İstiklal Marşı, Ekmeleddin... Âmin...

Yayın Tarihi: 19/06/14 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlarında, İstiklâl Harbi'nin milli bir ruh içerisinde kazanılması imkânını teşvik etmesi maksadıyla Maarif Vekâleti, 1921'de bir güfte yarışması düzenler. Yarışmaya 724 şiir katılır…

Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen Burdur milletvekili Mehmet Âkif Ersoy, Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine, Ankara'daki Taceddin Dergahı'nda yazdığı (ki sıkı tarikatçıdır) ve İstiklal Harbi'ni verecek olan Orduya hitap ettiği şiirini yarışmaya sokar…

Elemeler sonucu TBMM (ki Kürtler o mecliste kurucu millettendi) 12 Mart 1921 tarihli oturumunda, Mustafa Kemal Paşa'nın 'kulis' itirazlarına rağmen Âkif'in yazdığı ağır muhafazakar "dinci" şiir, 'aruz vezninde' coşkulu alkışlarla kabul edilir. Mecliste İstiklâl Marşı'nı okuyan ilk kişi dönemin eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver olmuştur. (cezası bilâhir kesilir).

**

Mustafa Kemal Paşa, şiiri 'fazla muhafazakâr' ve Muhammed'in dinine derin atıf içerdiği için –o günlerde sadece yakın çevresine anlattığı ve kimsenin bilmediği- müstakbel devrimlerine 'uyumsuz' bulmuştur.

O seçilmesin diye çok uğraştıysa da kulislerde, gücü mecliste o günlerde buna yetmemiştir… (Bunlar yakın tarihin çok meşhur, basit gerçekleridir. Bana itibar etmiyorsanız Ulusalcı tarihçilerden de dinleyebilirsiniz. Çünkü onlar, 10. Yıl Marşını bir alternatif olsun bari diye icat edildiğini de yazabilmişlerdir)

İstiklal Şairi Mehmet Akif'in Paşa'ya 'kırgınlığı' yarışmaya girmek için Dergah'a kapandığı tâ günlerden içten içe hissettiği bir şeydir. Akif, İstiklal Marşı'nı tüm şiirlerini topladığı –benim değil, milletin eseridir çünkü- diyerek Safahat'a almamıştır. (Arap-Aruz vezninde yazılan eserin Batı senfoni tertibinde besteleneceğini nereden bilebilirdi)

**

Mehmet Akif, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Cumhuriyetin devrimlerini 'dünya gözüyle' görünce yıkılmış, Cumhuriyete küsmüş ve Mısır'a hicret etmiştir. Akif, orada perişan ve fakir ölmüştür. (Kırgın döndüyse de ruhu orada gömülmüştür)

Akif'e Mısır'a giderken çok kadîm bir dostu, bugünkü dille bir "kankası" eşlik etmiştir. Baba İhsanoğlu… Yozgatlı İhsan Efendi…

Yani bugünkü CHP-MHP çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun babası…

Ekmeleddin, babasının dini eğitimden geri kalmasın diye Akif'le gittiği Mısır'da bu nedenle doğdu ve bu nedenle El-Ezher'de eğitim aldı… Akif ve kankası baba İhsan efendi, yeni Cumhuriyetten Mısır'a hilafetin kaldırılması; Tekke ve Zaviyelerin kapatılması; Tevhid-i Tedrisat'ın yürürlüğe konulması ve bu atmosferde hissettikleri CHP baskısı yüzünden göçtüler…

**

Yani "çatı" Ekmeleddin mühim adam…

Entel adam…

Türk bilim tarihi profesörü…

Akademisyen, diplomat…

Yedi ceddi ve bugünkü ailesi muhafazakâr "yazar" adam…

Önce yapısını ve sonra adını değiştirdiği İslam Birliği'nde sessiz sedasız sekiz yıl boyunca kendisinin ve birliğinin İslam dünyasına "zerre kadar" faydası olmasa da (ki müslim KKTC olarak bu birliğin bize siyaseten ne numaralar çevirdiğini de iyi biliriz) birlik içinde dönemin Ahmedi Nejat'ından ve Esad'ından destek alabilmiş bir adam…

**

Zamanında Başbakan Ecevit'ten Üstün Hizmet Madalyası almış ve bugün The Cemaat'in destekleyeceği Ekmeleddin'in, Erdoğan karşısında hiçbir şansı yok…

Sıfır…

Çünkü çatı İhsanoğlu "Cumhurbaşkanlığına", Erdoğan ise "Başkanlığa" adaydır…

Yarış 'muhtevasında' eşit değildir…

Üstelik Ekmeleddin siyasetçi değildir…

Genel seçim havasında geçecek ve ilk kez halk-oyuyla seçilecek Cumhurbaşkanlığının gâlibi açıktır.

Ve fakat!

Daha da önemlisi var!

Kök CHP'liler ile Neo-Kemalistler ve Ulusalcılar peder İhsanoğlu'nun "Mehmet Akif'e kanka", "cihatta yoldaş" olduğunu asla unutmazlar.

Bu hatırayı aşamazlar!

En çok "Gezi'ciler" için üzüldüm biliyor musunuz(!) Taksimden aday çıkaramadılar! "Cumhuriyete ve devrimlerine küs genetikten" atadılar!

Vahim!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.