Davutoğlu ve MGK'daki Kıbrıs

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Eylül 2014

Egemen Bağış, Avrupa Birliği'ne alınmaları ardından bir zamanlar Güney Kıbrıs için 'kumda oynasınlar' demişti…

Deniz kumunda 'çocuklar gibi' oynasınlar demek istemişti…

Zannederim esasen 'kumda' kendi kendine oynayan biziz…

Çünkü çok tuhaf şeyler nedeniyle "heyecan" yapıyoruz…

Zannederim bu bir Akdenizlilik zaafıdır…

Mesela Ortak Açıklama'nın ilk çıktığı Şubat ayından bu yana içimizdeki kıpırtıyı yalan-dolanla pekiştirmek için bin bir dereden su getiriyoruz…

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden adaya geldi diye takla atarak selfie melfie çektiriyoruz…

Çantasında ne var 'acep Maraş mı?' diye merakla kurcalıyoruz.

Müzakere masasındaki 'müzakerecilerin' ne diyeceğini dört kulak dinliyoruz…

Coğrafyamıza, çevremize bir dakikalığına dahi olsa nazar-ı dikkatle bakıp, 'şu Kıbrıs dünyanın neresindedir, etrafımızda hangi kıyametler kopmaktadır' diye düşünmüyoruz…

Bu nedenle de babası 'pirinç işçisi', kendisi 'golf tutkunu' olan BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon'un 80 sayfalık yeni 'cihan raporuna' neden Kıbrıs "tek satır" girmemiş anlamıyoruz…

Çünkü biz sadece dar dünyamıza ait o bol vakti, yeni atanan BM Özel Danışmanı Norveçli Eide'i tanımaya, WikiLeaks belgelerinde yer alan 'güvenilmezliği ve sahtekârlığı' hakkında lakırdıya ve zamanında ülkesi Norveç adına yaptığı İsrail'le enerji işbirliği görüşmelerinde çevirdiği 'numaralara' ayırıyoruz…

**

Türkiye'nin yeni Başbakanı Davutoğlu, bugün ilk dış ziyaretini îfa etmek üzere KKTC'ye geliyor… Tüm dünya IŞID'i konuşuyor ama biz, Davutoğlu ziyareti nedeniyle Kıbrıs Sorununa yeniden odaklanacağız.

Davutoğlu, Kıbrıs Türk tarafının kabul etmeden 8 saat önce reddettiği ünlü Ortak Açıklama'nın mimarlarından…

O kadar ki BM Özel Danışmanı Downer'in o günlerde son anda seyahatini iptal ederek Davutoğlu ile TC Elçiliği'ndeki görüşmesine sadece Downer'ın değil, ABD ve Birleşik Krallığın Büyükelçilerinin de katıldığını ortaya çıkmış, büyük bir gayretin sarf edildiği anlaşılmıştı.

Buna rağmen Davutoğlu'nun da eli tıpkı Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi Kıbrıs konusunda çok rahat…

Çünkü malumunuz AB, 5 yıl boyunca üye almayacak ve Kıbrıs'ta hidrokarbon havuzu ve nakline yaslanan yeni çözüm de -tam da Mavi Marmara tazminatı hallolmak üzere iken- yeniden Hak'tan yana bozulan İsrail-Türkiye ilişkileri nedeniyle rafa kalktı…

**

Yeni AB Bakanı Volkan Bozkır, göreve gelir gelmez Türkiye'nin AB yolunda en büyük hukuki sorunu olan Kıbrıs'ı derhal diline doladı ve fakat Davutoğlu'nun eli, TC Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğine sunulmuş ve Kıbrıs'la ilgili 'akıbeti' ortaya koyan rapor ve çalışma nedeniyle de rahat…

Zira Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'ne ait web sitesinde yer alan ancak resmi olmadığının altı çizilen bir çalışmaya/rapora göre KKTC'ye Su Temini ve Elektrik Nakli Projelerinin Kıbrıs'ta ya Çözüme somut katkı koyarak bunu tetikleyeceği ya da 'Birleşik Federal Kıbrıs fikrini' bütünen yok edeceği ifade ediliyor…

Çarpıcı ve düşündürücü çalışmaya göre, KKTC'ye Su ve Elektrik Temin Projesi'nin kalıcı bir uzlaşmaya katkı olacak şekilde değerlendirileceği "ancak orta/uzun vadede, Güney'in su temini konusunda Türkiye'ye bağlı bir yapıyı arzu etmeyeceği ve bunun yerine deniz suyunun arıtımı veya daha pahalı da olsa diğer alternatifleri" denemek isteyeceği kaydediliyor…

Su ve elektrik içeren projelerin orta/uzun vadede Güney Kıbrıs başta olmak üzere, üçüncü ülkelere uzatılabilecek mahiyette geliştirilebilir nitelikte olduğuna işaret edilen çalışmanın sonuç bölümünde "önümüzdeki dönemde, KKTC Su Temin Projesi'nin 'Birleşik Kıbrıs' fikrini sona erdirecek bir proje olduğu değerlendirmelerinin gündeme gelebileceği kıymetlendirilmektir" ifadeleri dikkat çekiyor…

Raporda Güney Kıbrıs'ın söz konusu projelere "resmî olarak henüz bir tepki vermediği" de hatırlatılarak, suyun ardından elektriğin de taşınacağı ve bunun Türkiye-Yunanistan arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi kapsamında gündeme geldiği de kaydediliyor…

**

Özal'lı yıllardan beri, bin-bir dereden getirilemeyen ünlü su, 2-3 ay içinde KKTC'ye ulaşacak ve Erdoğan liderliği, su ile coğrafyada stratejik üstünlük hedefine yönelik büyük bir adım atmış olacak…

Ardından aynı boruların içinden elektrik, bir flaş gibi çakacak…

Gerekirse boru, adanın öbür tarafından denize salınarak üçüncü ülkeler için uzatılacak…

Ve Milli Güvenlik Kurulu'na yansıyan o pürüzsüz ifade ile "'Birleşik Kıbrıs' fikrini –kendi tabiatında- sona erdirecek bir proje olduğu'" ortaya çıkacak…

Hatta dillendirilecek…