Vergi yükümlüsü hakları bildirgesi neden yayınlanmıyor?

Yayın Tarihi: 18/04/16 08:00
okuma süresi: 13 dak.
A- A A+

Bu ülkede yıllardır kayıtdışı ekonomiden ve tahsil edilmeyen vergilerin telafisinin re,sen vergilendirme yöntemi ile karşılanmaya çalışıldığı dolayısıyla birçok kişinin veya küçük işletmenin de bu uygulama yöntemi ile haksızlığa uğradığını tüm kesimler, hatta birçok siyasi dile getirmektedir. Öncellikle şunu belirtmek isterim ki bir ülkenin sosyo-ekonomisinin gelişmesinde en büyük etkenlerden biri adaletli ve etkin vergi uygulamalarıdır.

Her ne kadar da maliye biliminde kamu giderlerini karşılamak amacıyla "verginin yasa gücüne dayanarak tek taraflı tahsil edilen bir mali kaynak" olduğu belirtilmişse de günümüz koşullarının demokrasi ve insan hakları ile bağdaşması gerekir. Nitekim tüm demokratik ülkelerin Anayasalarındaki kurallara veya Birleşik Krallıkta olduğu gibi Anayasası olmayan ancak yıllarca oluşan genel kabul görmüş geleneksel uygulamalar ile içtihatlara istinaden vergi uygulamaları gerçekleştirilmektedir.

Her iki durumda da vergi uygulamalarında temel ilkeler adalet, eşitlik ve bu konuda yükümlülere tanınan haklar ile vergi idarelerinin yetkilerini sınırlayan kurallar büyük önem arz eder. Bugüne kadar maalesef gerek vergi idaresi gerekse yükümlüler yasalarda kendilerine tanınmış olan yetkileri ve yükümlülükler ile hakları gereği gibi kullanmamışlardır. Her türlü bilgi, mesleki eğitimden yoksun birçok kişinin oluşturduğu kamu idaresinin tek hedefi olan "ne koparırsam kârdır" düşüncesi mali gücüne göre vergi vermek yükümlülüğünde olan birçok kişileri gerçek kazançları üzerinden vergi ödeme anlayışından uzaklaştırmıştır.

Gerektiği gibi vergi tahsil edilememesinin nedeni sadece vergi yükümlülerin tutumuna bağlamak yanlıştır. Bunun başlıca nedenlerinden bazıları hükümet edenlerin halktan ve işletmelerden tahsil ettikleri vergi ve harç miktarlarının halka, özellikle de sağlık, eğitim, alt yapı gibi hizmetler olarak geri dönmeyişidir.

Bu nedenle, vergi alacağının tahakkuk edip tahsil aşamasına gelebilmesi için en az iki tarafın mevcut olması gerekir. Bu taraflardan biri vergi idaresi diğeri ise ekonomik aktiviteyi yaratan veya taraf olan kişilerdir. Dolayısıyla her iki tarafın birbirlerine olan güvenin büyük önemi vardır. Güven, ancak adalet ve eşitlik ilkeleri ile uygulamalarına gerekli önem gösterildiği oranda oluşur.

Sözkonusu anlayış doğrultusunda, vergi idarelerine tanınmış olan sınırsız re'sen vergilendirme yetkisine, 24/2015 sayılı Vergi Usul (Değişiklik) Yasası'nın 4.'üncü ve 31 (2)(d). maddelerin de yapılan değişiklikle sınırlamalar getirilmiştir.

Ayrıca, bahse konu Değişiklik Yasası'na eklenen 286. Madde ile yükümlülerin itirazlarını karara bağlamak için de bir Üst İtiraz Komisyonu'nun oluşturulması kuralı getirilmiştir. Her ne kadar da bu Komisyonun oluşumu tamamen Maliye Bakanlığı ağırlıklı ve görevlendirilecek üyelerinin herhangi bir sebeple görevlerinden alınabileceği gibi bir kuralın mevcudiyetine rağmen 26 Mayıs 2015 tarihinden beri bu konuda ki komisyonun oluşturulması hususunda bile herhangi bir adım atılmamış olması düşündürücüdür.

Tüm demokratik ülkeler vergi idareleri ile yükümlüler arasındaki güveni ve etkenliği sağlamak için çeşitli düzenlemeler gerçekleştirmişlerdir. Bu kapsamda da devleti yönetenler bu konuda "Vergi Yükümlü Hakları Bildirgesi" ismi altında yıllar önce yayınladıkları kararlarla irade bildiriminde bulunmuşlar, bu bildirge doğrultusunda icraat yapmayı sürdürmüş ve sürdürmeye devam etmektedirler.

Geçtiğimiz gün Resmi Gazeteleri gözden geçirirken 4 Mart 2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmış olan Ö(K-I)284-2016 sayılı Bakanlar Kurulu'nun almış olduğu bir karar dikkatimi çekti.

"KKTC Sürdürülebilir Maekansal Planlama Politika Bildirgesi" başlığı altında Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan ve 5 başlık altında düzenlenen bu kararın içeriğinin ilke ve hedefleri aşağıdaki ana ilkeler ve hedeflerden oluşmuştur.

