Akademisyen hali

Yayın Tarihi: 20/02/14 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
"Açık söylemek gerekirse bu işi yapabilecek çok insanımız yoktur. Kudret Hoca bunu yapabilecek ender kişilerdendir. Orada oluşuna ancak sevinilebilir" şeklindeki sözlerini CTP-BG'nin ve meclisin en pragmatik vekillerinden biri olan Tufan Erhürman'dan işitince şaşırmadım ama Tufan Hoca için endişelendim doğrusu...

"Akademisyen akademisyenin halinden anlar" diyerek geçiştiremeyiz Sayın Erhürman'ın Özersay açıklamasını… Zira "Müzakere" ve "Müzakerecilik" tartışmalarının fazlasıyla politik referanslarla işlenerek gereksiz polemiklerin körüklendiği bir atmosferde meclisteki ilk yılını Komite çalışmalarına vakfeden Erhürman, partisinin sağ duyusu oluverdi dünkü Özersay açıklamasıyla…

Malumunuz Erhürman, siyasetin pis dehlizlerinde boğulmamak, günlük işlere alet olmamak için partisinin dikkatli iknâsıyla seçime girmişti.

Meclis kürsüsü dışında hiçbir yerde kravat taktığını göremediğimiz Erhürman'ın akademisyenliğinde yatan idealistliği bireysel ajandasında yazan toplumsal hedeflerinden belli…

İyi hatırlıyorum; adaylığı açıklanan Erhürman seçim öncesi bir televizyon kanalına sohbet tadında verdiği bir röportajında "nasıl olacak siyasetin içinde sizin gibi akademisyen bir idealist?" sorusuna 'deneyeceğim, olmazsa ceketimi alır giderim' tadında yanıt vermişti…

Allah Tufan Erhürman'ın yardımcısı olsun…

Bunu cidden ve içten söylüyorum. Zira siyaset O'na göre değil. Bizim kasaba siyaseti üstelik, hiç mi hiç O'na göre değil…

Mecliste O'nun gibi beş kişi olsa, Reform Hükümeti Kıbrıs Sorunuyla esen rüzgârın erketesinde saklanmak zorunda kalmazdı…

Meclise doğrudan yansıyan memleket trendi belli ki reform değil, Kıbrıs Sorunu…

Farkında mısınız bu son Kıbrıs konjonktürü ne alenî bir avantaj gerçekten de hükümet için…

Uluslararası güçlerin bastırdığı bir Kıbrıs müstakbelinde başkent Lefkoşa'da çöplere boğulmak bile belli ki umûrumuz değil aslında…

Hatırlıyor musunuz 6 Ocak 2013'te İrsen Küçük Hükümeti döneminde Belediye Emekçileri Sendikası mahkemeler önünde 'başka çaremiz kalmadı, Rum Başkan Hristofyas'tan randevu alacağız, görüşeceğiz' açıklaması yapmış ve hızla kredi çıkmıştı. Bilahir BES Başkanı Bozat 'bilseydik daha önce randevu isterdik' demişti… Dönemin İçişleri Bakanı Çavuşoğlu, Bakanlar Kurulu çıkışı sendika için sarf ettiği tüm sert ifadeleri adeta geri almıştı.

Evet, Toplu İş Sözleşmesi imzalandı, eylem ortadan kalktı ama kronik sorunun sürdüğü LTB'de zannederiz BES, kendi partisini bile gücendirecek basiretsizlikler içine giren LTB Başkanı Fellahoğlu'na derdini anlatmak için bu kez adaya Çözüm mührünü vurmak için gelmesi beklenen ADB Dışişleri Bakanı John Kerry'ye anlatması gerekecek. Durumumuz pek vahim velhasıl…

Erhürman'ın Çözüm ve Referanduma ilişkin sözleriyle bitirelim: "Tüm çalışmalar yapıldıktan sonra federal bir yapı oluşacak. Mülkiyet'le ilgili bir anlaşmazlığın çıkması ciddi sıkıntı doğurur. Bu anlamda çok hassas ve ciddi şekilde çalışmaların yürütülmesi gerekiyor. Referandumu da dâhil edersek tarihin 2015 yılının ilk yarısına uzaması bekleniyor. 'Üç beş ayda bu iş biter' söylemi benim için gerçekçi bir yaklaşım değil".

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.