Türkiye gittikçe KKTC'ye benziyor

Yayın Tarihi: 26/11/14 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Sesli düşünüyorum ve "Türkiye gittikçe KKTC'ye benziyor" diyorum…

Anlatmak kolay değil bunu ama "becerebilmek" istiyorum…

Altını çizmek istediğim gibi sadece bir eskiz çizer gibi sesli düşünüyorum…

**

Türkiye'de Ak Parti, iktidarının ilk 5 ilâ 8 yılında "dönüşümün" hızını her kavşakta tüm bireylere hissettiriyordu…

Olup bitenleri âdeta bir "karşı-devrim" sarhoşluğunda izliyor ve takdir ediyorduk.

Pek çok yönüyle hâlâ ve elbet takdir ediyoruz.

Ancak Ak Parti'yi dediğim gibi ilk 5-8 yılında izlerken bir yandan da kahroluyorduk…

Çünkü Kuzey Kıbrıs'a 80'lerin ikinci yarısı ile 90'larda Türkiye'den –karşılıklı rıza ile- ithal edilen "hantal" yapı içinde bir çıkış bulunamıyordu.

KKTC'de devleti elinde tutan muktedirler "bebek yaştaki" tanınmayan devleti bir "parti devletine" hatta ötesi bir "aile devletine" dönüştürmüşlerdi…

Yani öyle söyleniyordu.

Merhum Denktaş, gazetecileri bir "milli mücadele havuzu" tadında besler, kollar ve muhakkak hepsini severdi.

Bundan şikâyetçi CTP, bugünkü tanınmaz şekline bürünmeden evvel en çok bu "parti devletinden" şikâyet eder, "işte bu Denktaş düzeni" derdi…

Esasen Türkiye de bunu bilirdi.

Devletin "kılcallarını" çok iyi bilen ve KKTC'ye gelip giden Türkiyeli bürokrasi, hatta düne kadar "burayı da kendimize benzetmişiz, görünen o" derdi…

**

AK Parti, KKTC'de düzeni yıkmak ve değiştirmek için çok uğraştı.

Ancak bugün Ak Parti'de bakan olan bazı isimlerin dahi basına açıkça itiraf tadında ifade ettiği gibi Kıbrıs'ta arzulanan pek çok şey yapılamadı ve KKTC'de dönüşüm "toplumsal bir zemine yaslanmadığı, bir türlü buna dayanamadığı" için gerçekleşemedi.

Bazı etkili "Türkiyelilerin" Cumhurbaşkanı "Eroğlu" ismine duyduğu "gıcıklık" da bundan ileri geliyordu.

Ne deniyordu?

Mealen şöyle deniyordu: "Eroğlu parti devletinin en muktedir bakiyesidir. Düzen yıkılacaksa gitmelidir"…

Peki, şimdi Türkiye'de durum nedir?

Pratik olarak Türkiye "partili Cumhurbaşkanı" modeline hem de sadece "bilenlerinin bildiği" bir şiddetle dönmüştür.

Üstelik bunu Erdoğan gibi bir isimle yapmıştır. Esasen niyet, partili Cumhurbaşkanının da ilerisinde Türkiye'ye mahsus özel bir "başkanlık" modelidir.

Yani Türkiye, KKTC'de yıkmak istediği düzeni en alasından kurmuş ve kurmaktadır…

Elbette KKTC-Türkiye mukayesesi bu manada bu denli basit ve muâdil değildir.

Ben ana şablondan söz ediyorum.

Türkiye bugün –kendi özel şartları içinde- katiyen bir parti devletidir ve bazılarına göre hatta bunun dahi ötesinde bir çizgidedir…

Basınımızın Türkiye'den en az iki gömlek daha "özgür" olduğunu saymazsak şu halde tek farkımız şu: Türkiye'de seçime giren vekil 1'inci sırada ise "garanti" seçilir.

KKTC'de ise 1'inci sıradan girsen de banko değilsin ve başbakan bile olsan "sandıkta" kalabilirsin...

Belki bir fark daha var –mukayeseyi aslında kabul etmeyen- ana sisteme ilişkin…

O da KKTC "demokrasi kurbanı", Türkiye "tek adam" muzafferidir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.