Genç Seneca'da Dinginlik; Nâzım Hikmet'de Saç

Yayın Tarihi: 24/04/14 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Adına Türkçe' de pek fazla bir şey bulmanın mümkün olmadığı "Ruh Dinginliği Üzerine"nin yazarı "Genç Senaca" gibileri de var…

Kurtuba'da (İspanya) doğan Genç Seneca, İsa'dan sonra 65 yılında şair Lucanus'un da adının karıştığı siyasi bir suikast iddiasıyla İmparator Nero'nun emriyle intihar eder…

Bütün yaşamı boyunca "ölümün hiçe sayılması gerektiğini" savunmuş olan Seneca, bu emri metanetle karşılar ve O'nun için bir "yokluk" biçimi olmayan "ölüme" damarlarını keserek 'siyaseten' uçar…

Aşk yaşamaya, tutkularını yüceltmeye pek fırsat bulamayan Seneca daha evvelden de bahtsızdır!

Feylesoflardan nefret eden İmparataor Tiberius zamanında felsefe eğitimi almış olması; kekeme olmasına karşın hitaba meraklı Cladius'un öfke ve kıskançlığını üzerine çekecek kadar iyi bir hatip olması; uydurma bir suçlamayla önce ölüm cezasına çarptırılması ve araya giren hatırlı kişilerin yardımıyla cezanın sürgüne çevrilmesi; eceli Nero başa geçtikten sonra sekiz yıl boyunca O'na şanla şerefle danışmanlık ve öğretmenlik yapıp sonra –daha fazla dayanamayıp- kendini emekli etmek istemesi ve belirttiğim son…

Seneca hem zamanında hem de daha sonra üslubunun aşırılığı ve belagata fazla ağırlık verişi nedeniyle eleştirilmiştir. Yazdığında sanatçı ya da felsefecilerden çok ya aydın ya politikacı gibi imparatorlara dolaylı uyarı ödeviyle yazar. Farklı tarzlarda mâhir olmasına rağmen güncel politikadan bi-gane yazamaz bir türlü…

Onun şatafatlı dili, trajedilerinde hem gerçek okur hem de büyük bir kitle yaratmıştır... Rönesans tiyatrosunun bütün büyük ustaları hayrandır O'na. (Tiyatro rol kesmek yoluyla sahnelenen değil, yazılan bir edebi metin türüdür). Hatta Shakespeare'in O'na düşkünlüğü Mağusa'nın 'Othello'sunda olduğu gibi aşırıya da kaçar…

Seneca'nın insanları "yaratan karşısında itaat etmeye" çağırması, yaşadığı çağın dindarları arasında da çok tutulmasını sağlamıştır.

Bugün dahi Seneca okunduğunda; garip üsluplu bir çağdaş ya da bedbin bir post-modern gibi bir his verir. Âdeta 'gerçek-dışı' biri gibidir…

**

Bir de 'dava adamı' şöhretiyle aşk yaşamak; farklı coğrafyalarda tohum saçmak; gözden çıkardığı halde tutku dolu satırlarla mektup yazmakla geçen 'Aydın-Şair' tarzı ömürler var. (Îmâ etmiyorum; Nâzım Hikmet Ran, en azından saçları nedeniyle hala yanan bir ampül sayılır) Bunlar, kitaplarda okuyup mest oldukları komünist sistemi, yani teorilerin pratiklerini bizzat gidip gördükleri, hatta gittikleri diyardan -çok gevezelik ettikleri için- kovuldukları halde yaşananları yurttaşları için yazmamış, yazamamış zümredendir.

Hatta insanî duygularla "hayal kırıklığına" uğrasalar da yazamamışlardır!

Kolay mı, 'yoldaşlık hukukunu' yerle bir edecek kadar Seneca'laşmak? Ancak dost sohbetlerinde "trım trak makinalaşarak" rahatlamıştır belki vicdanları… Zira 'aydın' olmakla 'mürekkep yalamış olmak' arasındaki fark; hırsızlık yapmakla, satın almak arasındaki fark kadardır; Birinin sorumluluğu, ötekinin dikkatiyle yarışamaz belki ama gördüklerini yazmak her baba yiğidin harcı olmadı hiç!

Uğruna bir ömür miktarı nefes harcanan bir ideolojinin, aslında "okuduğumuz gibi değilmiş" itirafına dönüşmesi riski, bir manada "heba olan aydın kişilik" olarak tarihe geçme ihtimalini de barındırıyor…

İşte bu mertliği nâdiren gösterebilmişlerdir "sonradan" Genç Seneca'lar…

Kitleler halinde tankla ezilen insanları bizzat gözüyle gördüğü halde bunu anlatmayan, bunun yerine pek çok kadınla bazen de aynı anda yaşadığı aşkı kutsayan entel şairin hikâyesi Seneca ile mukayeseye dahi değmez.

Mukayese değil zaten, üslup denemesi bunlar…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.