Bağımsız denetim sivil toplum örgütleri için de zorunlu olmalıdır

Yayın Tarihi: 23/02/15 08:00
okuma süresi: 11 dak.
A- A A+

Ülkelerin demokratik yaşamda vazgeçilmezlerden bir tanesi olan Sivil Toplum Örgütlerinin (S.T.Ö.) KKTC'deki sayıları her geçen gün artış göstermektedir. Bu örgütlerin esas görevi, ülkenin sosyal, kültürel, eğitim, sportif, mesleki v.s. konularda dayanışma ilkeleri içinde çalışmalar yapmak ve gerekli hallerde hükümetlere ilgili konularda görüş ve önerilerde bulunmaktır.

STÖ'lerinin kuruluş tüzükleri veya yasaları uyarınca üstlenmiş oldukları görevlerini gerektiği gibi yerine getirmek amacıyla hiç şüphesiz mali kaynaklar sağlamaya veya yaratmaya çalışırlarken bu kaynaklar ile harcamalarının sonuçlarının da sıhhatli, güvenilir, şeffaf ve yürürlükteki mevzuata uygun bir şekilde yürütmekle yükümlüdürler.

Neden mali konulardaki yükümlülüklerin STÖ'leri tarafından yerine getirilmesi önemlidir? Bunun başlıca nedeni, hangi statüde tescil edilmişse edilsin tüm Örgütlerin temel amaçları ve parasal kaynakları:

  • Kar amacı gütmemeleri,

  • Ülkenin gerek duyduğu konularda halk yararına faaliyetlerde bulunmaları,

  • Gelir kaynaklarını üyelerinden aidat, bağış ve sosyal etkinliklerden sağlamaları,

  • Devletin bu Örgütlerin kuruluş tüzüklerinde belirtilen faaliyetlerini çeşitli vergi muafiyetleri, indirimleri ve bazı durumlarda kamu kaynakları ile desteklenmesidir.

diğer bir anlatımla, yürürlükteki yasalara göre tescil edilmiş olan STÖ'leri bir tür kamu kurumu özelliğine sahiptirler, yani o ülkenin malıdırlar. KKTC'de STÖ statüsü kapsamında faaliyet gösteren ancak çeşitli yasalar uyarınca tescil edilen Örgüt türleri özetle şöyle sınıflandırılabilir.

  1. Özel Vakıflar:

Ahkâm-ül-Evkaf uyarınca Vakıflar Dairesinin mahkeme onayıyla tescil ve kontrol edilen kuruluşlar.

  1. Birlik ve Dernekler:

1961 Türk Cemaat Meclisi Birlikler ve Dernekler Yasasına istinaden ilçe Kaymakamlıkları tarafından tescil ve kontrol edilen kuruluşlar.

  1. Spor Kulüpleri ve Federasyonları:

Beden Eğitimi ve Spor Yasası uyarınca tescil ve kontrol edilen kuruluşlar.

  1. Kar Amacı Gütmeyen Şirketler:

Fasıl 113 Şirketler Yasası'nın 20. maddesi uyarınca ve Bakanlar Kurulu'nun öngördüğü koşulların yerine getirilmesi karşılığında tescil ve Şirketler Mukayyitliği tarafından kontrol edilen ancak isminin sonunda " Limited" veya kısaltması olan "Ltd" kullanılmasına izin verilen şirketler.

  1. Meslek Odaları:

Her mesleğin veya meslek grubunun faaliyetlerini etkin ve disiplinli bir şekilde sürdürebilmesi amacıyla özel yasalar uyarınca tescil edilip bu yasalarda öngörülmüş olan kuralda belirtilen yöntemlerle kontrol ve denetlenen kuruluşlar.

  1. Sendikalar:

Sendikalar Yasası uyarınca Sendikalar Mukayyitliği tarafından tescil edilip kontrol edilen kuruluşlar.

Yukarıda belirtilen STÖ'lerinin ortak yanlarından en önemlisi Yasalarında veya Tüzüklerinde sadece kuruluş amaçlarını gerçekleştirmek için faaliyet göstermeleri ve bu amaçların gerçekleştirilmesinde yönetim, denetim ve disiplin kurallarının görev ve yetkileri ile seçim yöntemleri ve gerek dönemsel faaliyetleri, gerekse dönemsel hesap verebilirlik kuralları yeralmaktadır.

