Ekonomiye hiçbir etkisi olmayacak bir yasal düzenleme daha (2)

Yayın Tarihi: 21/04/14 08:00
okuma süresi: 10 dak.
A- A A+
Son bir aya yakın bir süreden beri kaleme aldığım konuların başında diğer hükümetlerde olduğu gibi vergilere ilişkin yapılan yasal düzenlemeler hakkındaki hataları, eksiklikleri ve bunların yanlış zamanlamasını örnekler vererek eleştirmeye bugünkü yazımda da devam edeceğim.

Amacım, yapılan çeşitli hataların, eksikliklerin ve yanlış zamanlamaların tekrarı ile zaman kaybını önlemek için Maliye Bakanlığına ve dolayısıyla tüm siyasilerle ilgili konularda verecekleri kararlarda ışık tutmak suretiyle gerekli önlemleri almalarına yardımcı olmaktır. Bunun da nedeni bugüne kadar yapılan yasal düzenlemelerle ekonominin önünün açılması olanaksız olup halka ve ilgili sektörlere "güya" birşeyler yapılıyor olduğunu göstermektir.

Geçen hafta kaleme almış olduğum ve 4 başlık altında eleştirmiş olduğum yazıma bugün de iki anabaşlıkla devam etmeyi ve 37/2014 sayılı Kurumlar Vergisi (Değişiklik) Yasasında yapılan gereksiz ve zamansız bir düzenleme hakkında aşağıdaki eleştiriyi de yapmayı yararlı gördüm.

5. Bahse konu değişiklik yasası ile üç yıl süreyle Yıllık Kurumlar Beyannamesini süresinde veren ve vergisini zamanında ödeyen şirketlerin bir yıl sonra, yani 2018 yılında tarh ve tahakkuk edecek verginin %5 indirimli, yani iskontolu, tahsil edilmesine ilişkin bir düzenleme yapılmıştır. Bu konuda başka eleştirilere başlamadan önce yapılan düzenleme ile şirketler, dört yıl sonra %5 indirimden değil %3.83 indirimden yararlanabilecekledir. Şöyle ki,

İndirimli vergi ödemesinde yararlanılacak %5 vergi indirimi, gerek genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine ve uluslararası muhasebe standartlarına, gerekse yürürlükteki vergi mevzuatına istinaden vazgeçilen alacaklar muhasebe kayıtlarına gelir olarak kaydedilmesi gerekir. Dolayısıyla, %5 vergi indirimi karşılığı olarak Vergi Dairesinin bir yıl önce vazgeçeceği vergi alacağı miktarı, ilgili şirketin takip eden yılın Gelir Tablosuna ekleneceği için indirim konusu yapılan bu miktar üzerinden bu şirket bir yıl sonra %23.5 vergi ödeyeceğinden %5 brüt yararlanma yerine net %3.83 yararlanılmış olacaktır.

Merak ediyor ve soruyorum. Bu indirim miktarına ilişkin kural düzenlenirken acaba bu konuda Sn. Maliye Bakanına kılavuzluk edenler bunu gündeme getirmişler mi? yoksa açıkgöz bir tacir zekâsı ile bunu gizleyip veya "emret bakanım" yaklaşımı ile %5 indirim oranı uygulamasını cazip göstermeye mi çalıştılar? Zannedersem mesleki bakımdan bilmeleri gereken bu temel muhasebe kaydı kuralını bilgisizlik veya yağ çekme durumu içinde hatalı bir içerikte yapılmasını sağlamışlardır.

