TİKA bilir: Kumar değil, (H)umarcılar Han'ı o!

Lefkoşa Asmaaltı Meydanı'nda yer alan Kumarcılar Han'nının restorasyonu yıllardır bitmiyor…

Anlaşılan ihaleye çıkıldıktan sonra beklenmedik (yalıtım, drenaj gibi) masraflar çıkmış. 1 ve 2'inci etap bitmiş ama bir de 3'üncüsü var.

Hem TC Yardım Heyeti hem de bakanlık fonundan toplam 3 Milyon TL'nin üzerinde bir harcama yapıldı ama bitmiyor.

Geçtiğimiz hafta makamında görüştüğümüz yeni Turizm Bakanı Faiz Sucuoğlu, bu konuya TİKA'nın da (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı) müdahil olacağına ilişkin bir sinyal verdi…

Başbakanlığa bağlı olan ve Türkiye'nin tek Teknik Yardım kuruluşu olan TİKA'nın 55 ülkede temsilciliği var.

Ama KKTC'de yok!

Zaten olsa da mevzuata boğarak; bürokrasiye sokarak bin pişman ederiz.

Belki de çoktan etmişizdir!

Ayrıca TİKA, Merkez Teşkilatına ilave olarak, 45 ülkede bulunan 22 Program Koordinasyon Ofisi ile de çok geniş bir coğrafyada ve bütün sektörlerde çalışıyor…

Muhteşem işler yapıyor.

**

Bizim bin-bir tehirli Kumarcılar Hanı'mıza el atıp bitecekse eğer restorasyon; bir kez daha hatırlatmak da yarar var.

Atıp tutarak dikkat çekmek için değil, bildiğimizden söylüyoruz: Lefkoşa Surlariçi'nde restorasyonu yıllardır bitmeyen "Kumarcılar Hanı" diye bir yer yok!

Bu evvelden de yazmıştık.

Bilahir Asmaaltı ve Arasta Esnaf Derneği de bu konuda bir açıklama yapmıştı.

Kumarcılar değil Humarcılar Hanı'dır o…

Gelelim bu sonradan devşirilmiş Kumarcılar Hanı masalına…

Şöhretimizi de zaman zaman lekeleyen ve özellikle hafta sonları Kuzey Kıbrıs'ta hatırı sayılır bir kumar turizminden söz etmek mümkündür de "tarihî Kumarcılar Hanı" diye bir yer yok başkent Lefkoşa'da!

Osmanlı hükümranlığında 'kumar' yok çünkü!

Varsa da böyle 'han cinsinden' kurumsal olanı hiç yok!

"K" harfi ile değil "H" harfi ile yazılması gereken "Humarcılar" ya da "Hımarcılar Hanı"dır doğrusu…

Humar, Arapçada "eşek" demek…

Bildiğin Karpaz eşeği…

**

Vakti zamanında seyyâh tüccarın geceyi geçirdiği bir tür rezidans olan Büyük Han'a beygirler; bugün Kumarcılar Hanı diye uydurduğumuz az ötedeki yere de daha ziyade iç piyasaya iş yapan -ve yüklerini eşeklerle çeken- orta hal ticaret ehli eşeklerini bağlarlarmış oraya...

İşte bu yüzden de otoparkına merkeplerin bağlandığı Humarcılar AVM'si denmiştir hana…

17. yy. sonunda daha önceden orada var olan ve kökü Venedik viyolonselcilerine dayanan bir yapıya adapte edilmek yoluyla inşa edilmiş (H)umarcılar Hanı, -dikkatinizi çekerim- künyesinde bir Osmanlı yapısıdır…

Restorasyonu da böyledir.

Osmanlıda koca bir binanın adı nasıl olurda casino, casinocular hanı olabilir?

O yüzden 'humar'dır o, yani merkep!

Hanın "aslına uygun" ve gerçeğe yakın bir şekilde topluma kazandırılmasına dikkat edileceği söylenip duruyor…

Eğer TİKA bu işi halledecekse dâhil olarak, isim konusunda da bizim Bakanlık akademik bir titizlik gösterse iyi olur.

Bir de gelen giden bize, "kumar meğer burada 'tarihi' imiş" demesin boşu boşuna…