Sayın Maliye ve Ekonomi bakanlarına arzuhalimdir (1)

Yayın Tarihi: 03/08/15 08:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

Geçtiğimiz hafta kurulan ve güvenoyu alan CTP-BG ve UBP'nin oluşturduğu koalisyon hükümetinin başta Sn. Başbakanını, Maliye Bakanını, Ekonomi Bakanını ve diğer tüm Bakanları kutlar, hükümet programında belirtmiş oldukları faaliyetleri yerine getirme çalışmalarında başarı göstermelerini dilerim.

Başbakan Sn. Ömer Kalyoncunun da çeşitli vesilelerle belirtmiş olduğu gibi kamu hizmetlerinin etkinleştirilmesi, hizmet kalitesinin yükseltilmesi ve hukukun üstünlüğü anlayışının geliştirilmesi konularında gerekli yasal düzenlemeler ile uygulamalar hakkındaki düşüncelerini gerçekleştirir. Esasen kamusal hizmetlerin etkinleştirilmesi ve verimliliğin artırılması sağlanmadığı sürece hiçbir başarı elde edilemez.

Elbetteki KKTC'nin sosyo-ekonomik durumunu yükseltecek olan bu başarı ancak Bakanlarının etkin, çağdaş hukuka ve iyi İdare Yasası kuralları kapsamında inanç ve bilimsel çalışmalar ile gerçekleştirilebilir. Her ne kadar da 10 Bakanlığın fonksiyonları eşit öneme sahip gibi görünse de bunlar arasında özellikle Maliye ve Ekonomi Bakanlıkları daha da önem arz etmektedir.

Bunun başlıca nedeni halkın refah düzeyini ve sosyal yaşantısını yükseltmekte en büyük etken olan ülkenin ekonomik potansiyelinin ve kamu maliyesi konusunda yapılacak plan ve programlarının uygulanmasında gerekli düzenlemelerin yapılması Maliye ve Ekonomi Bakanlarının gösterecekleri performansa bağlı olmasıdır. Bu iki bakanlığın yapacakları düzenlemeler çağdaş uygulamalar paralelinde ülke gerçekleri dikkate alınarak ve birbirini olumsuz yönde etkilemeyecek şekilde gerçekleştirilmelidir. Sadece bütçe gelirlerini artırmak amacıyla yapılacak vergi uygulamaları KKTC ekonomisini daha da dar boğazlara sürükleyeceği muhakkaktır.

Bu uygulamaların başarı ile sonuçlandırılması amacı ile ciddi, mesleki eğitimli, halka saygılı, kendisine güveni olan, tecrübe sahibi, hukukun üstünlüğüne inanmış ve "iki dudak arası" uygulamalardan kaçınmayı kendisine ilke edinmiş kamu görevlilerinden oluşması en önemli unsurdur. Bu nedenle, Maliye ve Ekonomi Bakanlıklarının yeniden yapılandırılması, özellikle mesleki konularda personel ve beceri ilişkiler eğitimi ile lojistik bakımından desteklenmesi büyük önem taşımakta olup her iki Bakanlığın yakın işbirliği ile sürekli koordinasyon içerisinde çalışmaları gerekir. Ayrıca mesleki görevlendirilmelerde parti rozeti veya bayrak sallayanların bu özelliklerine bakarak değil, belirtmiş olduğum özellikler dikkate alınmalıdır.

Böyle bir düzenleme ile çalışmanın özellikle son 25 yılda iktidar olmuş olan siyasiler tarafından yapılmış olduğunu söylemek mümkün değildir. Hatta, tüm iktidarların çeşitli siyasi çıkarlar amacıyla her geçen gün kamu hizmetlerinin kötüleşmesini durduracak önlemler almamaları ve birçok kamu görevlisinin halkın bilinçsizliğinden yararlanmak suretiyle birçok konuda halkın hak etmediği çeşitli mağduriyet uygulamalarına tabi tutulmalarına ve hukukun üstünlüğü kuralının da çiğnenmesine göz yumulması hükümetlerin güven kaybına neden oluşturmuştur.

