'Vadedilmiş' bela!

Yayın Tarihi: 17/06/14 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
"Misak-ı Millî olan Musul ve Kerkük'e girelim. Bir koyup üç alacağız"

(Turgut Özal, 1. Körfez Savaşı, 1990)

"Özal'ın Yeni-Osmanlı çizgisi teorik hazırlıksızlık ve pragmatik tavır ile jurnalistik bir düzeyde kalmıştır"

(Ahmet Davutoğlu, Stratejik Derinlik, Shf.90, 2001)

Dünya medya sektörü içinde en kolay ve basit iş, İsrail'de bir siyasetçinin bizzat 'basın danışmanı' olmaktır. Ya da bir parti/ parti organı için 'basın bildirisi' yazmaktır. İsrail'de yaşamanız dahi gerekmez. Ülkenin günü-gündemini de takip etmeniz beklenmez. Çünkü İsrail'de bir bildiri/açıklama yazan bir 'basın danışmanından' hiçbir şey 'üretmesi' umulmaz. Hatta 'propaganda' içeren yeni ve güzel cümleler kurması dahi manasızdır. (hatta kel alakadır)

İsrailli bir 'basın danışmanının yaptığı tek şey, Microsoft Word programına tahrif olmuş Tevrat'tan copy-paste yapmakla sınırlıdır.

Dalga geçmiyorum, sizi ciddi ciddi bilgilendiriyorum. Tam olarak yazdığım gibidir ve bu, tüm partiler, gençlik kolları ve sair politik arenanın tamamı için bila-istisna geçerlidir. (İsrail-İşçi Partisi'nin dahi menifestolarında Tevrat'tan ayetler vardır. Şaşarsınız!) İsrail'de zaten Başbakanlık ve kısmen Dışişleri dışında hiçbir politik söylem "seküler" değildir. (Reuters geçecek diye onlarınki biraz 'laik' yazılır)

Zaten İsrail "seküler" bir devlet dahi değildir -ki politik ülkü-söylemi 'dünyalı' olsun!

**

İsrail ve esas müttefikleri için tüm mesele (öncelikle nüve İsrail'in güvenliği olmak üzere) bugün içerisinde Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan, İsrail topraklarının tamamı ile Suudi Arabistan, İran, Mısır ve Türkiye'nin bir kısmının içerisinde olduğu "Vadedilmiş Yakup'un topraklarını" yekpâre hale getirmek ve başkentine Üçüncü Süleyman Mabedini inşa etmektir. (Antalya ve Kıbrıs da Yakup'un toprak sınırıdır. Zaten dünyadaki ilk Hristiyan krallardan biri olan Kıbrıs Kralı onları buradan sürmüştür).

Yani dava, bayraktaki iki mavi çizgi olan Fırat, Dicle meselesidir…

Siz dilediğiniz kadar "akıllı telefonların" modern konforuyla okuyun bu satırları fark etmez! Yahudilerin yüzde sekseninin samimi inancı budur. Yani vadedilmiş toprakların başkenti Kudüs, bir gün "tanrının merkezî krallığı" olacaktır ve o güne değin de ABD tüm bu derdin ve kutsalın yagâne politik merkezidir. Ortadoğu'daki petrol ve hidrokarbon ile enerji dengeleri ise kitleleri ve askerî mevzileri hizalamak için ifade edilen, uğruna kitaplar yazılan, doktora seviyesinde tahsili yapılan "kayda değer" bir argümandır sadece...

Coğrafyamızda mesele bütünen arkaik inanç ve dindir!

**

Başta El-Kaide, El-Nusra ya da Moğol istilası tarzında Musul'u işgal eden ve Türkiye Elçiliği'ndeki çalışanlara belli ki 'Sünni kardeş' değil de 'NATO personeli' gözüyle bakan meşhur IŞİD…

Ve tüm benzer türevleri… Bunlar değersiz, tamamı önemsizdir…

Afrika kıtasının da dâhil edildiği Yeni Ortadoğu Lirizmi çerçevesinde Nijerya'da ortaya çıkan Boko-Haram nerden, ne diye türediyle IŞID de odur ve oradan türemiştir.

10 ay ya da 4 yıl sonra MOSSAD ve CIA ortaya nasıl bir tablo çıkacağını bilir! Ve fakat IŞİD'in başındaki sözde profesör lider, yarın ne olacağını bilmez…

Kuzey'de Kürdî, Güney'de Şiî, İsrail'e tampon bir Nusayrî devlet mi bilinmez!

Sık ittifak değiştiren ve uzaktan 'dengesizmiş' gibi görünen bu yapıların İngilizcede mâhiyet-karşılığı "random"dır. Yani aynı anda pek çok çaprazın spekülasyonuna bilmeden (hatta bununla ilgilenmeden) hizmet ederler.

Yahudilere 'Kenan Diyarını' vadeden Tevrat'ın son yüzyılın siyaset felsefesini şekillendiren âyetleri açıktır: "Ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar Rab, Yakup'un soyunu yüceltecektir. Onları kovacak ve siz, kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız. Ayaklarınızın bastığı her yer sizin olacak. Sınırınız çölden, Lübnan'dan, ırmaktan, Fırat'tan garp denizine kadar olacaktır. Rab söylediği gibi dehşetinizi ve korkunuzu ayak basacağınız bütün diyar üzerine koyacaktır"…

**

Her şey bu kutsiyeti yalan "hülya" çerçevesindedir ve siyaseti tüm unsurlarıyla şekillendiren para pul da bu uğurda sebildir…

Ve başta Amerika ve Batı, Şii-Sünni çatışma ve kıyımından sadece stratejik olarak değil bireysel ve kitlesel olarak da kategorik bir "haz" almaktadır. Lobiyi İkinci dönemi için zoraki ikna eden Kara Sultan Obama da bu "keyfi" sürenlerdendir.

Hiç kimse döneminde üç yüzyıllık Endülüs Emevi'nin, altı asırlık Osmanlının ve daha dün Sovyet Bloku'nun yıkılacağına inanmazdı. Esasen bunların "kurulacağına" da inanmazdı.

Tabi Somali'de "korsanlık" falan olduğunu zannettiğimiz bir medya-dezenformasyonu çağında "Vadedilmiş Topraklar" kulağımıza, büyücü bir dervişin anlata anlata bitiremediği "Alaaddin'in Sihirli Lambası" masalı tadında geliyor!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.