6. Öteyandan, Kurumlar Vergisi Yasasında yapılan bir değişiklikten ve doğal olarak bahse konu vergi indiriminden KKTC'de kayıtlı olan tüm şirketlerin yararlandırılmaları temel bir hukuk kuralı olmasına rağmen bu konuda da bir adaletsizlik ve eşitsizlik düzenlemesinin yapıldığı karşımıza çıkmaktadır. Diğer bir anlatımla, %5 vergi indirimi konusunda yapılan düzenleme ile KKTC Anayasası'nın adalet ve eşitlik ilkeleri ihlal edilmiştir. Şöyle ki,

  1. Her türlü vergi ödevlerini ve vergi ödemelerini gerektiği gibi süresinde yerine getirecek olan aşağıdaki şirketler bu vergi indirimi hakkından yararlanmaları maalesef kapsamdışı bırakılmıştır.

  1. Bankalar Yasası kapsamında faaliyet gösteren ve Şirketler Yasası uyarınca tescil edilen şirketler ile Kooperatif Şirketleri;

  2. Para Kambiyo İşleri Yasası kapsamında faaliyet gösteren ve Şirketler Yasası uyarınca tescil edilen Döviz Büroları Şirketleri;

  3. Şans Oyunları Yasası ve Benden Eğitimi ve Spor Yasası kapsamında faaliyet gösteren ve Şirketler Yasası uyarınca tescil edilen Şirketler;

  4. Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yasası kapsamında faaliyet gösteren ve bu Şirketler Yasası uyarınca tescil edilen Şirketler;

  5. Şirketler Yasası uyarınca tescil edilen ve GSM hizmeti veren Şirketler;

  6. Akaryakıt, ithal edip bayilere satış yapan ve Şirketler Yasası uyarınca tescil edilen Şirketler;

  7. Satışlarının %50'sinden fazlası alkollü içki ve sigara olan veya alkollü içki ile sigara ithali ve satışı ile iştigal eden ve Şirketler Yasası uyarınca tescil edilen Şirketler.

Bu arada dikkatinizi bir hususa çekmek isterim. Yukarıda faaliyet sahaları yazılı şirketlerin tümünün tescili Fasıl 113 Şirketler Yasası kuralları altında yapılmıştır.

  1. Uluslararası vergi hukukunun temel ilkeleri incelendiği zaman özellikle dolaysız vergilerde GENELLİK VE EŞİTLİK ilkelerinin çok önemli olduğu çok açık bir kuraldır. Keza, Anayasamızın 75'inci maddesi, herkesin (gerçek ve tüzel kişilerin) kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi vermesi gerektiğini açıkça vurgulamaktadır.

  2. Ayrıca, yine Anayasamızın 8'inci maddesi kuralları, herkesin hiçbir ayrım gözetmeksizin Anayasa ve yasalar önünde eşit olduğunu, devlet organları ve yönetim makamları, bütün işlemlerinde yasa önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etmek ve ayrıcalık yapmamak zorunda olduklarını açıkça vurgulamaktadır.

Yukarda belirtmiş olduğum gerekçeler ve yasal dayanaklar dikkate alındığında, bahse konu vergi indirim hakkından mahrum edilen çeşitli şirketlerin ayni ülkenin Şirketler Mukayyitliği tarafından tescil edilmiş oldukları ve ayni Onay Belgesine (yani kimlik kartına) sahip bulunmalarına rağmen bu indirim hakkından yararlandırılmamaları en açık bir ifade ile ayrımcılıktır. Bu durum, gerçek kişilerde olmuş olsaydı, yani şişmanlar ile zayıflar, siyahlar ile beyazlar veya erkekler ile bayanlar arasındaki bazı özelliklere dayanarak vergisel ayrıma tabi tutulmuş olsalardı bu durum ırkçılık olarak tanımlanırdı.

Ayni mevzuat uyarınca tescil edilen ve faaliyet gösteren bazı şirketlerin faaliyet türleri hiçbir yasal ve mantıksal bir dayanak olmadan temelsiz bazı esas ve kıstaslar öngörülerek genele şamil olan bir haktan mahrum edilmeleri hiçbir hukuk kuralı veya mantık ile bağdaşmaz.