  • Sürdürülebilir Gelişme,
  • AB Politikaları ve Mevzuatı ile Uyumlaştırma,
  • Sorumluluk Paylaşma ve Ortaklaşa Yönetim,
  • Etkili, Girşimci (Pro-Aktif) ve Dönüştürücü,

Böyle bir bildirge şayet KKTC'de yapılıyorsa ve belirtilen ilke ile hedeflere gerçekten bağlı kalınacaksa (yani gösteriş olsun diye yapılmıyorsa) o zaman neden diğer hayati öneme haiz konularda da ilkeler ve hedeflere ilişkin kalıcı Bildirgeler yayınlanmıyor?

Örneğin, ihtisas saham olan vergi hukukuna ilişkin olarak KKTC'ni yöneten Bakanlar Kurulu "Vergi Yükümlü Hakları Bildirgesi" yayımlamak suretiyle vergi yükümlüleri ile vatandaşların sahip olduğu hakları ve Vergi İdaresinin uymak zorunda olduğu sorumluluklarına ilişkin, Bakanlar Kurulu Kararına istinaden yayımlanacak bir Bildirgenin Vergi İdaresi ile Vergi Yükümlüleri ve vatandaşlar arasındaki ilişkilere ciddiyet, etkinlik ve güven kazandıracaktır.

Bu nedenlerden dolayı 2 ve 9 Aralık tarihlerinde bu konu ile ilgili kaleme almış olduğum yazımı bugüne kadar gelmiş geçmiş hiçbir hükümetin dikkate almadığını ancak, tüm Maliye Bakanlarının herzaman ve çok sık tekrarlamış oldukları "vergi reformu" ile "vergi adaleti sağlayacaklarına" ilişkin beyanatları hala daha havada durmaktadır. Tıpkı 2013 yılında yayınlanmış olan "KKTC'de Kayıtdışı Ekonomi Boyutlarının Ölçümü, Çözüm Önerileri ve Eylem Planı" isimli Rapor Niteliğindeki bilimsel yayının ekindeki Eylem Plan Matrisinin Bakanlar Kurulu tarafından onaylanmış olmasına ve aradan 3 yıl geçmiş olmasına rağmen hiçbir hükümetin sözkonusu kararı uygulamaya geçirmediğini görmek, bu Raporun hazırlanmasında emek sarfeden birisi olarak beni fazlasıyla üzmektedir.

Bahse konu Raporda kayıtdışı ekonominin kayıt altına alınmasında en önemli unsurlardan bir tanesi de halk ve sivil toplum örgütleri ile hükümetin koordineli olarak ve uyum içinde çalışmasıdır. Bu nedenle, vergi yükümlülerine, yani halka gerekli demokratik hakların sağlanmasıdır ki bunun temelini hükümetin yayınlayacağı "Yükümlü Hakları Bildirgesi" oluşturmaktadır.

Bu bakış açısının gelişmiş ekonomilerde model olduğunu görmekteyiz. Nitekim, Türkiye'nin de üyesi olduğu ve 22 üye ülkeden oluşan OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) üyesi ülkelerin Vergi İdareleri tarafından yayımlanan "Mükellef (Yükümlü) Hakları Bildirgeleri" "Taxpayers Bill Of Rights" veya "Taxpayers Charter" de bu görüşün en somut örneğini oluşturmakta olup günümüzde vergi yükümlülerinin bir takım vergi ödeme zorunluluklarının oluşmasına paralel olarak Devletin bir takım haklara da kavuşturulmuş bulunmaktadırlar.

Dünyada yeralan bu değişiklikler sonucu ülkeler kendilerine özgü koşulları da dikkate alarak bu konuda yayımlamış oldukları bahse konu Bildirgelerin temel amacı, vergi yükümlülerinin Vergi İdaresi karşısındaki haklarını belirlemek ve korumaktadır. Ülkelerin yayımlamış olduğu Bildirgelerin içeriği incelendiği zaman en az aşağıdaki on temel hakkın tüm Bildirgelerde yeraldığını görmekteyiz.

  • Bilgilendirme, yardım alma hakkı,
  • Başvuru ve savunma hakkı,
  • Verginin gerçek tutarını ödeme hakkı,
  • Tarafsız muameleye tabii tutulma hakkı,
  • İyi hizmet alma hakkı,
  • Doğru, Tarafsız ve Tutarlı uygulamaya tabii tutulma hakkı,
  • Adil ve hukuka bağlı işleme tabii tutulma hakkı,
  • Yükümlülüklerin yerine getirilmesinde gerekli kolaylığın ve yardımcı olma hakkı,
  • Erken cevaplama hakkı,
  • Gizlilik hakkı.

Bazı ülkeler bu bildirgelerini yasa olarak hukuk sistemlerine dâhil etmişler, bazıları ise değişik mevzuatlar altında düzenlemişlerdir.

