Ehven-i şerle kıvranan meclis
KKTC'de yeni bir koalisyon kuracağız ve adı da 'reform hükümeti' olacak ama meclis tatile giriyor Yani 'yeni cila' ve makyajıyla baş var, gövde yok durumu
Ya da aksi.
Tıpkı "yetkisiz ama sorumlu" müstakbel başbakan gibi meclis de.
Kendisine 'reformcu' diyecek ve aslında misyonu 'topyekûn siyaseti kurtarması beklenen' bir hükümetin, kurulup mecliste kepenkleri kapatması gerçekten de ironik olacak.
Sanırım olası koalisyonun aktörleri meclisi 'yasa-dışı' toplayıp iş yapabilmenin bir yolunu bulurlar. Her seferinde olağanüstü toplanılamayacağından sanırım bu konuda değişik fikirler var.
Bence de meclis, yaz boyu yasa dışı toplanıp, 'yasa-dışı yasa yapsa' iyi olur
Sağlam geyik çıkar.
Tam bize uyar.
**
KKTC siyaseti dün utanç içinde "amentüsü olan" Siyasal Partiler Yasa'sına 1975'ten sonra ilk kez el attı.
Köhnemişliği buradan belli.
Siyaseti partiler nezdinde temsil eden meclis, Ad-Hoc Komiteden oy birliğiyle geçen "Siyasal Partiler Yasa Önerisini" geçirdi
Geçen Yasaya göre "vekil transferleri" engelleniyor (engel mi zorlaştırma mı) ve partisinden istifa eden vekillerin dönem sonuna kadar "bağımsız" kalması öngörülüyor.
Bunu siyaset bu denli mahvolup; toplumun siyasetçiye bir türlü 'duyamadığı' güveni ezmeden önce yapıverseydiniz iyiydi
Çünkü kimse 'böylesi bir dönüm noktası' için bile herhangi bir heyecan hissetmiyor şimdi.
Biraz zoraki 'günah çıkarmaya' benziyor
Millet, meclisi 'tansiyonu düşmüş, benzi atmış bir bedbinlikle' izliyor
**
Değişimle kesin hesaplarını Yüksek Mahkemeye öngörülen sürede vermeyen partilerin başkan veya yetkili kişisine 5 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.
Yasa önerisindeki yeniliklerden biri de, belediyenin 2 yılını ancak 7 yılda denetleyebilen Sayıştay'ın siyasi partileri denetlemesi konusunda yapılmış
Unutmadan asortik kalemden de partilere "eş başkanlık" uygulaması ile (buna bilahir, müstakilen değineceğiz) her cinsiyete en az yüzde 30 aday göstermek de zorunlu kılınıyor.
Ayrıca ilk kez yüzde 5'lik seçim barajını (Türkiye'ye nazaran yine de şâhane) aştığı halde vekil çıkaramayan siyasi partiler de devlet katkısından yararlanabilecekmiş
Partilere gerçek ve tüzel kişiler tarafından aynı yıl içerisinde en fazla asgari ücretin otuz katı bağış sınırı da bir diğer önemli başlık
Tüm bunlar güzel hoş da partiler delege düzeninden 'üyelik' sistemine geçmişken neden kamu çalışanlarının partilerle 'kuramadığı' ilişkiye el atılamıyor?
"Memur siyaset yapamaz".
O yasak duruyor!
Çünkü engel Anayasa.
Siyasal Parti Kurma ve Partilerin Siyasal Hayattaki Yeri, Madde 70.
**
Demek ki ilkel Anayasa ortada durduğu müddetçe KKTC'de değişimin esası 'kadük' kalıyor ve kalacak
İyi bir işin ardından pek de müspet konuşmamak anlıyorum pek şık değil ama partilerin asıl imtihanı dün geçen Siyasal Partiler Yasa Önerisi değil, Seçim ve Halk Oylaması Yasası olacak
Siyasetçinin ağırlığını, istikbalini, samimiyetini ve belki de yine tescillenecek "yalancılığını" tek bölge-çarşaf listeye geçip geçmeyeceği belirleyecek
Henüz bunu çalışmamış olan siyasetçi "amentüsüne" el attı diye beyhûde neşelenmesin.
İlgili Komite Başkanı Asım Akansoy'un (ki bence onda bile bir heyecansızlık var) dün geçen yasa ile ilgili evvelki gün söyledikleri işin ruhunu yansıtıyor: "Gelinen nokta benim için ehven-i şerdir. Muhteşem bir sonuç ortaya çıkmamış olsa da, 1975'le kıyaslandığında çok çok iyi bir sonuçtur. Daha iyi olabilir mi? Evet olabilir. Daha demokratik çağdaş bir anayasamız olsaydı, bu yasa çok daha güzel, özgürlükçü, demokratik olabilirdi"
**
Siyaset denen cihaz, ne zamandan beridir ehven-i şerle teselli olur oldu.
Siyasetin teorisine aykırı ehven-i şer
Ehven-i şer, idare-i maslahatı yani bizim usul çöken siyaseti kurtarmayacaktır.
En A'lası lazımdır.
Yanlış mıyız?
Öyle ise söyleyin.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.