Talat Devrimi' genç bakanları nasıl anlatacak

Yayın Tarihi: 05/04/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

"Ya Talat, Ya Dükkânı Kapat" dediğimiz kurultay öncesi CTP'deki sıkıntı "Özkan Abi Modelinin" çökmesi idi. Özkan Yorgancıoğlu'nun –veda niteliğindeki- kurultay konuşması bugün okunduğunda UBP'nin çekilişi ile CTP'de gelinen nokta apaçık görülebilir.

Oysa bu modele karşı daha önceki kurultayda Genel Başkanlığa Yorgancıoğlu karşısında aday olan Asım Akansoy, Talat yönetiminin gelir gelmez -CTP geleneği hilafına sergilediği stiline- karşı "yumruğu masaya" vurup bir süre sonra da bakan olduktan sonra yaptığı ilk Ankara ziyareti dönüşü "siyasetçinin Türkiye ile ilişkileri geliştirmek noktasında insiyatif üstlenmesi gerektiğini" söyleyebilmişti.

UBP'nin çekilmesi ile "Talat devriminin" bugün geldiği noktada CTP adına sıkıntı hesap edilenin aksine büyüktür.

**

Başta CTP'de tam anlamıyla bir depresyon sebebi olan "Anayasa Referandumu" olmak üzere üstelik siyasi arenadaki tüm merhaleler, "soğuk savaş" taktiklerinin artık sökmediğini göstermektedir.

Ve bu kez önce geçici Siber hükümetinin ardından da Yorgancıoğlu'nun tasdik ettiği ekonomik protokolün içinde yeni bir şey varmış gibi- yaparak giriştiği dizaynı önceden olduğu gibi yürütemez.

CTP, DPÖ konusunda asıl ajanda KKTC tarafının değilmiş gibi davranarak belki Cumhurbaşkanını bu konuda kalkan "dolmuşa" şimdilik bindirmiş olabilir ne var ki CTP namına pek çok şey, adı ne olursa olsun yeni hükümet modeli içinde ağır ağır ifşa olacaktır.

Öte yandan protokolle geldiği iddia edilen ve daha ziyade suni olduğu izlenimi veren hukuk konusunda ise "baro başkanlarının" henüz ne düşündüğü de belli değildir.

Uydudan çıkan ve bu nedenle de alışkanlık gereği izlenemeyen CTP medyası yekûnu bununla baş etmeye de üstelik hazır değildir.

Bunun derin sinyali, dün meclis kürsüsünde Başbakan Kalyoncu'nun –suyu özelleştiren siyasetçi olarak- tabanı tarafından yadırganmamış gibi yaparak eski günlerini andıran "kükreyişinden" de bellidir.

**

Cumhurbaşkanı adayı olamayınca partinin başına âdeta seçimsiz gelen 2. Cumhurbaşkanı Talat, şimdi halka birkaç şeyi aynı anda anlatmak ve ikna etmek durumunda…

Üstelik bunu, bu kez gazetecilere daha sık kahvaltı vererek de yürütmesi zor gibi görünüyor.

Elini en ziyade zayıflatan şey ise süreç içinde "genç bakanlarının" çeşitli konularda sergilediği tavırlar ve halkta da karşılığını bulmuş yaklaşımları…

Mali politikalar odaklı yapısal dönüşümün önemini bıkıp usanmadan anlatan Birikim Özgür'ün CTP tabanında yaşattığı sinsi kırılmanın yegâne temsilcisi olduğunu uzun uzadıya anlatmaya değmez bile…

Su konusunda aldığı risklerin kamuoyunda ne denli karşılığını bulmuş olduğunun farkında değil CTP…

Ya Şahali'nin Ankara git-gellerindeki soğukkanlı tutumu ile bilahir inkâr ettiği "Kalyoncu'yu zafiyetle suçlaması" ne olacak?

Tüm bunların yaslandığı siyasi karşılık, "ekonomik protokole" yönelik hassasiyetle atlatılabilir mi?

Siyasal eğilimler anketlerinin gösterdiği yönün aksine CTP'de bir merak konusu da halka birkaç şeyi anlatmakla kalmayıp Kasım Kurultayı'na –veliaht tayini ile- gidecek olan CTP'de iç dengelerin ne olacağı, liderliğin bunu nasıl tasarlayacağı meselesidir.

CTP'nin "uyumsuz DNA" teşebbüsünden kurtulma şansı bizzat kendisinin hükümetten çekilmesi ile mümkün olabilirdi…

Bu risk göze alınamadı. CTP, "oyun-bozan UBP'dir" demek için treni su imzası öncesi kaçırmıştır…

Öte yandan CTP, reform olduğu kadar "referandum hükümeti" diyerek pazarladığı argümanı da berhavâ etmiştir. Çözüm çabaları karşısında memleketi şimdilik Sağ'a esasen kendi eliyle teslim etmiştir.

**

DAÜ'den KIB-TEK'e pek çok hassasiyeti tam bir "belirsizlikte" bırakan "Talat Devriminin" başarılı olduğuna, bence devrimin manifestosunu yazan "Sentimental" ismi de inanmamaktadır… Kusursuz bir parnas şiire benzeyen takvimli hükümet programına rağmen üstelik!

İlk sınavını "stratejik kurumdur" diyerek 90'larda KIB-TEK konusunda veren Talat, son sınavını da bu konuda verdi ve maalesef dünyanın da Türkiye'nin de değiştiğini galiba göremedi…

Üstüne üstlük hem su'da hem de protokol konusunda Başbakanın "ıslak imzalı" gönderdiği öneriler dururken "direndik" numarası bu sefer tutacak mı?

Değil Anayasa, rejimi değiştirecek çoğunluğa sahip, ancak tüzük hükmünde yasa değiştirecek idaresi dahi olmayanlar buyursunlar denesinler!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.