Sandıkta 'kafa kafaya'

Yayın Tarihi: 25/04/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Yarın KKTC'de 2015 Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2'inci turu, tarihinde 2'inci kez yapılacak…

2'nci tura giderken geçen bir hafta boyunca hava âdeta bir "Kıbrıs Sorunu referandumuna" dönüştü… Bilmeyen de ortada referanduma sunulacak bir Kıbrıs Planı var sanır.

Oysa ikinci tur da tıpkı birinci tur gibi bir referandum olmayıp, sadece doğal ve olağan bir iç politika çekişmesidir…

Kıbrıs'ta kapıların açılışı ile referandum tarihi yıldönümüne denk gelen iki tur arası günlere rağmen seçimin mâhiyeti bundan ibaret olup sandığı "dış politika" ekseni etrafında analiz edenler dış değil, iç politika yapmaktadırlar.

Ortada iki halkın onayına sunulacak bir BM planı olmayıp iki yıl içinde geleceği sadece varsayılmaktadır.

Zaten millet de olası planın, halkın 'egemen' iradesine sunulacağını bilmekte ve 2. tur öncesi de kalan adayları değerlendirirken Kıbrıs Meselesini hiç ama hiç konuşmamakta, adayların iç politikada ne manaya geldiklerini 'isimleri' üzerinden değerlendirmektedirler.

**

Uluslararası ilişki ve çelişkilerin en başından doğurduğu ve son şeklini verdiği Kıbrıs Sorunu, aynı anda tüm taraf ve aktörlerin mutâbakatına bakar…

İçte Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum liderlikleri -olası tam mutabakatta- yalnızca üslupları, randevuları ve bizim gibi içte bunu takip edenlerin kendi kendine tartışacağı konuların tonunu belirler.

Tüm aktörler derken bunları içeride Kıbrıs Türk, Kıbrıs Rum ve dışarıda garantör; Türkiye, Yunanistan, İngiltere ile esas şemsiye ABD ile sınırlı sanmayın!

İsrail'in olası nükleer bir saldırıya maruz kalması halinde "stratejik tahliye planı" içinde yer alan Kıbrıs adası, O'nların gönülden rızası olmadan da çözülmez!

Şu halde uluslararası aktörler içinde herkes aynı anda anlaşsa meseleyi –nasıl anlaşıldığına göre- çözmek, resmi evrakını hazırlamak 4 gün sürer.

Öte yandan geçtiğimiz gün Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun bir araya geldiği ve asıl konuların ardından 'anmak lazım' diyerek yâd ettiği Kıbrıs hakkında ABD Dişleri Bakanı Kerry, KKTC'de (adanın Kuzeyinde) Cumhurbaşkanlığı (toplum lideri) seçimi olduğundan haberdar dahi değildir.

Çünkü gerekmez.

Ayrıca seçim sürecinde propagandanın dolaylı bir parçası olan BM Özel Danışmanı Eide'nin 'son danışman' olması da bizi değil BM'nin ajandasını bağlar…

Kıbrıs'ta BM varlığının sözde ilan edilen takvimi, kendilerini ilgilendirir.

**

KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye'nin kanaati meselesine gelince;

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun yeniden kazanarak müzakere masasında kalması ya da Bağımsız Aday Mustafa Akıncı'nın seçilerek Cumhurbaşkanlığına çıkması, tüm diğer aktörler gibi Türkiye ile Türkiye dış politikasının Kıbrıs seyrini etkilemez.

İstanbul Türkçesi ile ifade edersek Ankara seçileni kutlar ve çalışır. Aksi asla ve kata düşünülemez.

Her zaman olduğu ve olacağı gibi…

**

Velhasıl Cumhurbaşkanlığı seçimi, seçmen nezdinde Kıbrıs Sorunu odaklı bir seçim değildir.

Bu nedenle de kazanan iç politik çekişme içinde kazanacak ya da kaybedecektir.

  1. tura Mustafa Akıncı'nın "psikolojik bir üstünlükle" girdiği ve bu nedenle de "şanslı" olduğu inkâr edilemez…

Ancak ilk turda sandığa gelmeyen yüzde 40'lık kitleyi 2'nci turda kim ne kadar getirirse yarışı o kazanır.

1'inci tur sonrası geride kalan hafta ardından yarın "kafa kafaya" bir yarış olacağı kesinleşti…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.