Saydam:"Siyasi rant uğruna katledilen KTHY anıtı"

Yayın Tarihi: 28/12/15 08:00
okuma süresi: 10 dak.
A- A A+

Son iki haftada kaleme almış olduğum "Sebep Olanlar KTHY'nın Günahını Kesmeyecek – Batan Geminin Malları" başlıklı yazımda iktidarların hesapsız, kitapsız ve siyasi veya kişisel rant uğruna yaptıkları hatalı uygulamalar sonucu ülkede çeşitli başarısızlık anıtları bıraktıklarını, bu anıtlardan bir tanesinin de Devlete ait Kıbrıs Türk Hava Yolları Şirketinin binası önündeki bez parçasına yazılmış bir duyuruyu örnek olarak vermiştim.

Herkesin malumu olduğu üzere otuz yılı aşkın bir süre KKTC'nin milli hava yolu şirketi özelliği taşımış olan KTHY Şirketi siyasi rant vs. menfaatler uğruna düşürülmüş olduğu durum dolayısıyla Şirket Yönetim Kurulu kararı doğrultusunda "Gönüllü Tasfiye" yoluna gitmiş ve bu konuda mahkeme kararı aldırılmıştır.

"Tasfiye", kelime anlamı itibariyle, arıtma ayıklama, temizleme, hesabı kapatmak anlamındadır. Bu durumda "tasfiye", herhangi bir nedenle faaliyetine son veren şirketin tüm hesaplarının kapatılmasıdır. Limited şirketler, Şirketler Yasasında öngörülmüş kuralların meydana gelmesi veya ortaklar kurulu kararı ile sona erer. Sermaye şirketleri mahkeme kararı ile iflastan başka bir yöntemle infisah etmeleri halinde buna tasfiye denir.

İflas yöntemi ile tasfiye yöntemi arasındaki esas fark "iflas" aciz duruma, yani borç ve taahhütlerini ödeme kapasitesini kaybetmiş olmak, "tasfiye" ise mali kapasitesi bulunmasına karşın çeşitli nedenlerle faaliyetine kesin son verilmesi anlamını taşımaktadır. Tasfiye yöntemi genellikle iki şekilde gerçekleştirilir. Bir tanesi şirket ortaklarının kararı sonucu "gönüllü olarak" gerçekleştirilir. Her iki durumda da mahkeme kararına ve tasfiye memuru atanmasına gerek vardır. Bunun nedeni ise tasfiye işlemlerinin gerektiği gibi yerine getirilmesini sağlamak için atanan Tasfiye Memurunun denetlenmesini sağlamaktır.

Bir kere finansal tabloları güncel veya tam olmayan, gerektiği gibi ve zamanında bağımsız denetimi yapılmamış olan ve sahip olduğu taşınır ve taşınmaz malları ile haklarının rayiç bedel hesaplamasını yapmamış veya dikkate almamış olan Şirket Yönetim Kurulu üyelerini, iç denetçilerini ve onları bu göreve atayan Bakanlar sorumluluktan arındırmak için Şirketin gönüllü tasfiye yöntemini seçmeleri de üzerinde durulması gereken önemli bir husustur.

KTHY'nın bu duruma düşmesine kimler neden olmuştur? Bunları tekrar etmeyi gereksiz görüyorum; çünkü herkes bunu en ince teferruatına kadar biliyor ve vicdanlarında yargılıyor. Ancak, herkesin henüz anlayamadığı husus ise; KTHY'nı bu duruma düşürenlerden hiç hesap sorulmaması, aradan yaklaşık yıllar geçmiş olmasına ve "batan geminin malları" misali haraç-mezat satılan mallarına rağmen neden hala daha TC ve KKTC bayraklarının KTHY binası üzerinde dalgalanmasının nedenini hiç anlayamadım?

KTHY binasının bir yandan üzerinde KKTC ve TC Bayrakları dalgalanırken binanın yanında tasfiyeyi duyuran bezden imal edilen duyurunun hiçbir yasal veya etik kurallar ile bağdaşmaz. Bunun için bu konuda hukuki bir araştırma yapmayı uygun gördüm.

Konuyu 15/1984 sayılı "KKTC Bayrak Yasası" ve bu Yasa'ya istinaden yayımlanmış olan "1984 KKTC Bayrağını Kullanma Esasları Tüzüğü" kuralları içeriğinde çözmeye çalıştım ve aşağıdaki şu kurallara rastladım:

  1. Yasa'nın 5(3) maddesi, KKTC Bayrağı'nın KKTC Devlet organları idare makamları, kamu tüzel kişileri, kamu kurumu niteliğindeki meslek teşekkülleri ve kamu yararlı diğer kurum ve kuruluşlar tarafından çekilmesini öngörmüştür;
  2. Tüzüğün 2. maddesi ise Cumhurbaşkanlığında, Meclis Başkanlığında, Başbakanlıkta, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığında, Dış Temsilciliklerde, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Bölge Müdürlüklerinde, hudutlarda, hudut kapılarında, Gümrüklerde, Deniz Limanları ile Hava Alanlarında ve KKTC karasularında bulunan deniz araçlarında KKTC Bayrağının devamlı çekilmesini öngörmüştür. Ayrıca, Tüzüğün 3. maddesi resmi tatil günleri ve hafta sonu tatili günleride resmi dairelerin kamu kurum ve kuruluşların ve askeri karargâhların da Bayrak çekmeleri gerektiği belirtilmiştir;
  3. Mağaza, dükkân, konut ve bunlara benzer diğer özel yerlerin sadece resmi tatil ve anma günlerinde Bayrak çekebilecekleri Tüzüğün 4. maddesinde yer almıştır;
  4. Yukarıda belirtilen durumlar haricinde herhangi bir milli ve resmi sebeple Bayrak çekilmesi mahallin en büyük Mülkiye Amirinin izni ve emri ile olacağı ayrıca kurala bağlanmıştır.