1990'lı yılların başından itibaren tüm dünya ülkelerinde gündeme gelmeye ve Yükümlü ile Vergi İdaresi ilişkilerindeki haklar dengesinin uygulanmaya başlanan "Yükümlü Odaklı Vergi İdaresi Esasına" geçişte çok önemli bir unsur olan "Mükellef Hakları Bildirgesinin" 2012 yılında Türkiye Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayımlanmış olması Türkiye'nin bir OECD üyesi olarak büyük takdir kazanmış ve gerek yurtiçi gerekse yurtdışı yatırımcılara vergi adaleti, eşitliği ve yasallığı ilkeleri konusunda önemli güvenceler sağlamıştır. Yayımlanmış olan bahse konu Bildirgenin sureti özellikle KKTC'ni yönetenlere ve onlara kılavuzluk yapanlara bilgi için aşağıda belirtilmiştir:

T.C Malîye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, MÜKELLEF HAKLARI BİLDİRGESİ

Bu bildirge, Türk Gelir İdaresinin mükellef odaklı, kaliteli hizmet sunma anlayışı içerisinde, saygılı ve dürüst olma temel ilkesiyle çalışmaya, vergi ödemenin sadece bir yükümlülük değil vatandaş olma ve sorgulama hakkı olduğu bilinciyle kendisinden hizmet alan herkesi memnun etmeye ve sorunları çözmeye olan bağlılığını onaylar.

Bu nedenle;

• Açık, güvenilir, zamanında ve yeterli bilgi ile hizmet vereceğiz.
• Bilgi Edinme Hakkı Kanunu çerçevesinde öğrenmek istediğiniz her bilgi için doğru insanlarla temasa geçmeniz konusunda sizleri yönlendireceğiz.
• Vergi konusundaki gelişmeleri sürekli güncellenen internet sayfamızla ve basılı yayınlarla sizlere en kısa zamanda duyuracağız.
• Ücretsiz e-posta sistemimize kaydolmanız durumunda vergisel gelişmeleri kaynağından ve anında öğrenmiş olacaksınız.
• Şahsi ve gizli bilgilerinize saygılıyız. Bu bilgileri Vergi Usul Kanunu'nun öngördüğü haller dışında açıklamayacağız ve kullanmayacağız.
• Vergi ile ilgili yükümlülüklerinizin yerine getirilmesinde sizlere her türlü kolaylığı sağlayacağız.
• Yaptığımız işlemlerde ve gerçekleştirdiğimiz düzenlemelerde vergi kanunlarının adil, hukuksal, tarafsız ve rekabeti koruyucu bir şekilde uygulanmasını esas alacağız.
• Vergi incelemelerinde kanunları doğru, tarafsız ve tutarlı bir şekilde uygulayacağız. İncelemenin her aşamasında sizi bilgilendireceğiz.
• Şikâyetlerinizi gerçek kimlik ve iletişim bilgilerinizle iletmeniz halinde, en kısa sürede sonuç ile beraber size döneceğiz.
• Sürekli olarak kendimizi yenileyecek, daha iyi hizmet sunmanın arayışı içinde olacağız

Kanımca, ister adı Bildirge isterse başka bir mevzuat türü olsun, esas olan bu yasal belgelerde öngörülen kuralların, uygulayıcı her kademedeki tüm kamu görevlilerinin sadece Resmi Gazete'de yayımlamak suretiyle bilgisine getirilmesi yeterli olmamalıdır. Bunun yanında tüm kamu görevlilerinin ilgili konularda etkin bir eğitimden geçirilmeleri gereklidir. Aksi takdirde, yapılan bütün yasal düzenlemeler geçmişte olduğu gibi kâğıtlar üzerinde kalırken kamu hizmetlerindeki verimsizlik ve başıboşluklar da devam eder.Bu Bildirgeleri yayımlayan ülkeler Vergi İdarelerinde gerekli reform düzenlemelerini yapmışlardır. Nitekim bu konunun amacına uygun kullanıldığını izlemek amacıyla diğer ülkelerde olduğu gibi "Mükellef Hakları ve Gelişim Müdürlüğü veya Amirlikleri kurulmuştur. Lütfen bu Bildirgeyi iyi okuyunuz ve kendi kendinize sorunuz bu Bildirgenin hangi genel ve özel kurallarına KKTC'de önem veriliyor?

Özetle, şayet hükümet edenler kayıtdışılıkla etkin mücadele etmeyi cidden düşünüyorlarsa bu konuda K.T.T.Odasının yayımladığı Raporda öngörülmüş olanları yukarıda açıklamış olduğum "Vergi Yükümlü Hakları Bildirgesi" ile birlikte yürürlüğe koymalıdırlar. Cari bütçe açıklarının kapatılması ancak yukarıda belirtmiş olduğum uygulamalar ile mümkün olacaktır. Yakında kurulacak koalisyon hükümetinin ekonomik konularda kafa yorması yerine yıllardan beri tekrarlanan "basma-kalıp" sloganları bir yana bırakarak adı edilen Raporda yeralan reçetenin içeriğini uygulamaya koymaları en pratik ve sonuç alacak yöntem olacaktır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.