Modern Deccal: Parlamenter Sistem

Yayın Tarihi: 20/08/14 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Akademik çevrelerde "modern demokrasi kuramına" katkılarıyla bilinen ve övülen ünlü akademisyen John Keane, asrımızın en büyük sorunu olarak tarif ettiği "Demokrasi ve Medya" ilişkisi bahislerinde verdiği yoğun "akılla" ünlüdür… (size öfkesiz bir yazı yazayım da istirahat buyurun dedim).

II. Charles'ın 1660'ta tahta geçerek monarşiyi yeniden kurmasıyla yitirdiği materyalist şöhretini yeniden kazanan Thomas Hobbes'tan ilhamla yazan John Keane, Medya ve Demokrasi adlı 1991 basımlı eserinde erken modern mutlakıyetçi devletlerin, parlamentolar tarafından yönetilen geç modern Anayasal devletlere –eksikleri olsa da- tarihi dönüşümünü tamamladığını yazar ve bu konuda tahsile henüz başlayan genç İletişim Fakültesi öğrencilerini (hocalarının yönlendirmesi neticesi) hızla ikna eder…

**

Ünlü Lügata göre Keane'nin üstadı Hobbes, yaşadığı ömrü içinde, biri entelektüel diğeri siyasi olan iki devrime tanıklık etmiştir. Devrimlerden siyasî olanı; yani mutlak monarşinin parlamenter demokrasinin temsili kurumlarıyla sınırlanması söz konusu olduğunda, Hobbes tam bir karşı devrimcidir…

Entelektüel devrim, yani Ortaçağın tanrı merkezli ve Aristocu dünya görüşünün bırakılarak, şimdilerde köhnemiş olan yeni doğa bilimleriyle, (mekanik açıklamanın ve deneysel yöntemin) benimsenmesi söz konusu olduğunda, bu kez de O, tam bir devrimcidir.

Keane, pazar fetişizmi dediği şeyin "iletişim" alanında gerçek bir seçim özgürlüğü yaratmak yerine seçenekleri azaltmış olduğunu yukarıda andığım meşhur kitabında bilhassa söyler ve "Pazar liberalizmine" doğrudan çatmakta behis görmez…

Keane, siyaset devlet ilişkisiyle ilgili herkesin bildiği ünlü referans eserinde neticede "iletişim özgürlüğü" denen şeyin nâ kâbil-i tatbik (pratikte uygulanamaz) olduğunu temellendirir ve artık yeni bir siyasal sansür dönemine, kendi ifadesiyle "demokratik Leviathan çağına" girdiğimizi söyler…

**

"Leviathan" ilginç bir kelimedir…

Çünkü Leviathan, üstadı Hobbes'in 1651'de kaleme aldığı ünlü eserinin adıdır ve "mutlak güç ve yetkilere sahip egemen devleti" ifade etmek için kullanılır.

Hobbes, İngiliz iç savaşından bunalan halkına içlerindeki kötülüklerden "ancak en kötünün mutlak egemenliğinde" kurtulabileceklerini tavsiye etmiş, eserine ilham kaynağı olan Leviathan ismini de İncil'den iktibasla kullanmıştır.

Çünkü Leviathan, İncil'de tasvir edilen bir "su canavarıdır" ve "şeytan bilimciler" (böyle bir kategori var Hristiyanlıkta) tarafından şeytanın sadık yardımcılarından biri (kıta sorumlusu genel müdür) olarak Hıristiyan teolojisinde geçer…

Yani Leviathan bir tür Hristiyanlığın "Deccal"ıdır…

Hobbes'u güncelleyen ve "modern demokrasi kuramına" (modern modern) şahane katkılarıyla bilinen Keane, mutlakıyetçi devletlerin, parlamentolar tarafından yönetilen geç modern Anayasal devletlere yönelik tarihi dönüşümünü tamamladığını, dönüşen bu (modern) parlamenter rejimlerin birer "Leviathan"a (deccala) evrildiğini söylemiş olur…

Daha ileri gider: Leviathan çağı, der.

**

Hâsılı en modern ve geçerli Demokrasi kuramcısı, İseviliğin Deccalı demek olan "Leviathan" metaforunu oldukça "yobaz" ve "fazlasıyla "dini" kaynaklardan -silsileye tabi surette- almış ve tanımı "siyaset/dünya" alanında genişletmiştir.

Demokrasinin mabedi olan modern parlamenter devlet rejimi denen şeyin -en muteber kuramcısı nazarında- bir Deccal'a dönüştüğü –hatta başından beri olduğu- unutulmamalı ve "modern, modern hukuk, demokrasi, parlamenter rejim" derken ne ucûbe bir muhafazakarlığa, yok yok doğrudan Deccallı bir "yobazlığa" yaslanıldığı en azından bilinmelidir…

Zira modern siyasetin bu teorik (hatta teolojik) zeminine paralel büyüyen modern devlet, insanların zaaflarından, kibirlerinden ve hırslarından beslenerek büyüdü.

Şu halde bu "parlamenter sistemin" yüceltilişi niye?

İşte bunlar hep yobazlıktan…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.