New York'taki züppelik

Yayın Tarihi: 03/10/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

"Kibir, çöküşten önceki son aşamadır"

New York'ta Kıbrıs Sorununa nihâi çözümü mühürleyecek Beşli Zirve hedefli 3'lü buluşma öncesi "Eide-Vari İşler" başlığı altında okyanus ötesinde dönecek müstakbel dolabı açıkça yazmış, burun kıvıranlara da cehaleti terk edebilmek için "maharet"gerektiğini, bu konjonktürde uluslararası ilişkiler okumalarının altından "vasıfsız emekle" kalkılabilmesinin mümkün olmadığını nezaketle ifade etmiştik…

Şimdi ise -cehaletten kurtulma çabası içinde bulunduğu zannıyla- girişilen hareketler yüzünden insan çok gülünç durumlara da düşebilir, diye biz de ikrara girişebiliriz.

**

Peki, ne oldu New York'ta?

Hiçbir şey olmadı.

Daha önce açıklamalara, imâsız doğrudan raporlara giren çok taraflı toplantının"lafı" bile geçmedi...

Zaman tahdidiise hiç.

Çıkan nedir peki?

Adaya dönüp müzakerelere devam etmek…

Yani çıkan "statüko".

**

Kendisine ait insani yardım traktörünü bile korumaktan âciz "âlem-şümul düzenek" BM denen mekanizma, 1964'ten beri adada…

Ve yine bir 3'lü Zirve sonrası statükonun simgesi…

Yılsonu hedefi kondu,diye üfleyenler var.

Oysa belirtilen "arzu" dur.

Bu arzu ki "temkinli iyimserlik" misâli Kıbrıs Sorununa dair câzibe yaratan bir tür "züppeliğe" benziyor…

Peki, bu sözde arzu gerçekleşmezse Rum tarafı sonsuza kadar müzakere masasında kalmaya devam etmek mi isteyecek?

Uluslararası aktörlerin de -şaşmaz ve şaşırtmaz desteği ile- yarım asırdır süren müzakerelerde hala daha "boğucu takvim istemediğinden" bahseden bir komşumuz var.

Nasıl oluyorlar da bu denli cesurlar dersiniz?

Basit.

Çünkü mevcut durum sorgulanmayacak.

Kıbrıslı Türkler için kimse suçluluk duymayacak…

**

New York'taki "hiç"ler çemberi içinde "gerçekleşen" en önemli randevu, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı Akıncı ile "görüşme-me"sidir.

Gerçekleşmeyen randevu, Türkiye Dışişleri'nde Kıbrıs'a bakan bazı kadroların (!) "Beştepe'yi" aşamadığına işaret ediyor.

Zira ki 15 Temmuz darbesi bitmiş değil, devam etmektedir.

**

New York, bunun yanı sıra üç kritik demece de imza atmıştır.

İlki Amerikan Dış Politikasına aykırı inisiyatifleri nedeniyle "adaylığı giden" Biden'in "Çözümden sonra da askeri varlık sürsün" ifadeleridir…

Diğeri Çipras'ın teslim olduğu Yunanistan Dışişleri Bakanı Kocas'ın garantilerle ilgili Mevlüt Çavuşoğlu ile birçok kez bir araya gelmelerine rağmen şimdilik netice alamadıklarını ifşâ edişidir…

Ve son olarak da Çavuşoğlu'nun mülkiyetteki tazminatlarla ilgili meblağın tek başına Türkiye ya da Yunanistan'ın altından kalkamayacak oluşunu ilk kez "on the record" dile getirişidir.

**

İtibar kırıntısı korunmak isteniyorsa 2016'nın son saatinin "son tarih" olduğunun altı kalın çizgilerle sürekli çizilmeli.

Öte yandan dillere destan "2016'dan sonra" Kıbrıs Türk tarafının ısıttığı "Federasyon zemininin sorgulanması" yetmez…

Çünkü açtığımız her parantez, bir çeşit günceli ilgâ etmeli ve aynı zamanda dikkatleri aynı güncelin künhüne çekmeli.

Artık sorunun parçası haline geldiği alenileşen "statüko bekçisi BM" ile "Ara Bölge'nin de rolü "2016'dan" sonra sorgulanmalıdır.

Aksi halde perspektif noksanlığının sebep olduğu yalınkatlık, bolca dil ile ikrarlar ürettiği gibi "Türkiye ile komşu olmak" tehdidinde olduğu gibi ucunun nereye gittiği belli olmayan "bilgelik pozuna" dönüşür.

New York sonrası liderlerin "değer bilme" ve dolayısıyla "değer kazanma müddeti" içinde atlatması gereken en büyük tehlike 'satıhta kalma'tehlikesi şeklinde tezahür ediyor…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.