Her faaliyette olduğu gibi tüm kurum ve kuruluşların yönetimlerinde görev alanlar özellikle hesap verebilirlik konusunda çok hassas ve ciddi olmaları, bu konuda gerekli önlemleri yürürlükteki yasalar ile diğer mevzuat uyarınca zorunlu tutmuş olmakla birlikte yasal boşluklar ve/veya çağın gerisinde kalmış cezalar ile ciddi denetimsizlikler dolayısıyla çeşitli statülerdeki STÖ'leri özellikle de idari ve mali işlemlerin etkinliği bakımından güncelliğini kaybetmişlerdir.

Bu nedenle, ülkemizde her geçen gün sayıları artış gösteren Birlik ve Derneklerin büyük bir kısmı Tüzüklerinde öngörülen zorunlulukları gerektiği gibi, hatta bazılarının hiç getirmediği ancak mevcudiyetlerini sürdürmeye devam ettikleri gözlemlenmektedir. Bu durumda olanların yöneticileri gerek üyelerine gerekse yetkili makam olan Kaymakamlıklara da bilgi vermemektedirler. Öteyandan, bu Birlik ve Dernekleri denetlemekle görevlendirilenler de bu konudaki görev ve yetkilerini de çeşitli nedenlerle yerine getirmemektedir. Hal bu olunca da bu kapsamdaki kuruluşların paraları ve/veya malvarlıkları tutanın elinde kalmakta, hatta kişisel amaçlar için kullanılmaktadır.

Bu durum kesinlikle kabul edilebilir bir durum değildir ve olamaz da. Halkın gönüllü katkılarıyla ülkenin yararına faaliyet göstermek için tescil edilen STÖ'leri Halkın malıdır ve bu katkıların hangi amaçlar doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığının ilgililer ile yetkililer tarafından da bilinmesi en doğal bir hak ve yasal kuraldır.

Bu nedenle, özellikle mali denetimlerin yürürlükteki vergi ve muhasebe yasalarında öngörülen kurallara uygun olarak yapılıp yapılmadığının denetlenmesi Maliye Bakanlığı tarafından bağımsız denetim ve raporlama yapmakla yetkilendirilen "Yetkili Muhasip-Murakıplara yaptırılmasının zorunlu tutulması gerekir. Hâlbuki bugünkü uygulamaya bakıldığında STÖ'lerinin yönetim vs. kuralları düzenlenirken muhasebe ve denetim mesleği veya bilgisiyle ilgisi olmayan kişiler "Muhasip-Veznedar" ve "Denetim Kurulu" ismi altında 2-3 kişiden oluşturulan ve sadece dönem sonlarında çıkarılan hesapların tasdikten öte hiçbir etkin denetim yapmayan kişiler seçilmekte veya görevlendirilmektedir. Kanımca Denetim Kuruluna seçilenler veya görevlendirilen ancak Derneğin genel faaliyetleri ile ilgili iç denetim yapabilmelidir. Gerek iç denetim gerekse bağımsız dış denetim işlemlerinin etkinleştirilmesi için gerekli yasal düzenlemeler tüm STÖ'leri bakımından yapılmalıdır.

Ayrıca Tüzüklerinde ve Yasalarında belirtilmiş olan tarihlerde Genel Kurullarını usulüne uygun yapmayan, hesap ve malvarlıkları hakkında gerekli kayıtları tutmayan ve/veya hesaplarının doğruluğunu onaylatıp raporlamayan STÖ'lerinin idari ve malvarlığına resmi makamlar tarafından el konulmalıdır. Durumlarını öngörülecek sürede ve yasalar doğrultusunda yerine getirmeyen Örgütlerin malvarlıkları ihtiyaçlı hayır kurumlarına devredilmeli ve bunların tescil kayıtları sicilden silindikten sonra ilan yöntemiyle halkın bilgisine de getirilmelidir. Öteyandan, ilgili STÖ'nün bu duruma gelmesine neden olanların cezalandırılmaları ve/veya Örgütün borçlarının ödenmesinden sorumlu tutulmaları için gerekli hukuki işlemlerin yapılması için de yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

