Davutoğlu hakkında 'ünlü' anekdot
Bunu sağır sultan bile biliyor!..
Erdoğan, siyasetin mutlak pragmatizm kâidesine her zaman olduğu gibi riâyetle "kardeşim Binali Yıldırım " yerine "Kardeşim Davutoğlu "na işaret edince "bacanakla başı bin-bir beladan" kurtulmayan Binali, kurultay öncesi-MYK sonrası müstakil bir basın toplantısı yaptı (ne alakaysa) ve "temâyül yoklamalarını görmedim, Genel başkanın indindedir" gibi tuhaf laflar ediverdi
Haddi zorlayarak cesur kelâm eden Yıldırım, şekil olsun diye de basın toplantısını izleyen gazetecilere 'sizi hayal kırıklığına uğratamadığım için üzgünüm' dedi.
'Gavur' İzmir'in mağlubu Yıldırım, Reis-i Cumhurlukta 'sekreterlikle' yetinecek gibi görünürken son haftada Binali'ye sıralamada 3 kademe fark atan Davutoğlu ve lider Erdoğan'ın Dışişleri için favorisi olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan da, üstlendiği kritik görevde "alternatifinin bugüne değin üretilememesi" nedeniyle hakkı olan bakanlık, Egemen Bağış'la dostluğunu sık vurgulayan (ki malumunuz yeni Başbakan Bağış'tan hiç haz etmez) Mevlüt Çavuşoğlu'na kalacak
Son anda yurt dışı seyahatini iptal eden ve 'bakan gidip, vekil dönmek var' diyen Beşir Atalay'ın da kurultay salonunda vurguladığı gibi 'helali-haramı çok iyi bilen adam Davutoğlu', belki Çavuşoğlu'na sadece 10 ay kadar sabır gösterecek. (belki)
MİT Müsteşarı Fidan silsileye uygun bir biçimde- en kötü senaryo ile Genel Seçimde milletvekili olarak kabineye, esas bildiği işe, yani Dişişleri'nin sahadaki aktif eski adamı olarak asıl makamına oturacak.
***
Merhum Başbakan Necmettin Erbakan gibi Konya vekili olan Ahmet Davutoğlu, bana göre de Başbakanlık için şu şartlarda- en uygun isim, simâ ve kişiliktir
Yeni AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'na dair (ki resmen promtersiz şov yaptı olağanüstü kurultayda) Star yazarı İbrahim Kiras'ın dün paylaştığı anekdot nakli yâdına değer nitelikte idi doğrusu
Abdullah Gül "Davutoğlu'nu siyaset ve devlet hayatına kazandıran benim " dedikten sonra Gül'ün zamanında bu işi yaparken tuhaf kaderin ağlarını nasılda itinalı bir gayretle örmüş olduğu anlaşılıyor
Yazar İbrahim Kiras'ın 'az bilinen' dediği nakline göre şöyle olmuş;
Gül, başbakan olduğunda Davutoğlu'na dış politika danışmanlığı önermiş ama Hoca, akademik çalışmalarının yanında Bilim ve Sanat Vakfı'ndaki (BSV) görevleri ve Şehir Üniversitesi'nin kuruluş hazırlıkları bütün vaktini aldığı için bu görevi başlangıçta istememiş...
Çünkü bu 'hayır işlerine' birlikte başladıkları arkadaşlarını yarı yolda bırakıp Ankara'ya gitmek istememiş.
Bunun üzerine Başbakan Gül, bir hafta sonu İstanbul'a gittiğinde Davutoğlu'nun Bilim ve Sanat Vakfı'ndaki arkadaşlarıyla görüşmüş ve "Hoca'yı sizden istiyorum. Ahmet Hoca sadece haftada bir gün Ankara'ya gelecek, geri kalan vakti size ait, söz veriyorum " demiş...
Davutoğlu'nun BSV'deki arkadaşları, bunun mümkün olmayacağını bilseler de tevazu gösterip ayaklarına kadar gelmiş olan koskoca bir başbakana -hayır diyecek halleri olmadığından -çalışmaları için mesaisine ihtiyaç duyuyor olsalar da- arkadaşlarının birikiminden devletin de faydalanması fikrine râzı olmuşlar
Haliyle Gül'e "Estağfurullah, biz karışmayız, Ahmet Bey'in kendisi bilir" cevabını vermişler
İşte Hoca, Abdullah Gül'ün 'ben kazandırdım' dediği ve kaderi Başbakanlık olan Davutoğlu, siyasete bu ince ve itinalı özel bir gayretle girmiş
**
Gül ve ailesi kırgın. Fakat pişman mıdır Davutoğlu hakkında?
Asla ve kata
Davutoğlu, 'muhafazakâr aydınlığın' daha evvel de vurguladığımız gibi en parlak sîmasıdır
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.