Mor ışık küresi...

Yayın Tarihi: 13/07/15 07:59
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Yonca, yani benimki, ya da romantik takılacak olursak çocuklarımın anası ve ruh eşim, geçen gün her akşamüzeri yaptığı gibi kendisini dağlara vurmuş.

Maksat yürümek.

Aylardır bıkmadan usanmadan yürüyüşe gidiyor, arada 'kalk be adam sen da yürü' şeklinde tacizlerde bulunuyor ama benden ümit yok.

Masa başında memleket kurtarma işleri ile meşgul olduğumdan dolayı olsa gerek.

Neyse, işte geçen gün yine böyle yürüyormuş.

Bir arkadaşı demiş "yürüyüş sırasında kendini böyle mor bir ışık küresinin içerisinde hisset, bütün dertlerinden arınırsın."

O da öyle yapmış, kendini mor bir ışık küresinin içinde hayal etmiş.

Böylece borçlarımız ona alacak gibi görünmüş, benim söylenmelerimden mütevellit beynine yansıyan aksilerden kurtulmuş, özgür insanlar gibi yürümüş, yürümüş…

O mor bir ışık küresi içerisinde 'yemeğe tuz koymadın; bu yemek pişmedi' musicariliğini sürekli yapan kocasının serzenişlerinden uzak güzel güzel yürürken,10 yaşındaki kızı Hera evde tost yapmaya karar vermiş.

Bu hikâyeyi bana sonradan anlatan Yonca "ne güzel, iki günlük yemekleri yapmışım; evi bal dök yala hale getirmişim" şeklinde yürüyüşe gitmeden önce yaptığı rutin işleri de aklından geçire geçire yürüyormuş ama işte hayatta aleyhine çalışan bir takım hesaplar vardır.

İşte bizim haylaz kızımız Hera da böyle bir hesap.

Neyse, evde pişmiş iki türlü yemek olmasına rağmen, Hera, tost yapmaya karar vermiş vermesine de, dolaptan tost makinesini alırken, yaklaşık iki kiloluk şeker paketini yere düşürmüş.

Sonra da şekerlerin içinde-tabii annesinin kızacağını bildiği panikle de- gezip, evin her tarafına şeker yaymış.

Böyle vıcık vıcık, bastığın zaman 'cırt cırt' ses çıkaran cinsten bir pislik, bilirsiniz işte.

Bununla da yetinmemiş Hera Hanım, hani 'annem gelmeden hover ile temizlerim' diye düşünmüş.

Ama kader ağlarını örmüş bir kere ya, hoverin zaten sakat olan sırması Hera'nın elinde kalıvermiş…

Tam o saatlerde evden işe dönmüş, kendini banyoya atıp, klima altında günün yorgunluğunu atan benim ise aşağı katta yaşanan bu talihsiz olaydan haberim elbette ki yoktu.

Alt katta mahallenin çocukları tarafından işgal edilmiş oturma odama giremediğim için, yukarıda yatak odasında takılan şahsımın bu kötü olayı görmesi, bilmesi elbette beklenemezdi…

Tam Robin Van Persie'nin Fenerbahçe'ye gelme ihtimaliyle ilgili bir haber izlerken ve de hayıflanırken odanın kapısı açıldı, Yonca içeri girdi.

"Nasılsın canım, eyiyim canım" faslından sonra, mor küre terapisi sonrasında yüzünde güller açan Yoncacığım kendini duşa attı sonra da muhtemelen her akşamüzeri yaptığımız gibi beraber kahve içelim diye aşağıya kahve yapmaya gitti.

İşte o meşhur mor kürenin patladığı, hayatın gerçeklerinin bir tokat gibi yüze aksettiği an o andı.

"Kim döktü bu şekerleri" şeklinde bağıran Yonca'nın haykırışlarına kulak verip aşağıya indim.

Elinde mop, mor küresi patlamış olan Yonca önce işgalci mahalle çocuklarını, sonra Hera'yı 'gallandiris' ettikten sonra sıra elbette ki ben bahtsız kocaya da geldi.

"Sen ne yaptın bu arada? Bu rezilliği görmedin? Temizlemedin? Her şeyi benden beklersiniz" diye peş peşe gelen güllelerden kaçmak tabii ki imkânsızdı.

Hep ben, her zaman ben suçluyum zaten.

"Canım kahve yapayım sana, boş ver tezmilerik" diyecek oldum, "başlarım kahvene de sana da" diyerek kahve teklifimi kibarca reddetti.

Ben tabii bu mor küre olayını iki gün sonra öğrendim.

Issız bir plajda, ıssız ıssız yüzüyorduk.

Çocukları da satmışız, keyfimiz gıcır yani.

Yonca mor küreyi anlattı ben güldüm.

"Bir mutlu etmediniz" be dedi.

"Haklsın be canım, vallahi görseydim kesin temizlerdim" diyecek oldum.

"Tabii tabii, bilmezmiyim" dedi.

Belki de bu son söylediğime inanmıştır diye düşünüyorum.

Yani en azından dediğimde samimiydim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.