçekleşebilir" gerçeğini bir kez daha kanıtlamıştır.

Yeni kurulacak hükümetten de beklentimiz, ülkenin her konudaki kalkınmasını ve adaletin tesisini gerçekleştirmek için her türlü olanakları seferber etmesi ve kendilerine tanınan yetkileri yasalar çerçevesinde azami düzeyde ülke çıkarları yönünde kullanmasıdır. Aksi takdirde, geçmiş diğer hükümet dönemlerinde olduğu gibi iktidar süreleri "cek-caklı masallarla" geçer ve seçim zamanı geldiğinde halk onlara hak ettikleri notu verir. Tıpkı 28 Temmuz 2013 tarihinde yapılan milletvekilliği erken genel seçimlerinde olduğu gibi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.