"Miş'ler" le dolu bir dönem daha geçirmeyelim

Yayın Tarihi: 07/10/13 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+
Bugünkü yazımda kamu maliyesine ve vergi hukukuna ilişkin konulara değinmeyeceğim. Bunların yerine KKTC'nin kamu yönetiminin durumuna ve gelmiş geçmiş siyasilerin "miş"lerle dolu uygulamalarına kısa kısa değineceğim. Şöyle ki;

Son gelmiş geçmiş iktidarlar sözde hükümet gibi hareket etmiş ancak KKTC halkına sadece "miş"lerle veya "cek-cak'la" dolu vaatlerde bulunmak suretiyle vermiş oldukları sözlerin neredeyse hiçbirini tutmayarak, sadece Parti başkanının koltuğunu kaybetmemesi için tüm Bakanlar yaklaşık on ay süre ile Özel İşler Bakanlığı görevi yaparak halkın sosyo-ekonomik sorunlarının büyümesinden başka hiçbir iş yapmamışlardır.

Başbakanlık koltuğunu muhafaza etmesi için gerekli olan parti Başkanlığını kazanması amacıyla sanki çok gerekliymiş gibi hiçbir esas ve kıstasa dayandırılmadan yapılan istihdamlara, sessiz kalan ve hatta onay veren zamanının tüm Bakanları KKTC ile diğer bazı kamu kurum ve kuruluşlarının Bütçelerine getirilen ağır külfetten vicdanları rahatmış gibi hareket etmişler ancak Bakanlık görevlerini kaybettikten sonra günah çıkarmak için bazı gerekçeler üretmeye başlamışlardır.

İktidarda olduğu dönemde UBP'nin satışa çıkarmış olduğu Piyango Biletlerinin akıbeti hakkında Fasıl 74 Piyango Yasası'nın Özel Piyango düzenlemesine ilişkin Maliye Bakanlığına vermiş olduğu yetkiye istinaden zamanın Maliye Bakanının vermiş olduğu onayın ve talihlilerin belirlenmesi için çekilmesi gereken Piyangonun yasal gereklerinin yerine getirildiğini zannetmiş ancak, gerek 15 Kasım 2010 ve 20 Temmuz 2013 tarihli bu Piyangoların çekilişine ilişkin kamuoyuna herhangi bir duyuru veya açıklama yapılmamasına göz yummamış, olacak ki bu piyango biletlerinin satışından elde edilen KDV'nin Vergi Dairesi'ne ödenip ödenmediği hususunda da gerekli cevabın verilmesini gerekli görmedi.

  • Lefkoşa Belediyesi herkesin gözü önünde iflasa doğru giderken İçişleri ve Yerel Yönetimlerden sorumlu dönemin Bakanı seyirci kalmakla ve benzeri durumdaki birçok Belediyede de gerekli denetim ile önlemleri almamakla görevini yerine getirmiş kabul etti.

  • Yaklaşık bin kişilik personele sahip Lefkoşa Belediyesi'nin bozuk trafik ışıklarının saptanmasının ve gerekli önlemlerin alınamamasının nedeni parasızlıkmış. Bu gibi konuların saptanması ve gerekli önlemlerin alınması için her zaman paraya gerek yoktur. Önemli olan birçok personelin klimalı odalardan araziye çıkmasının ve görev yapmasının sağlanmasıdır.

  • Zamanın Bakanlar Kurulu hiçbir yasal dayanağı olmadan Lefkoşa Belediyesine kaynak sağlamak amacıyla özel bir Finans Şirketinden projesiz 12,000 Sterlin borç para almasını onaylamış olmakla bu Belediyenin sorunlarını çözmüş. Bu kararı onaylayan Bakanlar, yetkilerini kötüye veya yasalara aykırı veya kamuyu zarara soktukları için münferiden ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesiyle adli makamlara havale edilmeleri gerekmez mi?

  • İşlerine geldiği zaman akaryakıta yapılan fiyatlandırmaların nedenini artan döviz kurlarına bağlamak suretiyle zam uygularken, döviz kurlarındaki düşüşler nedeniyle meydana gelen fiyat farkını indirim konusu yapmamakla hükümet halkın bu haktan mahrum edilmesinin bedelini Bütçeye kaynak sağlamış olduğunu kabul etmektedir.

  • Bugünkü hükümet, geçmiş hükümet gibi herkesin ve her sektörün "ekmek-su" gibi temel ihtiyaçları arasında olan LPG tüp gazının fiyatına, sosyo-ekonomik yaşama yapacağı olumsuz etkileri dikkate almadan, yapmış olduğu zammın kaçınılmaz olduğu gerekçesine bağlamış ve bütçeye kaynak sağlamış. O zaman sormak gerek Fiyat İstikrar Fonu Yasası'nın esas amacına ne oldu? Bu Fon'un esas amacı Bütçe gelirlerine kaynak oluşturmasından çok temel gıda ve zorunlu ihtiyaç maddelerinin döviz kurlarındaki olumsuz etkilerinden kaynaklanan fiyat artışlarının giderilmesi olduğu gerçeği hangi gerekçeye dayanarak gözardı edilmektedir?

