Rum basını sorunsalı...

Yayın Tarihi: 07/07/15 09:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Müzakereciler dün 4,5 saat görüşmüşler.

Bütün bir hafta boyunca, Cuma günkü liderler zirvesine kadar da görüşmeye devam edeceklermiş…

Görüşsünler, şikâyetimiz yok zaten…

Ancak, biz gariban Kıbrıs Türk basını masada görüşülenleri yine her zamanki gibi Rum Basınından duyup yazacağız.

Böylece Rum tarafı istediği şeyleri basına sızdırıp, tartıştıracak, biz de olayları sonradan duyup üzerine ahkâm keseceğiz.

Kuşku yok ki, bir gazeteci için en berbat şeylerden birisi 'bayatlamış' haberleri bir kez daha pişirip sunmaktır.

Ama o eski vecizedeki gibi 'pişmiş aşa su katmak' zaten yeterince işin tadını bozmaktadır.

Elbette masada konuşulan, gizli kalması gereken konular olabilir.

Ve bu konular henüz topluma duyurulup tartıştırılacak kadar 'pişmiş' olmayabilirler.

Buna yetmez ama evet diyoruz da bu kadar bilgisiz kalmamızın kime ne faydası var?

Seçim döneminde, diğer tüm adaylar gibi, Mustafa Akıncı da 'görüşmelerde olanı biteni Kıbrıs Türk halkına anlatacağız, bilgilendireceğiz' dememiş miydi?

Demişti.

Ama anlaşılan odur ki bu sözler unutuldu.

Sayın Akıncı seçimi kazanıp göreve geleli 2 aydan fazla bir süre olmuştur.

Bu dönem içerisinde Cumhurbaşkanlığı sözcüsü sadece bir kez basına bilgi vermiştir.

Bana sorarsanız, bu türden toplantıların her hafta yapılmasında yarar vardır.

Masada konuşulan konuların bir şekilde direkt olmasa da, dolaylı yoldan halka duyurulmasında yarar olduğunu düşünmekteyim.

Rum basınında çıkan haberlerin sübjektif, kolayca manipüleye açık olması sürece zarar verici niteliklere bürünebilmektedir.

İşbu, yukarıda yazdığım sebeplerden dolayı söz konusu haberlerin bizim taraf kaynaklı çıkması daha yararlı olacaktır diye düşünüyorum.

Yıllardır süren dezenformasyon (bilgi çarpıtma) kampanyasının ne bize ne de Rum kesimine, hele de şimdiki gibi olumlu bir havanın yaşandığı bir dönemde, hiç yararı olmaz.

Misal, geçen hafta Pazar günü Rum basınında çıkan bir haber şöyle diyordu: "müzakerelerdeki durumun dışarıya gösterildiği gibi değil."

Yani güllük gülistanlık değil…

E peki nasıldır?

Ve bunu yazan Rum basınının niyeti nedir?

Oluşup gelişen ve sonuna kadar desteklediğim Akıncı-Anastasiadis dostane ilişkisinin gerisinde neler yaşanmaktadır?

O da değil, Rum basınında çıkan bu habere Cumhurbaşkanlığı ne tepki göstermiştir?

Benim görebildiğim hiçbir tepki göstermemiştir.

O zaman, madem tepki yok, Rum basının bu yazdığında doğruluk payı vardır mı demektir?

Yıllardır ayni şekilde, tam da bu Rum basını olayı yüzünden, Rum kesiminin hükümdarlığında süren bir süreç süregelmektedir.

Onlar yazmakta, biz de ertesi gün redakte edip bir sonraki gün için tekrar fırına sürümekteyiz.

Dolayısıyla bu hükümdarlığın sonra erdirilmesi için kuşku yok ki bazı girişimler yapılması şarttır.

Evet, direk olarak söylemem gerekirse, sızdırma haberlere ihtiyacımız vardır.

Yoksa ister istemez ' Cumhurbaşkanlığı haber bile sızdırmaya yetkisiz bir kurumdur' diye düşünmek içten bile değildir noktasına varıyoruz.

Uzun lafın kısası, Kıbrıs Türk basını olarak, her haberi 'Rum basınından' almaktan bıkmış usanmış durumdayız.

Merak etmeyin, aramızda haberlerinizi gayet güzel formatlara sokacak, şekillendirecek gazeteci sayımız oldukça fazladır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.