CTP-UBP koalisyonu hakkında ilk kritik

Yayın Tarihi: 14/07/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

KKTC'de koalisyon formülü kesinleşti. Bakanlıklar üleşildi ve hedef 'erken seçim' görmeden üç yıl görevde kalabilmek. Yeni koalisyon KKTC siyasal yaşamında bir ilk. Bu ilk de 'aklın yolu' açısında 'belli idi'…

CTP-UBP koalisyonu şaşkınlığı da geçer…

Her konuda didişmiş hatta birinin ötekine hatırı sayılır ölçüde 'zulmü' geçmiş iki parti 40 yıl sonra hükümet edecek. Üstelik bayram öncesi resmîleşmesi beklenen eşit sayıda bakanlık paylaşımıyla…

Yorgancıoğlu-Denktaş hükümeti, kurulduğu gün 'eceli' hakkında süper-toto oynanan bir hükümetti. 2 yıl gitti…

CTP-UBP için de bahisler açılmıştır. Kadri Fellahoğlu'nun bu konuda ortaya koyduğu uyarı dikkat çekici: "Koalisyon başarılı olamazsa doğa boşluk tanımaz: birileri çıkar, parlar".

**

Pek âdetimiz değil ama geniş, daha geniş bir kadrajdan bakmakta yarar var.

Uzlaşmaz denilen kişilerin, kurumların, hatta ideolojilerin -adı her ne ise- bir noktada ve bir şekilde uzlaşması, demokrasilerde iyi bir şeydir. Uzlaşıya 'kötü' demek ancak 'çocukluk' olsa gerektir. Demokraside 'siyasi menfaatte' uzlaşmak diye bir şey dahi vardır. İster çaresizlik; diler imkânsızlık; uzlaşı teorik olarak 'hayırlı' bir şeydir.

Esasen bu koalisyon yeni bir fikir de değil.

Hatırlanırsa 2013 seçimleri sonrası Talat, "en iyi koalisyon CTP-UBP'dir" demişti. Sanırım dijital basında en çok 'okunan' röportajlardan biri hâla odur. Yani Talat neredeyse üç yıl önce önerdiği şeyi yapmaya geldi.

Üstelik konjonktür UBP'nin merhaleleri ve geldiği nokta bakımından daha uygun.

Sol'un 'Denktaş-UBP zihniyeti' diyerek klişeleştirdiği Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş ölmüş, partisini bölen Ulusal Başkan üstelik de kendi Sağ'ının alenî gayretleriyle sandıkta kalmış, siyaset dibe vurmuş, Türkiye'de süren belirsizlik ve siyasal kaos…

CTP-UBP geniş tabanlı koalisyonu için daha iyi konjonktür mü olur?

**

UBP, 2013'te İrsen Küçük'e karşı parti Onursal Başkanının işareti ve kendi vekillerinin el kaldırışıyla kaybettiği iktidara dönebilmiş oldu ve bu yönüyle kader, UBP'ye adâlet etti. CTP ise eski Cumhurbaşkanı Talat'ın dönüşü üzerinden yitirdiği imajını asıl Sağ-asıl Sol koalisyonuyla düzeltmek isteyecek.

Asıl risk -bilahir değinmek üzere- bence bu anlamda UBP'de değil, CTP'de düğümleniyor.

UBP'de o meşhur sancılı kurultaylar, geride bıraktığımız Cumhurbaşkanlığı seçiminde değil, asıl bu koalisyonla bitti.

CTP'de ise ümitler 'AK Parti'yi gözetir bir frekans' veriyor.

Ayrıca UBP'de Genel Başkan Özgürgün, birkaç ay sonra yapılacak kurultay yarışı için de önemli bir kazanım elde etti. O da iç politikada Ertuğruloğlu ve Küçük gibi Sağ'da kime "sırtını döneceğini" doğru seçti. Yine de Özgürgün'ün -kabine dışından- 'kabineye hükmetmesi zor olacaktır' düşüncesine katılıyorum. Ayrıca Ersin Tatar'ın da kurultayda 'kaybedecek bir şeyim yok' tadında "ölümüne" saldıracağı anlaşılmaktadır.

**

Koalisyona Sol'dan meşruiyet arayanların söylediği ama benim anlamadığım şey ise şu: DP ile UBP'nin ne farkı var ki? Var. Hem de çok…

Evvela siyasal 'kişilik' farkı var. Ayrıca biri, özellikle son dönemde TC Yardım Heyeti'yle her vesile ile didişiyor (malumunuz değil mi: Kalkınma Bankası'ndan Ziraat'e olmaz diyor) diğeri –abartarak söylüyorum- bir TC Yardım Heyeti daha olsa daha da iyi, diyor.

Bu fark, yaklaşımların tonunu kesinleştirdi.

Hayırlı olsun…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.