Ne olacak KKTC'deki kayıtdışılık? (1)

Yayın Tarihi: 09/11/15 15:22
okuma süresi: 10 dak.
A- A A+

Geçtiğimiz hafta Cenk Diker'in derlemesi ve düzenlenmesi ile kitap evlerinde yerini almış olan "Hükümetlerin Vaatleri ve Hezimetleri" isimleri kitabın içeriği incelendiği zaman neredeyse tüm gelmiş geçmiş hükümet programlarında KAYITDIŞILIĞIN KALDIRILACAĞI bu amaçla da etkin mücadele başlatılacağına ilişkin "cekli" veya "caklı" vaatler yer aldığı görülmektedir. Bu tür bildirilere ve beyanatlara geçmiş yıllarda, özellikle de seçimler öncesinde veya kamuoyunda birşeyler yapılıyor algısı yaratmak için birçok siyasi partiler veya siyasiler tarafından yerverilmiş olmasına rağmen iktidara geldikten sonra bu konuya gerekli önemin hiç verilmediğini herkes gayet iyi bilmektedir. Özellikle de bugünkü CTP-BG ile UBP koalisyon hükümetinin programında yeralan ve üç ay sürede gerçekleştirilmeye başlanacağı belirtilen Kayıtdışı ile Mücadele Programına halen hiç değinilmediği açıkça görülmektedir.

2012 yılında başlayan ve 2013 yılında tamamlanan çalışmalar sonucunda konularında uzman dört kişi tarafından hazırlanan geniş kapsamlı Rapor "KKTC'de Kayıtdışı Ekonomi, Boyutlarının Ölçümü Çözüm Önerileri ve Eylem Planı" başlıklı 275 sayfadan oluşan bu kaynak kitabın basımı DAÜ, yayınlanması da Ticaret Odası tarafından gerçekleştirilmiştir.

Kayıtdışı ekonominin özet tanımı, devletten gizlenen, kayda geçirilmeyen ve bu nedenle denetlenemeyen faaliyetler olarak açıklanabilir. Bu tanımlamaya yolsuzluk, kara para, rüşvet, kaçakçılık, fuhuş, uyuşturucu, insan ticareti gibi her türlü faaliyetler de kayıtdışı ekonominin kapsamında olmasına rağmen yapılacak mücadelede konuların tür, içerik, doğası ve özellikleri dikkate alındığında yapılacak mücadelede bunları iki grup altında toplamak mümkündür. Bir tanesi, devletten gizlenen, tamamen veya kısmen kayda geçirilmeyen işlemlere dayalı olan, diğeri ise suça dayalı olan faaliyetlerdir.

Kayıtdışı ekonomi özellikle son yıllarda dünyanın gündemini işgal eden en önemli konuların başında gelmektedir. Bu nedenle, KKTC dışındaki tüm ülkeler kayıtdışılıkla ilgili çalışmalarını yıllar önce başlatmışlar ve halen de bunu titizlikle en etkin şekilde sürdürmektedirler. Nitekim OECD ülkeleri başta olmak üzere tüm demokratik ülkeler kayıtdışılık konularında dönemsel ölçümler yapmakta ve ölçümlerden elde edilen sonuçlara göre çözümler üretilmekte, kayıtdışı ile mücadele etmek amacıyla strateji ve eylem planlarını hazırlamaktadırlar. Bu ülkeler mücadele eylem planlarını sadece hazırlamakla kalmamakta ayrıca bu planda öngörülen düzenlemelerin uygulamaya geçirilmesinde hükümet tarafından onaylanan takvime ve içeriğine uygun olarak kamu kurum ve kuruluşlarının uyup uymadıklarının izlenmesi, değerlendirilmesi ile de performans ölçümleri gerçekleştirilmektedir.

Bahse konu eylem planının öngörmüş olduğu hedeflere ulaşılması amacıyla Başbakanlık bünyesinde "Kayıtdışı Ekonomi ile Mücadele Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulu" ismi altında 2015 yılının ilk aylarında Bakanlar Kurulu kararı uyarınca oluşturulan ve bu konuda görev ifa etmesi ön görülmüş olan bu kurul kayıtdışılık mücadeledeki gelişmeler ile alınan önlemler hakkında dönemsel raporlar sunmak, ilgili kamu kurum ve kuruluşları nezdinde gerekli önlemleri almak ve Başbakana bilgi vermek amacıyla görevlendirilmiştir.

Yukarıda belirtilen birinci grup kapsamındaki kayıtdışı ekonomi için "gizli ekonomi", "gölge ekonomi" ve daha onlarca tanım kullanılsa da, kayıtdışı ekonominin ülkelerin sosyo-ekonomisine ve dolayısıyla kalkınması yönünde yarattığı olumsuzlukların derecesini hafifletmediği gibi hiçbir şekilde değiştiremez de. Bu nedenledir ki birçok ülkenin kalkınmamasında, hatta toplum ahlakın bozulmasında en büyük etken olan bu faaliyetler Türkçe'de "Kayıtdışı Ekonomi" olarak tanımlanmaktadır. Kanımca bu tanımlama en uygun olanıdır.

Kayıtdışı ekonomi iki açıdan çok büyük önem taşır. Özellikle ülkenin toplam ekonomisinin çok büyük bir kısmı resmi kayıtlara girmediği sürece ekonominin gerçek boyutunu bilmek, gerçekçi kalkınma plan ve programları yapmak, kamu maliyesinin temelini oluşturan vergiler ile sosyal güvenlik primlerinin dayandığı gerçek gelirlerin miktarını saptamak mümkün değildir. Örneğin, kayıtdışı ekonominin gerçek boyutu bilinmeden işsizlik oranı, kamu kesiminin büyüklüğü, ekonomik büyüme gibi istatistiki oranların doğru olarak saptanması mümkün değildir. Buna paralel olarak da ekonomik sorunlara doğru teşhis koymak ve halkın refahının artması amacıyla çözümler üretmek de gerçekleştirilemez.

