Vergi ve muhasebe kuralları ilişkileri ve standartları

Yayın Tarihi: 08/06/15 08:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+

Her zaman muhasebe ile vergi kuralları arasında tartışma konusu ilişkiler mevcuttur. Uluslararası Muhasebe Standartları, vergi kuralları ve uygulamaları ne olursa olsun, mali tabloların muhasebe kurallarına göre düzenlenmesini zorunlu kabul etmiştir.

Bu nedenle, söz konusu muhasebe kuralları ile vergi kuralları arasındaki farklılıklar, her zaman meydana gelmesine sebep olmaktadır. KKTC'deki muhasebe uygulamalarını düzenleyen Fasıl 113 Şirketler Yasası yanında finansal faaliyetlerde bulunan bankaların, sigorta şirketlerinin ve benzeri kuruluşların kendi özel yasalarına göre ticari ve mali karın hesaplanmasında vergiden istisna edilmiş kazanç ve iratlar ile yürürlükteki vergi yasalarına göre indirimine (gider yazılmasına) kanunen müsaade edilmeyen giderlerin neden olduğu sürekli farklar oluşmaktadır.

Ayrıca, muhasebenin ve vergi hukukunun dönemsellik ilkesi ile yukarıda belirtilen nedenler dolaysıyla mali tablolarda çeşitli farklılıkların da oluşmasına neden olmaktadır. Bu farklılıkların sürekli meydana gelmesinin nedeni, Vergi Yönetiminin muhasebe uygulamalarının kendi kontrolü ve yönetimi altında tutma isteminden kaynaklanmaktadır. Bununda başlıca nedeni vergi matrahının aşınmasını önlemek ve muhasebe uygulamalarına özellikle Vergi Usul Yasası vasıtasıyla çeşitli usul kuralları getirmek suretiyle mali denetimlerin daha kolay yapılabilmesini sağlamaktır.

Uluslararası Muhasebe Standartları ise işletmelerin gerçek durumunu yansıtmak için muhasebe kurallarının uygulanması gerektiğini benimsemiştir. Bu nedenlerden dolayı söz konusu iki zıt amaç ve uygulama kuralları arasındaki çatışma her zaman devam etmektedir. Hatta ülkemizdeki birçok kişi ve işletmeler, muhasebe kayıtlarının tutulmasının münhasıran vergi amaçları bakımından gerekli olduğuna inanmaktadır ki bu hatalı bir düşüncedir. Bu duruma inananlar arasında Vergi Yönetiminde görevli olanların sayıları da hayli kabarıktır.

Halbuki, Uluslararası Muhasebe Standartların temel amacı, işletme yönetiminin performansı göstermek ve sermayesine iştirak eden hissedarlara, işletmenin ilişkide bulunduğu işletmelere, kredilendirme işlemlerinde finansal kuruluşlara ve benzeri amaçlar için ilgili işletmenin veya kurumun gerçek mali durumunu yansıtmaktadır. Kaldı ki, bu yansımanın teyidi amacıyla da Uluslararası Denetim Standartları düzenlenmiş olup, Uluslararası Muhasebe Standartlarının önemine atfen bu konuda eşit derecede uygulanması zorunluluğu gerektirmektedir.

Öteyandan, muhasebe ile vergi kuralarının birbirinden tamamen ayrılması da mümkün değildir. Bunun başlıca nedeni bu iki kural arasında süreklilik olan bir ilişkinin var olmasıdır. Bu ilişki özelliklede KDV ve BSİV uygulamalarının yürürlüğe girmesiyle daha da önem kazanmış olup bu ilişki konusu ülkelerin çeşitli yaklaşımlar ve düzenlemeler geliştirmelerine yol açmıştır. Örneğin, bahse konu ilişkiler nedeniyle bazı ülkelerde muhasebe kuralları, bazı ülkelerde ise vergi kurallarının ön plana çıktığını görmekteyiz. Türkiye ise her iki yaklaşımın da etkisi altında bulunmakta olup bu konuda bazı düzenlemeler yapmaktadır. Muhasebe ile vergi kuralları arasındaki ilişkinin nasıl kurulacağı veya uyumlaştırılacağı hakkında bazı ülkeler düzenlemeler yapma yönüne gitmiştir. Bu husustaki yaklaşımların tüm ülkelerin ortak bir uygulamada gerçekleştirilmesi anlayışı ise her geçen gün daha da kabul görmemeye başlamıştır.

Bu anlayış doğrultusunda "Gelir Vergilerinin Uluslararası Muhasebeleştirilmesi Standardı 12" yayımlanmış olup, Türkiye de bu konu ile ilgili Standardı "TMS 12 Gelir Vergilerine İlişkin Türkiye Muhasebe Standardını" yayımlamıştır. Bahse konu Standartta muhasebe kuralları ile vergi kuralları arasındaki ilişki açıklanmakta, bu ilişkinin vergiler üzerindeki etkisinin nasıl hesaplanarak ölçüleceği ve bunun mali tablolara yansıtılacağı belirtilmektedir.

