Pek genç vekillere medya tavsiyeleri
Oysa hatırlayınız ki meclis gençleşmiş, çehresi yenilenmiş, yaş ortalaması düşmüş ve bunun önemini, değerini satır satır yazıp 'gençliğe dalkavukluk' etmiştik.
Çok da kızamıyorum doğrusu! Çünkü gençlerin potansiyel durumu, "siyasal iletişimde medya ile ilişkiler" kaleminde hem tecrübesiz hem de bilgisiz oluşlarından belli Böyle olunca da canlı yayında en az 40 dakika konuşmak ve bu atıp tutma işine gençliğin canlı canlı devinen ateşli kanını yansıtmak -belli ki- riskli görünüyor.
**
Stres ve Sukûnet Yönetimi istidadında tecrübelerini cılız yaşıyla perçinlememiş bir genç vekil, her şeyden önce medyacı-gazeteci takımla ilişkilerini başından sağlıkla, dikkatle temin etmek durumundadır. Tabi insan fotoğrafını gazetenin ön sayfasında renkli, iç sayfasında geniş ama siyah beyaz görünce, bir de ettiği lafların özetlenmiş, spotlanmış, bir başlığa çekilmiş halde seyredince bazı anlarda kendisini Benazir Butto ya da George Galloway zannedebiliyor Her şeyden önce biliniz ki ülkemiz şartlarında (bu araya 'maalesef' duygusunu eklemeliyim) altı üstü bir vekilsiniz. Diyeceğim o ki fazla havalanmayın, ekonomi misali uçmayın. En nihayetinde olup olacağınız 'baş muhtarlık' sıfatına layık bulunmuş bir Cumhur u Reiz olmaktır
**
Zamanla öğrenmek riskine girmeyin, ağrı kesici bir hap gibi hızla içip hemen uygulayın çünkü sanatsal ifadelerden, açıkça göndermelerden, bildiğini kasten ve hürmeten söylememekten doğan somut bazı tavsiyelerim de olacak 'pek genç' vekillere
Bizzat bir kişilikleri, dünya görüşleri, sizin zatınızdan bağımsız ilerlemiş ve ilerleyecek bir kariyerleri olan gazetecilerle ilişkinizin dozunu, basılmış haberinizi -iyi kesen bir çelik makasla- çerçevesinden keserken alacağınız hazzın süresine göre ayarlayamazsınız!
Yani bir gazeteciyi arayıp, 'haberimi yapmışsın ama beğenmedim, neden o kısmını öne çıkardın, ben dedim ama demek istediğim bağlamından çıkmış' diyerek boşu boşuna sokak ağzıyla söylenmeyin. Söylemek istemediğiniz hiçbir şeyi s"öylememeniz" gerektiğini iyice öğrenin. Sorulmuş bir soruya, eğer gerçekten yanıt vermek istemiyorsanız paralel başka bir şeyden söz edin. (ağabeyleriniz bu işte ustadır). Sakın bir soruya 'yanıtlamak istemiyorum' diyerek 'verilmiş en güzel cevabı' sunmayın.
**
Ve sakın ama sakın verdiğiniz röportajı, beyanı gazeteye basılmadan evvel görmek isterim tribine girmeyin!
Gazeteler sizlerin hesabına çalışan danışmanlık şirketleri olmadığı gibi, orada çalışan editörler de maaşlı basın sözcünüz değildir.
Hem vekil olarak aylık 8.300 TL maaşınız var. (yıllık vekil maaşları toplamı 50*8.300*12+1'den 6 Trilyon yapıyor) Eğer gazetecilere verdiğiniz beyanların işlenişi beğenmiyorsanız kendinize bakanlıklarda olduğu gibi her şeyin menajeri olan özel bir basın danışmanı tutun!
Ses kaydında pırıl pırıl dinlenebilen ifadelerinizi inkâr etmeyin! Çünkü bunu sadece -tepki aldığınız için- ikna etmek zorunda kaldığınız ve bir genç olarak en büyük mücadele konunuz olan dinozor partilileriniz yutar. Eğer gerçekten söylemediğinizi iddia ediyorsanız tırsmadan tekzip edin. (daha da karışacak işleri sonra yönetirsiniz)
**
Ve en önemlisi! Gazetecilerle ahbaplık etmeyin! Hele muhabirlerle kayıt dışı sohbete girişmeyin. Ansızın off the record olarak ifade ettiğiniz "ben partimdeki o kıdemliden daha tecrübeliyim aslında" lafı döner dolaşır ve haber olur.
Unutmayın ki sizin 'bugün var yarın yok' sitemkâr güveniniz, hiçbir "gerçek gazetecinin" ne doğrudan ne de dolaylı olarak umursadığı bir şey değildir.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.