Kayıtdışı ekonominin varlığı mali açıdan da çok önemlidir. Çünkü kayıtdışı kesim veya gerçek dışı prim hesaplamaları ile tahsilat yetersizlikleri ayni zamanda vergi ve sosyal güvenlik prim gelirlerini de olumsuz yönde etkilemektedir. Diğer bir anlatımla, her türlü kayıtdışılık çağdaş ekonomilerin ve insanca yaşamın en büyük düşmanıdır.

Kayıtdışılığın oluşmasının nedenlerinden biri vergisel faktörler, ikincisi ise kamunun vergi uygulamalarındaki adaletsiz düzenlemeleri ile kamusal hizmetlerin kalitesine ve yararlanma uygulamalarına karşı halkın duyduğu memnuniyetsizlik ve/veya güvensizliktir. Vergisel faktörler de kendi içinde vergi oranları yükseklikler ve/veya vergi matrahı hesaplamasındaki çeşitli indirim veya mahsuplaşma kısıtlamaları ile çok sık veya geçici düzenlemelerle yapılan değişiklikler, denetim yetersizliği, vergi idaresinin performans düşüklüğü dolayısıyla vergi kaçağının yakalanma olasılığının zayıflığı ve Vergi İdaresi'nin lojistik ve mesleki eğitime sahip personel yokluğu en önemli etkendir.

Özellikle gelişmekte olan bazı ülkelerdeki ekonominin genel verimsizliği ve yaygın işsizlik ile yönetime olan güvensizlik kayıtdışı ekonominin oluşumunda önemli etkenlerden birkaçıdır. Mal ve hizmet üretimi sürecinde var olan genel verimsizlik düzeyi ile ekonomik olumsuzluklar veya güvensizlikler nedeniyle vergi yükümlüsünü kazancını ayni düzeyde tutmaya yönelik olarak maliyet oluşturan vergilerden kaçınarak sermayesinin aşımını önlemek için bazı önlemler almaya yönlendirir. Bu yöneliş Vergi İdaresine düşük gelir beyan etmek ya da beyanname vermemek şeklinde oluşur.

Bahse konu yapısal nedenler dolayısıyla kalkınma uğraşı veren ülke ekonomilerinde kayıtdışılık özellikle kronik bir karakter göstermektedir. Diğer bir anlatımla, "Kayıtdışı Ekonomi" bu ülkelerin bünyelerinde kanser hastalığına benzer bir sorun olup erken teşhisi ile süratle tedavi edilmesi kaçınılmazdır. Bu hastalığın tedavisinde veya geriletilmesinde gerekli ve gerçekçi önlemler alınmaz ise bu hastalık her geçen gün daha da kötüleşir ve ülkenin sosyo-ekonomik batışına neden olur. Bu konuda özetlemeye çalıştığım görüşlerime son vermeden önce kayıtdışılığın sadece vergi ve sosyal güvenlik primlerini etkilemediğini, ayni zamanda da işletmeler arasındaki olumsuz ekonomik rekabet koşullarının yeralmasına ve ahlaki kuralların da bozulmasına neden olduğunu belirtmek isterim.

Bu görüş ve düşüncelerden hareketle yaklaşık bir buçuk yılı aşkın bir süreden beri K.T. Ticaret Odasının destekleriyle ülkemizdeki kayıtdışı ekonominin boyutunun ölçülmesi, nedenlerinin saptanması çözüm önerileri ve bununla mücadele eylem planı konusunda hazırlanan raporlar hükümet yetkililerinin ve sivil toplum örgütlerinin bilgisine sunulmuştur. Bu tür geniş tabanlı bir çalışma ilk kez KKTC'de gerçekleştirilmiştir. Çalışmaların yürütülmesinde ve sonuçlandırılmasında kayıtdışılık konusunda dünya çapında otorite olarak bilinen uzmanlarla ve akademisyenlerle de çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Hazırlanan raporlar ile çözüm önerileri ve kayıtdışı ekonomi ile mücadele eylem planı tamamen KKTC kaynaklıdır.

Bahse konu ''Kayıtdışı Ekonomi İle Mücadele Eylem Planının'' uygulanması 6 Ağustos 2013 tarihli ve Siber (K-1) 251-2013 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla da onaylanmıştır. Kayıtdışı ile mücadele yöntemleri Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmış ve takvimleştirilmiş olan Eylem Planı Resmi Gazete'de ayrıca yayımlamıştır. Bahse konu Planda düzenlemelerin hangi tarih dilimlerinde, hangi Bakanlıkların ve kurumların, kimin koordinatörlüğünde, ne kadar sürede yapılacağı da esaslara bağlanmıştır.

Ayrıca, kayıtdışılıkla mücadele Planını destekleyen nedenler, çeşitli ölçümler, yorumlar ve çözüm önerilerine ilişkin kapsamlı Rapor toplumsal mutabakat amaçları bakımından meslek örgütleri ile sivil toplum örgütlerine de gerekli bilgiler verilmiş ve olumlu görüşleri de alınmıştır.

Bu konuda bahse konu eylem planının hangi kurullar tarafından izleneceği, değerlendirileceği ve yönlendirileceğine ilişkin Raporda yeralan hususlar gelecek haftaki yazımda açıklamaya çalışacağım.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.