Özetle, uluslararası Muhasebe Standartları kurallarına göre bir işletmenin hesaplanan safi kazancı, vergi kurallarında öngörülen reklam, seyahat, izaz-ikram ve bazı teknik konulardaki gider kısıtlamaları veya bu kuralların öngördüğü ekonomik teşvik amaçlı yatırım indirimleri, özel amortisman indirimleri v.s. indirimler bu miktarı vergi matrahı olarak azaltabilir, artırabilir, hatta zarara dönüştürebilir. Diğer bir ifade ile ticari ve mesleki kazanç veya zarar ile vergi matrahı (mali kar) veya (vergi (mali) zarar arasında her zaman farklılıklar oluşmaktadır.

Uygulamada vergi kuralları ile muhasebe kuralları arasındaki farklılık ülkelerin mali tablolarının hazırlanmasında kullandıkları yaklaşımların uygulandığı ülkeler Anglo-Saxon (İngiltere, ABD, Kanada gibi ülkeler) ve Avrupa kıtası olarak (Fransa, İtalya, İspanya, Almanya gibi ülkeler) iki gruba ayrılmaktadır.

Bu ülkelerin konuya yaklaşımları arasındaki temel farklılıklar şöyle özetlenebilir. (1)

Anglo-Soxon Ülkeleri Yaklaşımı Avrupa Kıtası Ülkeler Yaklaşımı

  1. Dürüstlük ---------------------- 1. Yasallık

  2. Hissedar Bilgilendirme ---------------------- 2. Alacaklıyı Bilgilendirme

  3. Açıklık ---------------------- 3. Gizlilik

  4. Vergi Kuralları Öncelikli Değil ------------------ 4. Vergi Kuralları Öncelikli

  5. Özüm Önceliği var ---------------------- 5. Şeklin Önceliği Var

  6. Profesyonel Standartlar ---------------------- 6. Siyasi İktidarların Belirlediği

Kurallar

Kıbrıs'ın kurumsal yapısının ne Temel Hukuk düzeninin İngiliz sistemi özelliği taşıması dolayısıyla KKTC'nin bu konudaki Anglo-Soxon ülkelerindeki gibi olması gayet doğaldır.

Yukarıdaki ilkeleri, yaklaşımları ve standartları bu haftaki yazımda gündeme getirmemin esas nedeni KKTC'ni yönetenler ile onların kılavuzlarına dünyada uygulanan Uluslararası Muhasebe Standartları hususunda bilgilendirme yanında her konudaki değil tüm uluslararası standartların da bir an önce ülkemizde yürürlüğe geçirilmesidir. Dünyada her mesleğin ve faaliyetin saptanmış standartları mevcut olup bu standartlara uyulması tüm demokratik ülkeler tarafından zorunlu görülmüştür.

Bugün KKTC'de uygulanmaya çalışılan bazı standartların mevcudiyeti ise ya İngiliz Koloni Yönetiminden günümüze gelmiş veya ilgili profesyonellerin meslekleri ile ilgili yıllar içerisinde meydana gelmiş olan bir tür "Genel Kabul Görmüş İlkelere" dayandırılmış olmakla birlikte bu yöntemin hiçbir yasallığı yoktur.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

  1. (Kaynak: "The Relationship Between Tax And Accounting Rules"- Jonh Blake.)

Kıbrıs Türkleri olarak kendimizi her konuda güncellemediğimiz ve uluslararası standartlarla uyumlulaştırmadığımız sürece her icraatımız tarihi çoktan geçmiş ve "iki dudak arasına bağlı" yöntemlerden öteye gidemeyecektir.

Kanaatimce, bugüne kadarki iktidarların işine geldiği için uluslararası standartların uygulanmaması için statüko oluşturmuşlardır. En yakın ilişkiler ve dayanışma içinde olduğumuz Türkiye, çeşitli konularda uluslararası yüzlerce standardı yürürlüğe geçirmiş ve geçirmeye devam etmektedir. Bizi yönetenler ise yan gelmiş veya koltuk kavgası yapmakta olan ve "Allahtan iyilik, Hükümetten aylık" beklentisi içerisinde günlerini gün etmeye çalışıyor.

Her zaman vurguladığım gibi standartların ve denetimlerinin olmadığı ülkelerde sosyo-ekonomik bakımdan gelişmeleri olanaksızdır. Biraz gelişmiş olsalar bile en kısa bir zamanda mevcut gerileme hızlanmaya başlayacaktır.

Bir kez daha Allah Kıbrıs Türkünü, ilkesiz siyasal iktidar mensuplarının ve onların bilinçsiz kılavuzlarının elinden ve yarattıkları olumsuzluklardan korusun.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.