  • Sayıştay ve Maliye Teftiş Kurulu mevcut iken bir de Başbakanlık Denetleme Kurulunun kurulmasının gerekçesi KKTC'nin mali ve yönetsel denetimini etkinleştirmek için miş. Ne kadar etkinlik sağladığını herkes görmüştür. Bu Kurulun devamlılığında, hükümet ısrar edecek mi? Israr edilmesi ve bu kurula iktidar yandaşlarının atanması siyasi popülizmin en büyük göstergesinden başka bir şey olmayacaktır.

  • KKTC'ki motorlu araç sahipleri her yıl "Seyrüsefer Ruhsatı (Road Tax)" olarak ödedikleri vergilerin büyük bir kısmının ulaşım yollarının yapımına, iyileştirilmesine veya onarımına harcanacağı yerde geçici personel ve gereksiz yurtdışı seyahatler ile izaz-ikramlara ve RHA'ların kullanım giderlerine harcandığı için eski hükümet "bütçe disiplini" sağlamış.

  • Eski Maliye Bakanı Meclise "Ödünç Para Veren Finans Şirketleri Yasa Tasarısı" vermiş ve tefecileri disiplin altına almak suretiyle vergi alınacağına ifade etmiş. Yaklaşık dört yıl süre ile Maliye'nin başında iken bu "mişlerden" keşke bir tanesini gerçekleştirmiş olsa ve bunu bugünkü iktidara bırakmamış olsa idi.

  • Birçok Belediye mali batağa saptanmış. Bu batağa saplanmalarına neden olan en önemli husus mali disiplinsizlikler ve siyasi popülizm uygulamalardır. Yetkililerin veya makamların neden hala daha bu konudaki gerçekleri halka açıklamamakta ve gerekli önlemleri almamakta ısrar ettiklerini anlamak mümkün değildir.

  • Mazbata mağdurlarının borç faizlerinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin geçmiş hükümetin yapmış olduğu yasal düzenlemeler ile bu sorunun çözüldüğünü eski Bakanlar çeşitli beyanatlarında açıklamıştı. Bu konu çözümlenmemiş ise bu beyanatları verenlerin bugün susmaları gerekmez mi?

  • İflas ettirilen Kıbrıs Türk Hava Yollarının yerine kurulacağı açıklanan Kuzey Kıbrıs Hava Yolları uçaklarının Mart 20??? yılında uçacak diye zamanın Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı görsel basının önünde ve maket uçakla beyanat vermiş. Ancak hangi yılın Mart ayı olduğunu her ne hal ise belirtmemişti.

  • Ekonomi ve Enerji eski Bakanı Belediyelerin elektrik borçları sorununun çözümü için çeşitli zamanlarda çeşitli Yasa Gücünde Kararnameler yayımlamak suretiyle bu soruna çözüm getirmiş. Ancak, hala daha sokaklarımızın ve anayollarımızın bir kısmı zifiri karanlık kalmaya devam etmektedir.

  • Lefkoşa Belediye Başkanı Sn. Kadri Fellahoğlu Belediyenin içinde bulunduğu finansal çıkmazın nedenlerinin içeriğini Sayıştay Raporlarına bağlamış. Bu böyle kaldığı ve sözkonusu Raporlar acilen Meclis gündemine alınıp konu yargıya havale edilerek suçlular cezalandırılmadığı sürece bu nedenin hiçbir geçerliliği olamaz ve "miş" olarak kalmaya devam eder.

  • Geçmiş hükümetler, gece kulüplerine ilişkin her türlü vergi ve sağlık hizmetleri ile diğer yükümlülükler konusunda gerekli düzenlemeleri yapmış ancak fuhuşu yasalaştırmayı unutmamış olduğu için Polis baskınları ve suçüstü yakalamalar devam ediyormuş.

Yukarıda verdiğim icraat örneklerine daha yüzlerce örnek eklemek mümkündür. Ancak, bu örneklere bakıldığı zaman en belirgin husus özellikle bir önceki hükümetin dört yıllık iktidar döneminde yapmış olduğu icraatların ciddiyeti ve inandırıcılığı konusunda kendilerini "miş"ciliğe çok kaptırmış olduğu açıkça görülmektedir. "Mişler" ile hiçbirşey yapılamaz; hele de devlet yönetimi ile ilgili olursa Dilbilgisi konusunda uzman değilim ama "miş" veya "muş" ekleri inandırıcılığı kanıtlanmayan cümlelere eklenen harf dizileri olup özellikle gerçek veya inandırıcı olmayan konular için kullanılmaktadır. Özetle, KKTC'ni yöneten her statüdeki siyasiler herşeyi "miş" ve "muş"lara dayandırdıkları sürece hiçbir konuda başarılı olmaları ve halkın güvenini sağlamaları olanaksızdır. Yukarıdaki "miş"li örnekleri dikkate alırsak KKTC'ni yöneten geçmiş iktidarın sadece bir "miş" hükümeti, Bakanların da birer Bakanmış olarak görev yaptıkları kolayca anlaşılmaktadır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.