Değişen 90. Madde ve 'Besleme Krizi'

Yayın Tarihi: 13/06/14 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Cumhurbaşkanı Anayasa Değişikliği paketini onayladı ve 29 Haziran yerel seçimlerinde hazır sandık kurulmuşken referanduma da gidilecek…

Daha önce de belirttiğimiz gibi söz konusu sınırlı, basit ve neredeyse usûlen gerçekleştirilen değişim hakkında ne "övünmek" ne de buna "direnmek" iş değil…

CTP'nin "master" bürokrasisi Sarayın onayı öncesi son dakikalarda neden panik yaptı ve endişelendi anlamadık önceki gün…

Nihâyetinde "yeni plastik şeffaf sandık" kurulacak ve söz konusu 'değişim' halk onayıyla muhakkak geçecek.

**

KKTC'nin 1985'te yapılan Anayasası, Cumhuriyet Meclisi'ndeki 4 siyasi partinin uzlaşısıyla ilk kez -altı üstü bir yama- tarzında değişiyor ve fakat vaad edildiği gibi bir reform içeriğinden yoksun olduğu için de herhangi bir "nazar boncuğu" hak etmiyor.

Çünkü şimdi Meclis Başkanı olan (bana göre bu makam O'nu bayy-pass etti) seçim öncesi geçici hükümetin Başbakanı Sibel Siber'in hükümete bir mektup yazarak Geçici Hükümet döneminde 'halk adına' alınan kararların neden hayata geçirilmediğini sorup, sorguladığı bir atmosferde 'övünürken' dikkatli olmak da yarar var.

Vaat ve sinerji suflesi başından itibaren 'gereğinden fazla' üflenince gözlemciler ister istemez 'bu mudur yani?' dediler… Buna da kızmanın, 'iyi kötü yaptık bir şeyler, neden kızıyorsunuz' diye içerlenmenin bu nedenle anlamı yok.

İlk değişim paketi 'rejim' hakkında yeni bir şey söylemiyor.

**

4'ü yeni eklenen, 19'u var olan maddelerdeki değişiklikle hazırlanan "Anayasa Değişimine İlişkin paket hakkında 'temkinle' övünülen (övünürken temkinin korunduğunu bilhassa vurgulamak isterim) en önemli şey 90. Maddedeki değişim…

Hatta kimse farkında değil, bile deniyor…

Buna göre, herhangi bir hükümetler arası protokol, eğer 1 yıllık süre için yapılıyorsa o protokol kamu ve Meclis onayına açılmazdı. Meclise gelmesi için 1 yıldan fazla olması gerekirdi…

Söz konusu 90. Maddede okunan yeni değişimle yasa hükmünde olan "hükümetler arası protokoller ne olursa olsun Meclis'e gelecek ve süresine bakılmaksızın parlamento onayına tabi" olacak…

Bu da böyle "yazınca" ve "söyleyince" sanki de ortada fiili durumu değiştirecek bir şey varmış gibi 'temkinle' övünülerek takdim ediliyor…

Mecliste protokolü onaylamayacak bir hükümet modeli var mı?

Hem Ekonomik protokoller kaç yıllık yapılıyor ki sanki bundan sonra 'onaylanacak işte' deniyor? 1 yıldan fazla olduğu için zaten mecliste onaylanıyor!

Değişimin etkileyeceği tek şey Kıta Sahanlığı Anlaşmaları falan olsa gerek!

**

Velhasıl Geçici 10. Maddenin durduğu (ki konsepti BG olan CTP, tek başına iktidar olsa da bunu değiştirmeye teşebbüs dahi edemez), Polisin sivile bağlanamadığı (ki bağlansa bakanlık üniformalarını dahi tedarik edemez), Vicdani Reddin (bire-bir'de aslında UBP ve DP'lilerin de kabullendiği) olduğu yerde durduğu bir değişimle övünmek olsa olsa "bir başlangıç" denerek geçiştirilebilir…

Bunu yutan da olur, yutmayan da…

Teselli, kamuda toplam 15 Binlik memurun 6 Bini kadarı için kalkan 'Siyaset Yasağı'dır. (8-9 Bini zaten geçici-sözleşmeli ya da işçi olduğu için yapabiliyor)

En azından bundan böyle parti başkanlarını kurultaylarda seçen delegeler, sadece Taksici ya da Hayvan üreticileri olmayacak… Kavgada pasta genişleyecek.

**

Özünde ünlü "Besleme Krizi" sonrası başlayan Anayasa Değişimi çalışmaları ve sinerjisi inkâr edilse de duvara toslamıştır. Yani beklendiği gibi bir hayal kırıklığıdır…

'Bir Taykacık' diye yazan Serdar Denktaş da bu hayal kırıklığı çemberine dâhildir.

"Gençliğiyle" övünen meclisin müstakbel referanduma sunduğu paketin "aslı" da "faslı" da budur.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.