"Bir kadının çocuk düşürmesine yardım etmeyeceğim"

Yayın Tarihi: 08/03/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

KKTC'de geçtiğimiz haftalarda ortaya çıkan ve her geçen gün yeni tutuklamalar ile derinleşen 'Fetus Skandalı' toplumda infiâle neden olmaya devam ediyor...

'Korkunç ayrıntılar' gelmeye devam ederken olup bitenin buz dağının yalnızca görünen yüzü olduğunda ise herkes hemfikir. Ayrıca skandalın bir bacağının "bir çalışanın zam talebi sonrası" aldığı ret karşısında gösterdiği tepkinin devamı olarak açığa çıkması da meselenin irdelenmesi gereken bir başka boyutu…

En çarpıcı tutuklamanın vekil eşi anestezi uzmanı olması bir yana; Sağlık Bakanlığı'nın 'denetim' ayağını inkâr ile olup biteni üzerine almaması hakkında ise yorum yapmaya 'bu düzende' değmiyor.

Konu hakkında 'bilerek' mütalaa edenler, asıl mecranın 'tüp bebek merkezleri' olduğuna da dikkat çekiyorlar.

Anlayacağınız bu işlerin zemini, sağlık turizmi içinde övündüğümüz 'tüp işleri'…

Skandalda büyük organize ayağın ise doğal olarak Türkiye'de olduğu anlaşılıyor. Yakında 30 haftalık bebeklerini KKTC'de bilirkişi yardımıyla 'öldürmüş' bazı "ünlülerin" ismi de her an Türkiye medyasında gündeme gelebilir…

**

Dileriz meselenin basında "kürtaj skandalı" olarak işlenmesi yargıyı yanlış yönde yönlendirmez. Zira kürtaj üzerinden okunacak davada adı geçen doktorların beraat etme ihtimali var. Ötesi kürtajdan beraat etmeleri durumunda bu kez dönerek 'basına' karşı dava açma ihtimalleri de…

Çünkü konunun teknik olarak kürtaj (kazıma) işlemi olmadığı; hukuken "Yasa Dışı Şartlarda, Gebeliği Erken Sonlandırma" olduğu başından beri belli olmasına rağmen 'kürtaj kürtaj' diye tutturduk.

FEMA'nın bu saate kadar olup bitene "tepkisizliğinin" de sebebi bu olsa gerek!

Aynı zamanda "Kadın Doğum Uzmanı" olan Dr. Nazım Beratlı'nın da geçtiğimiz gün kaleme alarak dikkat çektiği üzere: "Kürtaj diye diye, savcıları da etkiler de 'yasa dışı kürtaj' diye bir dava açtırırsanız, bakın şimdiden söyleyeyim, iyi bir avukat, 'kürtaj yapılmadığını' kanıtlar, insan da kendine yöneltilen 'suç' iddiası dışında suçlanamayacağından, herkes beraat eder. Sonra da 'aynı eylemden iki kez dava açılamadığından' döner dükkânı geri açmak bir yana, bir de sövüp sayanlara tazminat davası da açarlar. Sebebi de 'necip matbuatımız' olur… Ben haber vereyim de!"

**

Fetus skandalı özelinde KKTC meclisinde meslek olarak en çok "doktorların" bulunduğunu hatırlatarak Antik çağda yaşamış ve Batı tıbbının kurucusu olduğu kabul edilen Hipokrat ya da onun öğrencilerinden birisi tarafından yazıldığı kabul edilen yeminde "Bir kadının çocuk düşürmesine yardım etmeyeceğim" andını da hatırlatmak da yarar var.

Tanrı ve tanrıçalardan söz eden "putperest" Hipokrat andını, "kürtaj" diyerek esasını örttüğümüz "Yasa Dışı Şartlarda, Gebeliği Erken Sonlandırma" şerefine hatırlayalım;

"Hekim Apollon, Asklepius, Higiya, Panacea üzerine ve bütün Tanrı ve Tanrıçaların huzurunda yemin ederim ki, yeteneğim ve gücüm elverdiğince bu and ve sözleri tutacağım:

Bu sanatta hocamı, babam gibi tanıyacağım, rızkımı onunla paylaşacağım, ihtiyacı olursa kesemi onunla bölüşeceğim, çocuklarına kardeşim gibi bakacağım ve öğrenmek isterlerse bu sanatı ücretsiz öğreteceğim; ilaç reçetelerini, şifai bilgileri ve diğer bilgileri sadece ve sadece kendi evlatlarıma, hocamın çocuklarına ve hekimlik kurallarına uygun sözleşmeyle bağlı ve and içmişlere öğreteceğim.

Yeteneğim ve hâkimiyetim ölçüsünde hastalarımın iyiliği için tedaviler önereceğim ve asla kimseye zarar vermeyeceğim.

İsteyen hiç kimseye öldürücü bir eczayı ne vereceğim ne de bunu tavsiye edeceğim; benzer şekilde, bir gebe kadına çocuk düşürmesi için ilaç vermeyeceğim. O'na yardım etmeyeceğim.

Hayatımın ve sanatımın saflığını koruyacağım.

İç organlarındaki taşı keserek almayı, hastalığı çok açık olan hastalarda bile, işin ehli olan(cerrah)lara bırakacağım.

Hangi eve girersem gireyim, bütün kasıtlı kötülük ve suistimallerden ve özellikle de ister hür ister köle olsun erkek ve kadınların vücudunu kötüye kullanmaktan kaçınarak, sadece hastaya yardım için gireceğim.

Gerek sanatımın icrası sırasında gerekse insanlarla gündelik ilişkideyken edindiğim bilgileri ortalığa saçmayacağım, bir sır olarak saklayacağım ve kimseye açmayacağım.

Bu yemine sadık kalırsam hayatımı ve mesleki uygulamalarımı insanların tümünden ve her zaman saygı görerek mutlulukla sürdüreyim, ama ona ihanet eder ya da çiğnersem tam tersini yaşayayım"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.