Nerede o 30 Mart heyecanı!
Ne can hıraç günlerdi
Herkes neredeyse aile içinde dahi cepheleşmişti Bir daha öylesi bir siyasi cepheleşme, bu denli yüzeye zor çıkar
Gazeteciler açısından bereket, 10 Ağustos'ta seçimin ikinci tura kalması ancak buna ancak "Pazar günü kazanacağından emin olduğunu" açıklayan Ekmeleddin Bey inanır
Belki bir de Erdoğan'ın sert sözleri (aslında hala müşfik sayılır) karşısında sukut-u hayale uğrayan biricik eşi. (ailecek dostmuşlar ya çok bozulmuş madam)
**
Hem nerede o 30 Mart heyecanı!
Referandum sonucu ve gereği ilk kez halkoyuyla seçilecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri öyle mi? Sıfır aksiyon
Özellikle yurtdışında yaşayan vatandaşlarda
Almanya'da bile katılım bu kadar düşükken KKTC'deki yüzde 12-13'lük "fiyasko katılımdan" bahsetmeye değmez Kıbrıs İşlerinden sorumlu Beşir Atalay'a geldiğinde sorarız, aksaklık nerede diye
Anketlere teknik gerekçelerle- yansımayan yüzde 4'lük toplam yurtdışı seçmenden gelecek oyun 2,5'inin Erdoğan'a gitmeyeceği anlaşılmış oldu
Bu tablo neticeyi değiştirmeyecek ve fakat yurtdışı oylarda ciddi bir firenin söz konusu olduğu, bu anlamda pek çok organizasyon sorunu olduğu açık
Erdoğan'ın bu konuda "hoşnut olmadığını" ifade ettiğinden emin olanlardanız
**
Şu sıralar Ekmel'i ekranlarında sık sık ağırlayan, rövanş ortaklığında "Genel Müdür" olduğu halde kendisini "Yönetim Kurulu Üyesi" zanneden The Cemaat bakınız ne hallere geldi
Yapayalnız... Pespaye Ve fazlasıyla nûru kararmış
Bütün "dünyaya" dalan ve "dadanan" ve fakat bunu kabul etmeyen kişi ve zümreler gibi
The Cemaat bir avuç polis memur ve âmiri için ağlayıp duruyor Adaletten, demokrasiden söz ediyorlar Oysa literatürlerinde "demokrasi" değil belki zâlim eliyle gelmiş bir "şefkat tokadı" kavramı var
Ancak ya bilmiyorlar ya da "kaderi" oradan okumak işlerine gelmiyor Kimse yutmuyor bunların "demokrasisini" zaten
"Demokrasi oyununu" coğrafyada pek yutan da yok laf aramızda!
Yine de bir "Tanzimat türküsü" tadında okunuyor demokrasi demokrasi
**
İhsanoğlu fazla pişmiş "münevver" bir adam olduğundan O'na bir de müşârih gerekiyor elbet!
Şerh ehline de bir müfessir vâciptir
Kılıçdaroğlu, Ekmel'le aynı saatte çıkmamaya özen gösteriyor televizyonlara
Zira kendisi çatısını şerhle muvazzaf!
Tefsir kısmı da The Cemaatin gazetecilerine biçilmiş bir makrube şu sıralar
Mesela BUGÜN TV'nin Tarık Toros'u
Programı kapatırken Ekmel'e -efendim tahammülünüz için çok teşekkür ederiz' diyor
Bir mahcup ki şu "münevver adam" karşısında
Tabaka-i avama 'tahammülünüz' için teşekkür, demek istiyor
Ekmel kâh Arapça hadis, kâh yarı Fârisi darb-ı mesel naklediyor siyaset yaparken
Hele biri Nazım Hikmet'ten yaptığı Arapça çeviriden bahsedince mest oluyor İhsanoğlu
Ekmel, ortaokul-lise zamanı adını bile hatırlamadığım bazı tarih ve edebiyat-ı cedide hocalarıma benziyor
Yani insan o efendiliğine, o içtenliğine içten içe acıyor
Âdeta eziliyor
**
Ekmel, Türk aydınından referanslarla temellendirdiği bir felsefe konferansına benzeyen televizyon programlarında konuşurken Erdoğan aynı saatlerde genç basketbol takımlarının sahasız antrenmansızlığından, faiz oranlarına kafayı neden taktığından, paralel dediği yapının Müşerref'le olan konuşmalarını dahi dinlemiş olduğundan, 2023 hedefini tutturmaktan ve Cumhurbaşkanı seçildiğinde Vizyon Belgesinin hangi paragrafından işe başlayacağından söz ediyor
Aynı dakikalarda Farklı ekranlarda
**
Ekmel'in başlarda eski usul, yani TBMM oyuyla seçilecek bir sembolik Cumhurbaşkanı adayı tipolojisinde olduğunu zannetmiştim Bu hususta yanılmışım
O tam olarak zavallı bir Türk aydını tipi
Yani zekâtı ilim olduğu halde yanar-dönerlerden
Eski
Efendi
Ve Cumhuriyet Sanayisi
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.