Şayet, yukarıda belirtilen şirketlerin faaliyetleri Maliye Bakanlığı ve dolayısıyla hükümet, ülkenin genel ahlak yapısına, sağlık durumuna, finansal işlemlerine aykırı unsurlar görüyorsa ve bunların engellemesini istiyorsa, yapacağı en basit yöntem yasal düzenlemelerle bu faaliyetleri yasaklaması veya bu şirketler için Kurumlar Vergisi oranını yükseltmesi daha uygun bir yöntem olurdu!!

Dolaysız vergiler, her türlü ticari amaçlı faaliyetlerin safi kazançları üzerinden ödenen bir vergi türü olduğu ve bu Şirketlerin elde ettikleri gelir türleri de yasal olduğuna göre bunların faaliyetleri ve hakları kapsam dışı bırakılmak yöntemiyle kısıtlanamaz, caydırılamaz veya dolaylı olarak cezalandırılamaz. Zannedersem, Sayın Maliye Bakanı ve/veya kılavuzları Kurumlar Vergisini dolaylı bir vergi türü zannederek KDV Oranları Tüzüğü uygulamaları ile karıştırmışlardır. Zaten merak ediyorum. Acaba neyi karıştırmamışlardır ki?

Her ne hal ise bazı sivil toplum örgütlerinin yapılan bu düzenlemeler sonucu ekonominin acilen gereksinim duyduğu hiçbir konuya çözüm oluşturmayacağını gayet iyi bilmelerine rağmen, şahsi çekingenliklerinden mi, pasifliklerinden mi? yoksa Maliye'nin misilleme türü hışmına uğramaktan korktukları için mi? veya başka bir beklentileri olduğu için midir? nedenini pek anlayamıyorum. Ancak, gerçeği görmelerine rağmen konu hakkında "yuvarlak sözler" sarfetmeye devam etmektedirler. Bu tutumları böyle devam ettiği sürece başlarına ne gelirse onu hak etmiş olmaktadırlar.

KKTC'ni yönetenlere gelince. Bakanlar ve siyasiler işlerine geldiği zaman Avrupa Birliği ilkelerine ve uygulamalarına sarılmakta, ancak işlerine gelmediğinde "sark kurnazlığı" yöntemlerine başvurma moduna girme alışkanlıklarına devam etmektedirler. Buna süratle son vermelidirler. Belki KKTC halkının çoğunluğunu balık hafızalı olarak düşünebilirler ancak bu halk zannettiklerinden daha çok zeki ve bilinçlidir. Gerek geçen haftalardaki yazılarımda, gerekse yukarıda belirtmiş olduğum yasal düzenlemelere hiçbir AB ülkesinde ve demokrasi ile yönetilen ülkede rastlamak mümkün değildir.

Genelde biz Kıbrıs Türkleri olarak kendimizi çok akıllı ve herşeyi en iyi bilen kişiler zannederek haklı olarak elde ettiklerimiz yanında özellikle hak etmediklerimizi de hakkımız olarak kabul ederek yaşantımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Bu karakteristik özellik genellikle 1974 yılından sonra maalesef bizi yöneten hükümet yetkililerine ve siyasilere de yansımış bulunmaktadır.

KKTC'ni yönetenler bu gerçeği dikkate alarak kendilerini hukukun üstünlüğü ilkelerine adapte etmedikleri sürece gerek ekonomik sorunların çözümü gerekse kayıtdışılığın önüne geçilmesi mümkün değildir.

Özetle, ülkemizin her geçen gün artan ekonomik sorunlarına acil ve kalıcı çareler üretileceği yerde esasa etkin olmayan konularla zaman kaybetmek Meclis çalışanlarının bedeli de dikkate alındığında bu kurumun "maliyet-fayda" esasında olumsuz yönde etkilenmektedir. Son beş-altı yıllık dönemde iktidara gelmiş hükümetler vergi konularında yapmış oldukları birçok yasal düzenlemeler de bana "gömleği ve ceketi olamayan bir kişinin kıravat ile kıravat iğnesi satın almasını" anımsatmaktadır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.