'Râzı etme' hakkında CB seçimleri

Yunanistan 25 Ocak'ta, Türkiye ise muhtemelen Haziran ayında genel seçime gidecek…

Aynı zamanda Kuzey Kıbrıs'ta da 19 Nisan'da Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak..

Kıbrıs ve Kıbrıs'ı ilgilendiren memleketler bu yıl seçime doyacak.

**

Bilhassa siyasette yarışı renksiz kılan şey, adayların "seçici algı" üzerinde "râzı etme stratejilerinden" yoksun olmalarıdır…

Tüm dünyada toplumların "siyasete küskünlüğünün" altında da bu yatar…

Yani "heyecana" yaslanabilen gerçek bir "fark" yaratamamak…

**

Kuzey Kıbrıs'ta Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi 4 adaylı yarış hakkında "seçici algı" ve "râzı etme" stratejilerinden bahsetmekte bu anlamda yarar var…

Nisan 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken adaylar seçmene ne vadediyor?

'Bireylerin yalnızca var olan tutumlarıyla uyumlu mesajları okumaları; beklentileriyle çatışan mesajları veya mesaj bölümlerini göz ardı etmeleri ya da yanlış yorumlamaları' durumuna deniyor "seçici algı"…

Belki erken ama hangi "seçici algıya" çalışıyor Cumhurbaşkanı adayları?

Karşı tarafı râzı etmek için kullanılan ve örneğin tehditleri veya vaatleri içeren stratejiler, davranışlar veya tekniklere "râzı etme stratejileri" deniyor ("Compliance-Gaining strategies).

Peki, ama mevcut adaylardan hangisi "16 râzı etme davranışından" birini ya da bir kısmını sergiliyor?

**

Bir vaat yok. (Eğer razı olursan seni ödüllendireceğim);

Tehdit de etmiyorlar. (Eğer razı olmazsan seni cezalandıracağım);

Olumlu bilir-kişi bildirimi ilan eden de yok. (Eğer râzı olursan işin doğası gereği ödüllendirileceksin);

Ya bunun olumsuzu..? (Eğer râzı olmazsan işin doğası gereği cezalandırılacaksın);

Önceden veren yok! (Râzı edilecek hedefin rızası talep edilmeden önce ödüllendirilmesi);

Karşıt uyarım, denen şey? (Razı edilecek hedef rızâya bağlı olarak durdurulmak üzere sürekli olarak cezalandırılır);

Borç yok! (Geçmişte yaptıklarım nedeniyle bana rızâ borcun var);

Hoşgörü var mı? (Hedefe dostça ve yardımseverce davranılır);

Geleneğe başvuru? (Dürüst bir insan râzı olur);

Olumlu ya da olumsuz benlik duygusu? (Eğer râzı olursan kendini daha iyi hissedeceksin. Eğer olmazsan daha kötü hissedeceksin);

Olumlu rol yükleyen var mı? (iyi nitelikleri olan bir kişi râzı olurdu);

Başkasına olumsuz rol şarj eden? (Ancak kötü bir insan râzı olmazdı);

'Senin rızâna fena halde ihtiyacım var, bunu benim için yap' diyen de yok!

Müspet saygınlık üfleyen? (Değer verdiğin insanlar razı olursan senin hakkında daha iyi düşüncelere sahip olacaktır);

Ya menfisi? (Râzı olmazsan değer verdiğin insanlar senin hakkında kötü düşünecektir).

**

Kuzey Kıbrıs'ta "seçmen davranışlarının" değiştiği artık aşikâr…

Bunu son genel ve yerel seçim ile Anayasa referandumunda gördük, yaşadık.

Ne hiçbir siyasi ne de mevcut Cumhurbaşkanı adayları "yüzüne gülen, ahbabına" dahi güvenmiyor.

Hem bu adaylar neyi vadediyor, hangi algıya nasıl çalışıyor?

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin konusu nedir?

Kıbrıs Sorunu mu?

İç politikaya müdâhil olma becerileri mi?

Bir imaj-vitrin yarışı mı?

Bizi bekleyen ve her geçen hafta yeni anketlerle manevra kazanan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 'heyecanlı' konusu nedir?

Bir bilen, duyan, anlayan ya da tahmini olan var mı?