Meclis ve Hükümetin "intiharla imtihanı"
Resmi olarak tatilde olsalar da eğer dikkat etmezler ve kamusal vicdanı gözetmezlerse bu iş, ellerinde öyle bir "patlar ki" kurdukları-kuracakları komite nedeniyle "unutamayacakları" derin bir pişmanlık duyabilirler
"Bayraktar Cinayeti" soruşturmasının fiyaskoyla sonuçlanan neticesi hakkında geçtiğimiz haftalarda- toplanan Meclis Dilekçe Komitesi ve hükümetin önceki gün kuracağını açıkladığı müstakil ikinci komiteden söz ediyorum
**
"Bayraktar Cinayeti" zanlısı M. Vechi'nin polis kontrolünde ölümü (basın açıklamasına göre intiharı) ve ardından toplumun tüm kesimlerinden yükselen "haklı" sese kulak veren (ya da tersi aklamak için düşünülmüş bir sahne) olarak iki farklı komite kuruldu, kuruluyor.
'Haklı ses' dediğim kesimleri sayalım: -istisnasız- tüm hukukçular; tabelası olan Barolar; mevcut ya da müstakbel kusurları nedeniyle PGM'den korkmayan gazeteciler; Toparlanıyoruz Hareketi ve Hukukun Üstünlüğü gibi sivil toplum; Dilekçe kabul eden Meclis, 'biz de komite kuracağız' diyen hükümet, hatta yakînen bildiğim- Polis Teşkilatı ve Cumhurbaşkanlığı içinde bazı çevreler; TV'lere konuk olan yeni ve eski siyasiler ve tüm hepsi yanında çevresiyle alakadar ve "Vechi Ölümü" hakkında durmadan fısır fısır konuşan vatandaşlar bütünü
**
4. sınıf bir cinayetti oysa Müfettiş Bayraktar'ın ölümü
Mesele (zanlının poliste intiharı fiyaskosundan önce) neredeyse 1 ayda bir türlü çözülemezken, bir seri katil olsa aramızda sittin sene gömüldüğü yer bulunamaz Kuzey Kıbrıs'ta Allah'tan memlekette komplike cinayet yok!
Anayasa değişikliği çerçevesinde kime bağlı olduğu tartışılan Polis, "kendi müfettişinin katilini" bulamamıştır!
Vechi'nin "intihar" olduğu açıklandıktan sonra Türkiye'ye giden DNA sonuçlarının (ansızın basın ele geçirip bu raporu yayımlayabilir) Vechi'nin "katil" olduğuna işaret ettiğine dair polis açıklamasıyla (mahkeme yerine geçen bir açıklama) birlikte Vechi'nin küçük kızı Ayçın Vechi, Başsavcılık, Meclis ve Başbakanlığa "tarafsız tahkikat" çağrısında bulunmuştu
Çağrı, ne hikmetse PGM Genel Müdürü'nün kim olacağına dair bürokratik sürtüşmelerin sürdüğü bir hengâmda karşılık buldu!
Önce Meclis Dilekçe Komitesi başvuru gereği- toplandı (bu komite haksızlığa uğradığını düşünen herkesin başvurusuna açık) ve ilk toplantısını yaptı. Ardından hükümet de bir komite kuracağını açıkladı.
**
İki komitemiz var. (Ya ikisinden de farklı sonuç çıkarsa). İnşallah bir de "mahkeme kararımız" olur bir gün ve "Bayraktar ile Vechi" (polisi göre Vechi, Bayraktarı öldürdü) ölümleri "fâili meçhul" kaydına girmez. Bu karmaşanın umarım KKTC usulü "güme" gitmesi 'incelikle' hesaplanmıyordur
**
Vechi'nin kızı şöyle diyordu: "71 yaşında by-passlı, şeker hastası, prostat kanseri, yarım adımla yürüyen babamın; biri tekvando, diğeri judo eğitimi almış 2 polisten birini iterek, diğerine dirsek atarak 3. kattan aşağıya atladığı iddiasındaki inanılırlığı vicdanlara bırakıyorum"
"Polisin, babamın evlatlarını görmek istediği ve bizim bu davete icabet etmediğimiz iddiası bir iftiradır. Olsa idi koşa koşa giderdik"
"Eşofman cebinde bir tuvalet kâğıdının bulunduğu ve bu kâğıdın DNA'sının Vechi'ye ait olduğu iddiasına gelince: Acaba bu kâğıt eşofmanın cebinde miydi? Yoksa defalarca gerek arama izinli gerekse arama izni olmaksızın babamın evine girilip alınmış olamaz mı? Babamın hastahanede yatılı olduğu süreçte ve polis tarafından devamlı kontrol altında bulunduğu esnada alınmış olamaz mı? Babamın hunharca sorgulama aşamasında kullanmış olabileceği tuvalet kâğıdı olamaz mı? Mahkeme kararı olmadan katil ilan etmek bu kadar mı kolay?"
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.