Akıncı'nın havaya uçan çağrısı ve Erhürman liderliği

Yayın Tarihi: 15/06/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Tartışmalı "koordinasyonun uygunluğu" yasası locadaki koronun "korku filmlerine" efekt olan sloganları ile Zeki Çeler'in "sahne performansı" eşliğinde meclisten oyçokluğuyla geçti.

Çeler'in 1979'da 5 yıllık kalkınma planıyla ilgili 11 saatlik kesintisiz konuşan "ada efsanesi" Alpay Durduran ile 2011'de Mehmet Çakıcı'nın 13 saatlik kürsü rekorlarını "basiretsizce" aşma teşebbüsü, esasen hükümete yaradı ve oylama "uyku saatine" kaldı…

Ofisin sevabı var mıdır, olacak mıdır bilmem ama adımı bildiğim gibi bildiğim bir şey var ki o da günahının "CTP'nin boynuna" olduğudur.

2014 CTP Kabinesinin imzalayarak TBMM'den geçmesine sebep olduğu "Ofis meselesinin" özü ne ünlü "egemenlik" tartışmamız ne de meşhur "vesayet" literatürümüzdendir. Konu samimiyetsizliktir…

İki yıl önce (sonradan da iki kez onaylanmadan) "delikanlı gibi" büyük ortak sıfatıyla meclise getirip reddetmeyenlerin bugün sergilediği riyakâr tavır, CTP'nin öteden beri sergilediği "öteleme siyasetinin" bizi apaçık getirdiği yerdir.

"Egemenlik" üstelik birilerinin lutf ile bahşettiği bir şey değildir. (AB Koordinasyon Ofisi "hükümetler arası anlaşma" olmadığından hukuken ve fiilen daha tehlikeli)

**

Meclis oturumunda "itiraf niteliğinde" üç kritik satır arası var.

Biri eski Genel Başkan Özkan Yorgancıoğlu'nun Koordinasyon Ofisi ile ilgili gelen metnin" aynı" olduğunu tutanaklara geçirmesi…

Diğeri ise müstakbel Başkan Tufan Erhürman'ın Denktaş'ın gece 1 sularında yaptığı konuşma ardından çıktığı kürsüde "Evet, devlet ciddiyetine yakışmayan bir şey yaptık: bugüne kadar yasayı beklettik. Bir hafta daha bekleyip ekini de geçirelim" teklifi ile "Çözüme değil, Annan Planı'na karşıyız" tarzında geliştirdiği argümandır.

Kritik satır aralarından biri de Denktaş'ın "Ana muhalefete düştüğümde size çağrı yaptım, getirin diye… Muhalefet hükümetler-arası anlaşmaya karışamaz, diye (yazılı) yanıt verdiniz" şeklindeki ifadeleridir.

**

Gelelim "siyaseten" zuhûr eden asıl skandala… Cumhurbaşkanlığının Çeler konuşmasının 6'ıncı saatinde yaptığı eşi görülmemiş "gaz alma" teşebbüsüne…

Su anlaşmasını iade etmeyen hatta "şükrancılar gibi" ileri giderek "pişmiş aş" diyen Cumhurbaşkanı Akıncı'nın koordinasyon ofisi çağrısı, önceki gece meclis tarafından ciddiye alınmadı. Doğrusu 17 ret ile dağınık muhalefet karşısında tam kadro olan hükümet tarafından önemsenmedi… (Müstakbel Erhürman Başkanlığında üstelik Che'nin Doğum Gününde oylamaya katılmayanlar hep CTP: Özdenefe, Sınay, Siber, Albayrak, İzbul ve Nami.. Katılmayan tek de Meclis Başkanlığı yapan DP'li Alanlı. İbretlik bir liste)

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın güme giden ve hükümetin kendisine cevaben "oylayacağız" yanıtını -iki kanattan- verdiği cevap, hala çaktırılmasa da Akıncı'nın su konusunda yapmadığı "uygunluk yasasını" (mevcut anayasaya göre anayasa mahkemesine götürülmesi pek uygun görünmese de) ne yapacağını hep birlikte göreceğiz.

**

Önceki gece Cumhurbaşkanının müdahalesi ile Mecliste erteleme olsaydı, Akıncı'nın hükümet kanadı ile temasında dillendirdiği "Toplumsal bölünme" daha da çok artmayacak mıydı?

Cumhurbaşkanlığı destekçileri, sosyal medyadan özel hayatın gizliliğini ihlal ederek tüm vekillerin cep telefonu numarasını yayımladılar.

Akıncı tek tek arasaydı daha etkili olurdu belki…

Ya da oylamaya girmeyen 6 vekili arayıp toplantıya katılmasını sağlasaydı, "hiç yoktan bahsettiği" gibi ortaya bir "bölünme" çıkardı.

Sarayın "İkiye bölündüğünü" iddia ettiği toplumun meclis önünde olmayanları, Meclisin önüne gelip eylem yaparlarsa aynı müdahale gelecek mi?

"Alman Biatçı" Çipras, her gün parlamentoda pankart yiyor. Her karşı çıkan "eylem yaparsa" toplum ikiye bölünmüş mü olacak?

Sanırım Saray'daki müzakere heyeti "başı"nın Sinirlioğlu'nun New York "kızağı" ile yaşadığı moral bozukluğuna ek olarak Sayın Akıncı ve koordinasyon ekibi de Mağusa'da "kapı üzerinden" Saray'ın üzerine gelinmesi ile karar ve uygulama mekanizmalarında sorun yaşıyor…

Cumhurbaşkanı oysa söz konusu Koordinasyon Ofisi'nin neye göre "dış" olduğunu sorsa yeterli olurdu. En başta ismin kendisinde bir sorun olduğu, "dış" olmak hasebiyle "iki taraf olmadığına" dikkat çekilmeliydi.

**

CTP; üstelik yeni lideriyle özeleştiri yapmalı ve "Evet, bizim dönemimizde Bakanlar Kurulundan geçti. Bu hatadır ve tekrarlanmayacak" demeliydi. En azından maça 0-0 çıkardı…

"Koordinasyon günahı" 2014 yılı CTP'li kabinenin boynuna…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.