Naylon Bandıra: Tanzanya
Karasularımızda önceki akşam yaşanan ve ülkedeki tüm haber merkezleri ile devlet birimlerini alarma geçiren "en büyük mülteci dramının" perde gerisini Kıbrıs Postası bugünkü manşetiyle kısmen aralıyor
Ayrıntı çok, tafsilat derin!
"Mülteci istismarı" kaptanların deniz ortasında terk ettiği 235 sığınmacı neredeyse yarım gün süren bir kurtarma operasyonuyla adaya ayak bastılar ve dinlenip yemek yedikten sonra geldikleri Türkiye'ye iâde edilmek üzere sınır dışı edildiler
Zira mülteciler için KKTC'de ne yasamız, ne imkânımız ne de bu işle ilgilenebilecek kadar devlet kasasında paramız var!
Neyse ki Türkiye'den KKTC'ye Su Temin Projesi'nde çalışan güçlü bir römorkör vardı da çapası takılan kargo gemisi Girne Limanına sâlimen çekilebildi.
Evet, duygulandık, üzüldük ve aralarında hamile kadın ve çocukların da olduğu mülteciler kurtuldu ancak perdenin gerisi, görünenin de ötesinde bir vahameti orta koyuyor
**
İşin bir yönü Suriyeli mültecilerin sığındıkları Türkiye'den neden kaçtıkları ile ilgili
Bunun sebebi iki cihetten açık. Bir: Türkiye'de bilhassa kamplarda yaşayan mülteciler geleceklerini göremiyor. Bu nedenle de hakları vatandaşlığa kadar varan bir Avrupa ülkesine gitmeye çalışıyorlar. Nitekim bizim Tanzanya Bandıralı HajZeher adlı geminin de 'para karşılığı verilen vaade göre' hedefinin İtalya olduğu, 3 gündür de denizde bulunduğu ortaya çıktı.
İki: Türkiye'de bulunan Suriyeli mültecilerin büyük bir kısmının "muhalif" damgasıyla kendi ülkelerinde "hain" olarak görülmeleri Yani kâhir ekseriyeti vatanına "istese de" gidemiyor.
**
Gelelim bize dair ortaya çıkan ve bundan sonrası için yapılması gerekenlere dair "imalar içeren"esas tabloya
Kıbrıs Postası, mülteci taşıyan geminin faaliyetinin münferit olmadığını, karasularımızda sürekli yapıldığını, hatta Mağusa Limanı'nın mülteci taşıyan benzeri gemilerin sürekli ikmal merkezi haline getirildiğini öğrendi
Zira kurtardığımız gemi yaklaşık iki hafta önce Mağusa Limanına insansız bir şekilde zaten gelmiş ve bakım, ikmal ve yiyecek stokunu anlaşılan rotasını vermeden- yapmış
Yani vicdansız kaptan ve mürettebatının resmi kimlik bilgileri Mağusa liman idaresinde var.
Suriye krizinin patlak vermesiyle birlikte başlayan ve son 4 ayda seri bir şekilde yoğunluk kazandığı anlaşılan mülteci istismarının, Mağusa'da bulunan ve Suriyeli unsurların içerisinde bulunduğu bazı kayıtlı acenteler aracılığıyla yapıldığı anlaşılıyor
Acente belli, kişiler belli! Her şey malum
**
Haberi yazmak üzere dinlediğim güvenilir kaynağımızı işittikçe şok üstüne şok yaşadım dün öğle saatlerinde...!
İsmi bizde saklı kaynak, hal-i hazırda limanda bir başka geminin de aynı amaç için tam tekmil resmi evrakla- ikmal yaptığını, ancak olayın patlak vermesi ardından demirlediğini söyledi.
Kaynağımızın kesin ifadelerine göre kurtarılan geminin Tanzanya Bandırası tamamen naylon ve bu tip mülteci gemilerine Türkiye açıkça göz yumuyor Zira Türkiye'nin mülteci nüfusu 2 Milyona dayandı ve belki de geçiyor!
Yani bu iş devamlı surette gerçekleşiyor ve coğrafyamızda "insansız" ikmal merkezi ise bizim 'hayalet şehir' Mağusa
Bizim yetkililer "şüphelense de" elinden sadece Türkiye'yi bilgilendirmek geliyor. Çünkü evrak tamam, gemi tamam ve her şey fevkalade nizamî
Kimse kendi bayrağını lekelemek istemediğinden 3'üncü ülke bayrağını 5 Bin Dolar karşılığı geçici olarak çekebiliyor.
Tanzanya hükümeti adına Suriye ve Beyrut'ta da acenteleri olan bandıra, teyit için sözde kaynağı Tanzanya'ya bir sorulsa geminin esasen "naylon" olduğu derhal anlaşılabilecek!
KKTC hükümeti, bizi ikna eden kaynağımıza göre kesinlikle işi dilerse sıkıya bağlayabilir
Ancak malumunuz bizde usul akışına bırakmak ya da akışta kaybolmaktır!
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.