Tahliye…

Tahliye…

Daha on gün önceye kadar her platformda sınır ötesinde Türk askeri ile gözetleme kulelerinin başında bulunan Amerikan birliklerinin karşı karşıya gelme ihtimali ve bu konuda kararlılık ile belirsizlikler konuşuluyordu. Aniden Amerika Suriye'den çekilme kararı aldı ve herkes şimdi ne diyeceğini şaşırdı.

Çünkü kartlar devamlı yeniden karılıyor. Yani başka ne diyeceğiz böyle vehmetmek zorundayız… Mecburuz.

Oysa Trump, Arap Baharının bir merhalesi olarak Suriye'nin parçalanması sürecinin Başkanı "kara sultan" Obama'nın ardından; ABD'nin "holistic" bir anlayışla sahada olacağını, Condoleezza Rice'dan aldığı mirasla da 22 devletin rejim ve sınırlarının değişeceğini zaten açıkça ifade etmiş olan Hillary karşısında, Amerika'nın tüm dış politikasının yanlış olduğunu, çok şeye boşa para bastığını, NATO'nun bir bela olduğunu ve "transatlantik konsept" içinde olan her şeyi de iptal edeceğini söyleyerek kazanmıştı.

Göreve geldikten sonra 'o kadar da değil, O'nun da gücünün yetmeyeceği şeyler var, zaten başı belada ve üstelik İran'ı da bitirmek istiyor' anlayışı ile Suriye meselesi "değişmez" dendi.

Üstelik çekilmenin ilanından altı ay önce Trump, Suriye'den çekileceğini zaten açıkça söylemişti.

**

Yani Amerika'nın "tahliye" kararı o kadar "normal" ki bunda "anormal" olan tek taraf bu…

Amerikan politikaları bir asal sayının kara kökünün alınması gibi işler. Çünkü devamlı ikmal edilebilen bir rasyonel akıl böyle çalışmalıdır.

Bir hedef için ona giden ve fakat yolda değişen, kırk kez icaba göre tashih edilen, konjonktüre uyarlanan onlarca hesap yapılır ve zaman kaybı gözetilerek uygulanır. Mesela Suriye'nin zayıflaması İran'ı güçlendirdi. Bunun için de yolda çok şey değiştirilerek dengelendi.

Suriye'den çekilmeye herkes;

İsrail, Pentagon kurmayları… -Böyle çekilmelere sözde hep destek veren- Demokratlar… Trump'ın kendi Cumhuriyetçileri, CIA, Dışişleri ile Savunma bakanlıkları…

Hatta en tepede NSA da karşı ama Amerika, büyük İsrail devletinin temellerini oluşturacak olan ve mümkünse 4 kafalı tasarlanan Federal Kürt devletinden vazgeçmez. Ve emperyalizm asla unutmaz.

Libya, Sudan parçalı. Nijerya eli kulağında… Afganistan'dan ise hiç çıkmadı.

Tahliye derken PYD'ye bunca yatırım yapan, milyon dolarlık tonlarca silah ne olacak? Onlar da mı tahliye ediliyormuş!

Forma çıkaran ABD kurmay aklı muhakkak Suriye'de olacak.

Peki ya kuş yumurtaları?

Boş mu duracak. Onlar da mı geri geliyormuş!

**

Türkiye, sınır boyunda Esad'ın ordusunu aşağı çekerek Kuzeyi boşaltması stratejik kararı nedeniyle bu bataklıkla komşu oldu ve "doğru taktiklerle" sonradan anladığı -doğrusu kabul etmek zorunda kaldığı- "yanlış stratejik hedeflere" ulaşabileceği vehminden vazgeçti.

Çünkü Batı, artık kesin ki Rusya sayesinde "kazanan Esad"la devam edecek.

Amerika'ya hele hele ki Trump gibi bir imparator müsveddesine asla güvenilmez.

Moskova, Tahran ve Tel Aviv ekseninden çıkması mümkün görünmeyen Ankara, bu nedenle tarihin zorlamasıyla bir yere gidecekse eğer, bu kararı hangi blokta yer alacağına karar vererek yapacak.

Trump'ın son dediğine göre Suudi Arabistan Suriye'nin yeniden inşası için parayı bastıracakmış.

Yani Suriye'deki "butik devlet" için butik değerlendirmenin özü şu; Suriye'de seçim sonrası Anayasa yazılacak, muhtemel ki masada Türkiye Cumhuriyeti'ni rahatsız eden temsilciler de oturacak ama hala büyük İsrail düşmanı Esad'a "Esed" deniyor!

**

"Türkiye'nin en büyük ihraç ürünü ordusudur" diye konuşan Soros'u zamanında anlayamadık biz…

Bu yüzden dünyanın en tehlikeli sivil istihbarat örgütü FETÖ'yü de anlayamadık.

Yugoslavya'nın parçalanma kararının alındığı 1976 İstanbul NATO Zirvesini de anlayamamıştık nitekim…

Çünkü bunlar hep zırva, masal dedik.

Benim neslimin çocukluğunda "komplo teorisi" denerek dudak bükülen bila istisna her şeyi izliyoruz işte şimdi…

Tıkır tıkır…

Kuralını kimin yazdığını bilmediğimiz bir oyunda yineleyelim; Amerika'nın Suriye'den "tahliye" kararı o kadar "normal" ki bunda "anormal" olan tek taraf bu…