Öte yandan, Türk Dil Kurumu'nun Türkçe Sözlüğünde "Bayrak" şu şekilde tanımlanmıştır.

"Bayrak bir milletin, belli bir topluluğun veya bir kuruluşun

simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş,

genellikle dikdörtgen biçiminde kumaştan yapılmış bir objedir. "

Ayrıca, "Ulusal Bayrak" bir ülkenin egemenliğini ve varlığını gösteren bir simgedir. Kurum bayrağı ise ilgili kurum, bina ve tesislerinin aidiyetinin ve /veya yönetiminin varlığını gösteren bir simgedir.

Bayrak mevzuatı ve tanımı ile ilgili yukarıda özetlemiş olduğum bilgiler dikkate alındığında tasfiye nedeniyle tüzel kişiliğini ve yönetim yetkisini kaybetmiş bir kurum binasının üzerinde o kurumun veya bulunduğu ülkenin Bayrağının gece gündüz, sürekli bulundurulmasının gerekçesini anlamak mümkün değildir. Bu durum bahse konu yasa kurallarına gerekse mevcut durum ile bağdaşmamaktadır.

Herhalde hükümet ve/veya diğer yetkililer KTHY binasını başarısızlığın bir anıtı olarak kabul etmiş oldukları içindir ki milli amaçlı anıtlarda olduğu gibi buradaki KKTC ve TC Bayrakları dalgalanmaya devam etmektedir. Yoksa hükümet yetkililerinin acaba başka bir bildikleri mi vardır? Var ise bunu kamuoyuna açıklamaları, aksi takdirde bahse konu Yasa kurallarına aykırı bir durum arzeden bu hususun ilçenin en büyük mülki amiri olan Lefkoşa Kaymakamlığı tarafından düzeltilmesi, yani hertürlü yasal ehliyetini ve statüsünü kaybetmiş olan bir kurumdaki bayrakların indirilmesi gerekir ki hiç olmazsa belki genç kuşaklar bu kara lekeyi unuturlar veya öğrenmezler.

Kanımca, tasfiye kararı verdirilmiş olan bu başarısızlık anıtının üzerinde KKTC ve TC Bayraklarının bulundurulmasının yegâne nedeni bunları satarken hesaplanacak satış bedeline bayrak ve gönderilerinin de dâhil edilerek yüksek bedel elde etmek veya kolay alıcı bulmaktır!!!

Merak ediyor ve hükümet yetkililerine sormak istiyorum; acaba Salamis Bay Conti Hotel yanında bulunan Sosyal Sigorta Dairesine ait "Sea Gate" ismi ile anılan ve başarısız anıtlar arasında yeralan turistik tesisin üzerinde de KKTC Bayrağı var mı? Bu tesisin başarısız anıt özelliği kazanmasına neden olanlar hakkında bugüne kadar herhangi bir soruşturma ve hukuki işlem yapıldı mı? Milli bir değer olan bu tesis hakkında hükümetin herhangi bir görüş ve önlemi var mı? Ya Eti Teşebbüsleri anıtına ve daha ismini sayamadığım diğer kamu anıtlarına ne demeli?

Giden ve gelen tüm iktidarların sadece mazeretler üretip kendilerini sorumluluktan arındırma girişimleri, kendilerine devletin ekonomik kaynaklarının kaybedilmesine göz yumma veya duyarsız kalma hakkı vermemekte olup dikkatlerini milletvekili seçildiklerinde Mecliste yapmış oldukları yeminin içeriğine çekmek isterim. Şayet bu yeminlerine, sadık kalmayacaklarsa niçin yemin ediyorlar?

Bir yandan Sosyal Sigortalar bütçesinin içinde bulunduğu finansal sıkıntılar dolayısıyla sigortalılara getirilmeye çalışılan hak kısıtlamaları, öteyandan Sosyal Sigortalar Dairesinin mülkiyetinde bulunan ve ülkemizin en güzel turistik yörelerinden birinde olmasına rağmen başarısızlık anıtına dönüşmesine göz yumulan turistik bir tesisin çürümeye terk edilmiş olmasının hiçbir geçerli mazereti olamaz.

Halkımızı hafıza özürlü zannederek bildik, alışagelmiş ve slogana dönüşen "cek-caklarla" ve hayali pembe tablolar çizerek boşuna enerji tüketen Bakanların bunu yapacakları yerde KKTC'deki başarısız anıtların ekonomiye kazandırılması veya devlet bütçesine katkıda bulunmasını gerçekleştirmek için tüm enerjilerini ivedilikle bu konuya yönlendirmeleri gerekmektedir. Gerçek milliyetçilik ve vatanseverlik budur.

Bunun aksine yapılan icraatlar ise sadece "show" ve siyasi rant amacıyla yapılan icraatlar olmaya devam edeceğinden mevcut yönetim anlayışı ve kılavuzların da bilinçsizliği dikkate alındığında bu konuda veya hiçbir sosyo-ekonomik konuda uygun bir yere varılması mümkün değildir. Keza, siyasiler dahil olmak üzere ceza ve ödül mekanizması uygulanmadıkça, yani devleti maddi ve manevi zarara sokan icraatları yapanların yaptıkları yanlarına kaldığı sürece, hatta bazıları ödüllendirildikleri sürece KKTC'deki bu başarısızlık anıtları daha da artmaya devam edecektir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.