Bu konuda, özellikle kamu maliyesinin temellerini oluşturan Gelir ve Vergi Dairesinin vergi uygulamalarına bakıldığı zaman yapılan bazı uygulamaların hiçbir yasal dayanağı olmadığı ve iki dudak arası kararlarla, hatta şubeler arası değişiklik uygulamalarla yürütülmeye çalışıldığını görmekteyiz. Üstelik de hiçbir yasal dayanağı veya mantığı olmayan çeşitli uygulamaların her geçen gün artış gösterdiğini görmekteyiz.

Emekli bir Gelir ve Vergi Dairesi müdürü ve vergi konusundaki uzmanlık bilgisine sahip bir kişi olarak, yükümlü hakları, adalet ve eşitlik gibi vergi hukuku ilklerine son zamanlarda uyulmadığını, tek bu Dairede görevli birçok kişinin amacının "Deli Dumrul" misali bütçeye para tahsil etmek olduğunu ve kendilerine yasa ile getirilen sorumlulukları başka kurumlara veya vatandaşa yaptırmak suretiyle keyiflerini bozmak istemediklerini aşağıdaki bazı örneklerden saptamış bulunmaktayım.

  1. Yürürlükteki Gelir Vergisi Yasası'na istinaden KKTC'de yerleşmemiş olan (mukim olmayan) kişilerin bu ülkede yatırım yaptıkları şirketlerden elde ettikleri brüt kar payı gelirlerinin (temettülerinin) stopaj yöntemi ile bağımsız vergilendirme sisteminde % 15 oranında kesin vergilendirilmesi öngörülmüş olmasına ve gerek yükümlü statüsünün gerekse bu gelirin yıllık Gelir Beyannamesinde yükümlü tarafından beyan edilmesine rağmen bu gelir türünün diğer gelirlerle birleştirilerek tekrar vergilendirilmesi işlemi tamamen bir vergilendirme hatası olup derhal düzeltileceği yerde konu savsaklanmaya çalışılmaktadır.

Kaldı ki bu yükümlünün KKTC'de mukim olmadığı Polisin Giriş-Çıkış Belgesinden kanıtlanmış olmasına rağmen bu kişi için TC makamlarından o ülkede "mukim olduğuna" ilişkin belge istenmesinin nedenini ve gerekliliğine anlam vermek mümkün değildir. Bahse konu yasa'nın 32(5) i maddesi bir kişinin KKTC'de mukim olmaması halinde, temettü gelirinin bağımsız vergilendirme esası kapsamında yapılacağına kurala bağlamış olup bu konu sözkonusu Polis Belgesi ile kanıtlanmış olmasına rağmen vatandaşı olduğu başka bir ülkeden "Mukimlik Belgesi" getirmesinin talep edilmiş olması gerek uluslararası vergi hukukunu gerekse kendi hukukumuzu bilmemekten kaynaklandığı kanaatindeyim.

Vergi hukukunda "vatandaşlık" ile "yerleşmişlik" (mukimlik) tamamen iki ayrı tanımdır. Vergi hukuku bakımından önemli olan "vatandaşlık" değil "mukimliktir". Bu amaçla, bir ülkenin vergisel bakımından mukimi sayılabilmek için herhangi bir yılda o ülkede sürekli veya aralıklarla toplam 183 günden (6 aydan) fazla yerleşmiş olması gerekir.

Yükümlüden KKTC mukimi olmadığını kanıtlamak için vatandaşı olduğu TC'den mukimlik belgesi sunmasının talep edilmiş olması kişinin bahse konu statüde KKTC'de vergiye tabi olması için vatandaşı olduğu ülkede yerleşmiş (mukim) olmasını göstermez. Örneğin bu kişi vatandaşı olduğu ülkede değil de Avrupa'da veya dünyanın bir başka ülkesinde yerleşmiş olabileceği için bu konu KKTC'nin Gelir ve Vergi Dairesini hiç ilgilendirmemektedir.

Bu durumdaki hatanın düzeltilmesine ilişkin yapılan gerekçeli başvurunun kabul edilerek düzeltileceğine, bunun gereksiz bir belgenin sunulmasının talep edilmesinin amacı, herhalde ödeme süresine birkaç gün kalınmış olan ve hatalı hesaplanmış fazla bir verginin yükümlüden ödenmesini sağlamak ve daha sonra hatalı miktarının kendisine iadesi için başka başvuruda bulunmak suretiyle bütçeye haksız geçici gelir elde etmektedir.

(DEVAM EDECEK)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.