'Bayrak' usûlü mukayese

Yayın Tarihi: 11/06/14 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
"Bir bez parçası için bir gencin hayatını sonlandırmak doğru değil"

ABD Başkanı Clinton'un Kıbrıs Temsilcisi R. Holbrooke, 1996

Diyarbakır 2'nci Hava Kuvvet Komutanlığı'nda bayrak indirilmesine ilişkin görüntüler, özellikle sosyal medyada Kıbrıs'ta 1996 yılında Mağusa Derinya'da yaşanan 'bayrak direğine' çıkma olayıyla "kıyaslanarak" tepkilere neden oldu.

Kıbrıs'ta Rum motosikletli grupların "sınırı delme girişimi" sırasında bayrak direğine tırmanan bir Rum'u vuran Türk askeri, neden Diyarbakır'ın Lice ilçesinde hayatını kaybeden 2 kişinin cenazesi sırasında çıkan olaylara müteakip Kuvvet Komutanlığı'nda göndere tırmanan göstericiyi vurmadı?" şeklinde soruldu…

Bu iki hadiseyi mukayese eden fotoğraflar, videolar paylaşıldı… Bol keseden 'akıl' verildi.

"Gönder krizi" en son Kıbrıs'ta yaşandı diye Diyarbakır'da yaşanan hadiseyi kıyaslamak doğru değil. Çünkü hem tamamen alakasız hem de "bu günler" artık "o eski günler" değil…

96 baharı ve yazı 28 Şubat Darbesi zemininin gübrelendiği bereketli günlerdi. O yılda yaşanmış her mesele şâibelidir! Buna Kıbrıs kontenjanı, bilhassa dahildir.

İndirilen "bayraktır" diye konuya 96'dan bakmaz sadece" bağnazlık" olabilir. Çünkü Türkiye, yaklaşık 21 aydır yalan-yanlış, ağır-aksak da olsa "Barış Sürecini" rotasında tutmaya çalışıyor ve bu, hiçbir şeyden daha "önemli" görünmüyor.

Hem "gençler kandırılıyor, dağa çıkarılıyor" diyeceğiz hem de fevrî bir çocuğu, sınır delen uyuşturucu müptelası bir Rum'la kıyaslayarak "vurulmalıydı" diyeceğiz…

Bunlar derin "kategorik", kıraathane tarzı hatalardır.

**

1996'ta Mağusa Derinya'da yaşananları hatırlayalım:

8 Ağustos 96'da bir sınır gösterisinde Tasos İsaak adlı bir Rum genç "Ülkücüler" tarafından öldürüldü. (bu hadise eşelenmemiş 'derinliğini' hala korumaktadır)

14 Ağustos'ta ise Mağusa sınır kapısında bu 'cinayet' protesto edildi. Hadiseler büyüdü… İşler karıştı… Sınırdaki BM askeri afalladı…

Devamla Kıbrıs Cumhuriyeti'nin etkin olduğu Güney'den KKTC topraklarına geçerek sınırda asılı olan Türk Bayrağı'nı indirmeye çalışan Solomos Solomu adlı bir Rum, Türk askerinin 'Dur!' emrini ve göndere tırmanırken yanından geçen uyarı ateşini dinlemeyip eylemine devam etti.

Akabinde bayrağı indirmek üzereyken boynundan vurularak öldürüldü…

Neredeyse baştan sona kameralara kaydedilen olaylarda Rum gösterici Solomu'nun, göndere çıkarken ağzında "sigara olması" dikkatleri çekmiş ve daha sonra sigara üzerine yapılan incelemede "uyuşturucu madde" olduğu tespit edilmişti…

Bu olay üzerine dönemin BM Genel Sekreteri Butros Gali, iki toplum liderini durumu yatıştırmaya ve "diyalogla" çözmeye çağırmıştı…

KKTC Cumhurbaşkanı merhum Denktaş, Rum lider Klerides'e çağrıda bulunarak gençleri sınıra ve ateşe sürmek yerine, barış masasına oturulması gerektiğini söylemiş, Kıbrıs'taki Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı ise (Rumlar İnterpol'den hakkında kırmızı bülten çıkarttı) Barış Kuvvetleri'nin Kıbrıs'ta Türk halkının huzur ve güveni için bulunduğunu, sadece kendi "hudutlarını" koruduğunu vurgulamıştı.

74 Harekâtının asıl mimarı (çünkü Ecevit 'vazgeçsek mi?' diye düşünmekteydi ve İngiltere dönüşü Erbakan'a bunu açıkça söylemişti) dönemin Başbakanı Erbakan ise "bu eylemleri teşvik edenleri kınıyorum, akl-ı selime davet ediyorum" demişti.

ABD Başkanı Bill Clinton'un Kıbrıs Özel Temsilcisi Richard Holbrooke ise "Bir bez parçası için bir gencin hayatını sonlandırmak doğru değil" demiş, bu sözler büyük tepki ile karşılanmış, Türkiye'de yurdun dört bir yanı –inadına- bayraklarla donatılarak Holbrooke protesto edilmişti…

Başbakan Vekili ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller de Kıbrıs'la ilgili tüm tarafların, bu gibi davranışlara karşı kararlı bir tutum izlemelerini istemişti.

Dönemin Yunanistan Dışişleri Bakanı Pangalos ise Türkiye'yi başta BM olmak üzere ABD'ye ve AB'nin bütün organlarına şikâyet edeceklerini açıklamıştı.

**

Doçentin profesör boğazını bıçakla kestiği "tutkulu" memlekette Lice olayları da neymiş!

Türkiye'deki Barış Süreci, Kıbrıs'taki Çözüm'e benzemez. 2'nci meclisin kuruluşuyla Milli mücadelede "Türk-Kürt ittifakının delinmesine" ve Kürtlerin dışlanmasına yaslanan Türkiye'deki Kürt Sorununun çözümü, Kıbrıs eyâletinin bütün potansiyelinden daha değerlidir tüm coğrafya istikbali için…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.