Cenevre II tasarımı
Uluslararası aktörler nicedir "sövdüğümüz" gibi süreci canlı tutmanın bin bir türlü yolunu kolluyor ve kollayacak.
"New York'ta Züppelik", "Mont Pelerin'de Akıncı'nın Demokratlara vedası: Trump"; "Cenevre'de Origami" başlıkları altında işlediğimiz ve her seferinde satır satır "apaçık" gün yüzüne çıkan gerçekler, şimdi yeni bir zirve umuduna, Cenevre II tasarımına evriliyor.
Bunun için de BM'nin garantörlerle istişâresi isteniyor.
**
Liderler umulan yeni zirve tarihi Mart'a kadar kapanmamış 4 başlık içinde debelenmek üzere- üç toplantı yapacak
Ve ortada iki liderin istek beyânından başka veri yok.
BM metnine göre murad, konferansın devamı Yani lafızda çıta ne çözüm ne de referandum.
Cenevre II eğer gerçekleşirse bu, yeni genel sekreterin "Oscar meteforlu" siyasi düzeyde çöken I. Cenevre ardından garantörlük konusunda bir milim ilerlemeyen teknik düzeyin gölgesinde zorlanacak.
Filmin adı da belli: "Oscarlık oyun çıkarılacak olan momentum".
Koşar adımlarla Akdeniz'de doğalgaz krizine giderken yakında başka bir momentumdan bahsedebiliriz
Çipras'ın hükümette Kocas kanadına borçlu bir dengede varlığını sürdürdüğünü bilmeyenler Yunanistan Dışişlerine taş atarak birkaç hafta oyalandı
Başpiskopostan daha ağır ifadeleri bizzat Çipras'ın kullandığını ört-bas ile saymazsak değişen "taş" da "taşlama" da dağıtılan rollerden biri
Yunanistan'da ismi ile kişiliğinin önemli olmadığı "devletçi" kanadın "darbeci askerleri iade etmeyiz" kararı ardından gelen "Kardak ziyareti" de yeni parametreler
Türkiye'de saha kamuoyu ise son dönemde Kıbrıs'ı "satılıyormuş " tadında anımsıyor ve soruyor.
Bir yandan da yine Türkiye'de -hesabı şimdilik tutmayan ve muhtemelen ileriki aylara ertelenmesi beklenen- Nisan'da 'Başkanlık' referandumu hedefi var
**
Kaderin bir cilvesi olarak Annan Planı döneminde olduğu gibi Türkiye Rusya ilişkilerinin yine "şahane" olması da BM Kıbrıs Özel Danışmanı Eide'ye yakın zamanda ilham vererek -belki de kariyerindeki en önemli hatalardan biri olarak- "Rusya'nın da AB gibi gözlemci olarak muhtemel konferansta yer alabileceğini" dahi söyletebilmişti...
Anlaşılan herkes odaklanmayı "modaliteye" vermiş durumda
Ardı ardına zirveler, Kıbrıs Sorununu kuşatıyor ancak içeriğe dair ne bir şey söyleniyor ne de tek bir tartışma yaşanıyor.
Çilek reçeli "mutluluğunda" basılan halkla ilişkiler ise dışarıdan dalga konusu olmuş durumda.
Yapılan tüm programlar, sunumlar ve tarihler muhtemel toplantılar üzerine kurulu
İki liderin konuşacağı konular açısından Cenevre ile Lefkoşa arasında pratikte olmayan fark, nazlı garantörlerin de işini kolaylaştırıyor.
Tam da bu nedenle yılsonu, yılsonu nakaratında operatör- Türkiye Dışişleri yeni bir zirveye siyasilere sunacağı argümandan yoksun olsa da- "kafadan" hazır.
İçeride 'bizim neslin son denemesi' sloganına karşı çıkan CTP'liler de "bu oyuncağın orada durmasını" çok önemsiyor.
**
Garanti, harita, mâliyet derken Türkiye'nin son günlerdeki en büyük tepkisini çeken "dört özgürlük meselesi var bir de popüler kategoriden...
Üstüne üstlük 'AB'ye nasıl kabul ettirilir' sorusu da ortada
Birkaç senaryo var.
Birinde tüm üye devletlerin kendi hükümet veya parlamentolarından onay gerekiyor. Bir kısmında ise tüm üye devletlerin konseyde oybirliği zaruri görünüyor. "Birincil Hukuk" sıkıntısı çerçevesinde 'gerekli uyum anlaşmasını reddedip -protokol 10 üzerinden- Kıbrıslı Türkleri dâhil edelim' de deniyor
O zaman da 4 özgürlüğe mevcut seçenekler içinde siyaseten zemin kalmıyor.
Velhasıl 4 özgürlüğü hem Rumlara hem AB'ye hem de bizim iç kamuoyuna satmak konusunda büyük sıkıntı yaşanıyor
**
Kıbrıs sorunu değil çözümle Nobel'i almak, intihalden gösterime dahi girmeyecek bir hal aldı
Çünkü Kıbrıs müzakere tarihi, bu sahneleri aynı mekânlar-farklı sûretlerle defalarca gördü.
Renkli
Ya da siyah beyaz
"2017 sonu, Güney Kıbrıs'taki seçimler öncesi çözüm" cümlesini bakalım acaba ilk kim kullanacak!
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.