"Dün Öyle Bugün Böyle"

Yayın Tarihi: 28/10/14 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
"Sayın Nami'nin 3 yıl sonra bu konuda Kıbrıs Postası'na yaptığı açıklama CTP ve ülke adına olumlu bir ilerleme"
Özer Kanlı (6 Ekim 2014 tarihli Tweeti)

CTP'yi Başkanı değil, partinin 'polit-bürosu' yönetiyor diyenler zannederim yanılıyor.

Çünkü gerçekten –tam anlamıyla- öyle olsaydı "Dün Öyle Bugün Böyle" olmaz idi…

Demek ki o iddiada aksilik var!

Genel Sekreteri Kutlay Erk'in "sosyalist olmakla" övündüğü CTP-BG (BG çok mühim, yazarken ihmal edemeyiz) ortaya çıkan eksen kayması, bilhassa Başbakan Yorgancıoğlu ve Dışişleri Bakanı Nami özelinde netleşmiş durumda...

Bu, sadece -artık yeniden- iktidar olan partideki 'meyyâl-i vesâyet' cihetleriyle öne çıkmıyor, kadîm Kıbrıs sorununda gelinen kriz özelinde de barizleşiyor…

**

Cumartesi günü gazetemizin "Dün Öyle Bugün Böyle" başlıklı manşet haberi gerçekten de önemli idi. (Ben yaptım diye söylemiyorum).

Twitter'dan Yorgancıoğlu ve Nami'ye etmedikleri bir 'küfür' kaldı…

Böyle tepki veren 'densizlerin' hepsini tek tek savurdum, kınadım. Siyasal analizler böyle 'kaba' tepki ve sözlerle netice vermez falan dedim…

Ancak savurma, üstüne yatma, yok sayma gibi âdetler kişi ve kurumları ancak bir noktaya kadar taşıyıp sürükleyebilir. Bir noktadan sonra kişi ve kurumlara asıl karakterini veren 'duruşlar' ve bu 'duruşlarda' ortaya çıkan 'sapmalar' tartışılır ve kınanabilir…

**

Ne diyordu "Dün Öyle Bugün Böyle" başlıklı o haber?

Askeri gemilerin eşlik ettiği Barbaros gemisinin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerini "Kıta Sahanlığı" argümanı içinde tartışıyordu.

Neden?

Çünkü olup biten her şey, KKTC'nin Türkiye ile imzaladığı (aslında ciddi bir siyasi tartışma konusu da olan) Kıta Sahanlığı Antlaşması kapsamında oluyor…

Hatta Anastasiadis, masadan çekilme gerekçesinin -zımnen Kıta Sahanlığı Anlaşması içinde hareket eden- Barbaros faaliyetleri nedeniyle olduğunu söylüyor.

Demek ki ünlü Kıta Sahanlığı, hem iç politikamızda "bir vesâyet" tartışmasının konusu aslında, hem de Kıbrıs Sorununun "hidrokarbon yataklarıyla geldiği merhalede" belirleyici…

**

2011'de konuşan dönemin Genel Başkanı Yorgancıoğlu, "Eroğlu ile Erdoğan'ın imzaladığı Kıta Sahanlığı Anlaşması'nda Kıbrıs Türk halkının iradesi göz ardı ediliyor. Onurumuz, gururumuz incitiliyor. Kıta Sahanlığı gerilimi artırır. Parti Meclisi olarak bu anlaşmaya ret oyu verdiğimizi hatırlatmak isterim" diyor…

Aynı Yorgancıoğlu Başbakan oluyor ve bu kez "Esas sıkıntılı nokta, Güney'in varılan mutabakatlara uymaması nedeniyle başlamıştır. Kıbrıslı Türklerin ada üzerindeki hakların ötelenmesiyle ilgili sıkıntılar da vardır. Benzer gemiler, Türkiye ve Kıbrıslı Türkler adına daha önce o bölgede bulundu. O dönemde neden bir sorun yaşanmadı?" beyanatı veriyor…

**

Sayın Nami'deki dönüşüm bundan da sert!

CTP Dış-ilişkiler Sekreteri sıfatıyla CTP PM'nin Kıta Sahanlığı'na ret kararında imzası bulunan (hatta anladığım kadarıyla metni yazan) Sayın Nami 2011'de "Kıbrıs Türk halkının varlığı, kimliği, iradesi Kıta Sahanlığı ile göz ardı edilmiştir. Anlaşma içeriği hak ve çıkarlarımızı gözetmiyor. Büyük saygısızlık! Anlaşmanın, Kıbrıs Türk Halkı'nın çıkarlarını ne oranda ve hangi kriterler dâhilinde gözettiği bilinmiyor" diyor…

Sonra Sayın Nami Dışişleri Bakanı oluyor ve Ekim-Mayıs 2014'te "K. Sahanlığı Anlaşması'nın BM'ye bildirilmesi sonrasında Güney'in göstermiş olduğu tepki Rum Yönetimi'nin tek yanlı irade beyanından öte bir değer taşımıyor. Adanın tüm enerji kaynakları üzerinde hakkımız var" değerlendirmesi yapıyor…
İnsan doğrusu "hayret" ediyor…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.