İdari bakımdan ise özellikle halka açık şirket statüsündeki ve diğer bazı kurumlarda olduğu gibi STÖ kapsamında faaliyet gösteren kuruluşların başkan ve yönetim kurullarında görev alanların veya seçilenlerin belli dönemler itibarıyla ve sayıda rotasyona (değişikliğe) tabi tutulmaları hususunda yasal değişikliklerin yapılması da bu Örgütlerin faaliyetlerine her bakımdan etkinlik ve güven kazandıracaktır.

Özetle, yukarıda açıklamaya çalıştığım hususlar tüm demokratik ülkelerde uygulanan temel kurallar olup, bu kuralların KKTC'nin sivil toplum örgütlerinin kuruluş, tescil ve denetim işlemlerine getirilmesinin zamanı çoktan gelmiş, hatta geçmiştir. Şöyle ki her türlü statüdeki STÖ'lerinin yasaları ve Tüzükleri gözden geçirilip bu konuda belirtmiş olduğum hususlar doğrultusunda yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Birlik ve Dernekler için ise çağımızın gereklerine uygun bir Dernekler Yasası süratle yürürlüğe geçirilmelidir.

Bu değişiklikler veya düzenlemeler yapılırken mali konularda STÖ'ne yönelik Tek Düzen Hesap Planı oluşturulmak suretiyle muhasebe kayıt sistemi ile mali tablolara yeknesaklık getirilmesi için zorunluluklar getirilmelidir. Ayrıca genel kurulların zamanında ve usulüne göre yapılıp yapılmadığını denetleme amacıyla resmi makamı temsilen yetkilinin de hazır bulunmasının da hesap verebilirlik bakımından büyük yararı olacağı için bu konunun da kurala bağlanmasının gerekli olacağı kanaatindeyim.

Birçok STÖ harcamaları karşılığında fatura, makbuz ve benzeri belge yerine düz kâğıtlar üzerine düzenledikleri beyanlarla kanıtlamaya çalışmakta dolayısıyla da kayıtdışılığa katkıda bulunulmaktadır. Bu durum karşısında devletin gerek KDV gerekse Gelir Vergisi bakımından vergi kayıplarına sebebiyet vermektedir. Bazı STÖ de olduğu gibi "bir memleket bir usta" veya "ordusuz komutan" gibi yönetilen ve/veya usulüne göre yıllık genel kurullarını gerektiği gibi yapmayanların artık önüne geçilmelidir.

Demokratik ülkelerin olmazsa olmazlarından olana Sivil Toplum Örgütlerinin hâlihazırda kaç tanesinin faaliyette olduğu ve yasal yükümlülüklerini yerine getirip getirmediklerinin saptanabilmesi amacıyla acilen işlemler başlatılmalıdır. Yukarıda belirtmiş olduğun önlemlerin alınmasında geç kalınması halinde ülkenin kayıtdışılığına katkı yapılmasına ve bazı STÖ yöneticilerinin de haksız menfaat etmelerine devam edilecektir. Keza halk da yapmış olduğu gönüllü katkıların amacına yönelik kullanılıp kullanılmadığı da bilgi sahibi olacaktır.

Diğer bir anlatımla, bahse konu Örgütlerin kar amacı gütmemeleri, bunların sıhhatli, güvenilir ve usulüne uygun muhasebe kayıtları tutmamaları, bunların vergi ve sosyal güvenlik ile diğer yasal yükümlülere uymamalarına hiçbir zaman gerekçe oluşturamaz. Her vesileyle kayıtdışı ekonomi konusunda hükümete eleştirilerde bulunan bazı Örgütlerin bu hususta kendilerinin yürürlükteki mevzuat kurallarına gerektiği gibi riayet ettiklerini icraatlarıyla halka kanıtlamalıdırlar; yani halka karşı her zaman şeffaf ve hesap verebilir olmalıdırlar.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.