Olumlu ziyaret, olumsuz gün...

Yayın Tarihi: 21/07/15 07:54
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün adaya yaptığı ziyaret maalesef çok vahşi ve alçakça bir saldırının gölgesinde geçti.

Erdoğan'ın uçağının İstanbul'dan Ercan'a doğru hareket ettiği sıralarda, Urfa-Suruç'ta, Kobane'deki çocuklara oyuncak ve başka yardım malzemeleri götüren yaklaşık 300 kişilik genç grubun ortasında patlayan bir canlı bomba, 30 insanın canını almış götürmüş…

Ben bu yazıyı yazarken ölü sayısının artabileceği konusunda endişeler devam ediyordu.

Terörün her türlüsüne lanet ediyorum, kınıyorum, hayatlarını kaybedenlere rahmet diliyorum.

Hayatlarını kaybedenlerin ailelerine de sabır ve metanet diliyorum.

Hal böyle olunca, Erdoğan-Akıncı görüşmesi sonrası beraberce yapılan basın toplantısının bir kısmı bu saldırıyla ilgili oldu.

Ancak Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın "bir daha 15 Temmuzlar, 20 Temmuzlar olmasın" diye konuşması ve ardından söz alan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu söze "sayın cumhurbaşkanına katılıyorum, bir daha 20 Temmuzlara gerek olmasın" diye destek vermesi, kuşkusuz böyle bir günde son derece manidar oldu.

Ancak ayni Erdoğan'ın konuşmasında "anavatan-yavru vatan" vurgusu yapması akıllara Mustafa Akıncı'nın seçilmesinin ertesi günü yaşanan söz düellosunu da getirdi.

Ama yine de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması gerek ton, gerekse de yumuşaklık bakımından olumluydu.

Rum liderliği ile ilgili tek olumsuz laf etmedi, suçlama yapmadı.

Bu da bilindik hamaset nutuklarından uzak bir konuşma ortaya çıkardı.

Erdoğan'ın "fırsat kaçırılmasın, süreç bu kez sonuca ulaşsın" vurgusu çok yerindeydi.

Geçtiğimiz hafta adaya bir ziyaret yapan AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker'in de vurguladığı "müzakerelerde son fırsat kaçırılmasın" açıklamasına paralel şekilde vurgulanan bu olgu kuşkusuz çok umut vericiydi.

Türkiye Cumhurbaşkanının "bu görüşmeleri yöneten teknokratların bir azmin içinde olduklarını gördüm ve bundan dolayı mutluyum. Garantör ülke olarak elimizden geleni yapmaya hazırız" şeklinde sarf ettiği sözlerse bugüne kadar Akıncı-Anastasiadis arasında sürdürülen müzakerelere çok açık bir destek olarak algılanabilir.

Elbette, ortada belki kesinlik belirten laflar yoktur.

Ancak eskinin 'hamasi' söylemlerinin olmaması bile bir ileri adımdır.

Hele de Erdoğan'ın, liderlerin 'azim' içinde olduğunu vurgulaması olumlu bir gelişmedir, bir barış mesajıdır.

Dolayısıyla, 20 Temmuz günü yapılan bir ziyaret ve orada, TC Devletinin en üst makamının "başka 20 Temmuzlar olmasın" şeklinde bir duruş sergilemesi kuşkusuz güne damga vuran bir açıklamadır, gelişmedir.

Ardından berberce gidilen resmi geçit töreninde yapılan konuşmalarda da yine ayni yönde açıklamalar geldi.

Oradaki konuşmasında, Erdoğan, gelecek olan sudan ve tüm adanın bundan yararlanmasından tutun da birçok konuda yine ılıman konuştu.

Gelecek olan suyu tekrardan 'barış suyu' olarak niteledi ve getirilecek olan suyun sadece kuzeye değil, adanın tümüne geldiğini tekrar tekrar vurguladı.

Gerçi tören alanında yaptığı konuşmasının sonlarında, 'tek bayrak tek vatan' söylemlerine de girmiş ve kendi iç politikasına yönelik de hamasi konuşmalar yapmıştır ama bu genel anlamda ziyaretinin olumlu geçtiği gerçeğini değiştirmez.

Kuşku yok ki, Erdoğan'ın kendi iç siyasetine istinaden yaptığı açıklamalar, siyasi duruşu ve görüşü hepimizi ilgilendirmektedir.

Ancak biz gazetecilerin özellikli konular üzerindeki görüşleri, gazetedeki köşelerimizi doldururken objektif olmak zorundadır.

Bu yüzden, böylesine kritik bir günde, böylesine kritik bir anda yapılan bu ziyaretin krizler doğurmak yerine daha mantıklı bir zemin üzerinde geçtiğini hep birlikte gördük.

Mustafa Akıncı'nın da bu işten yüzünün akıyla çıktığını düşünüyorum.

Elbette ondan beklentilerimiz çok daha fazlası olabilir ama şimdilik elimizdekilerle idare etmek zorundayız.

En azından bir müddet daha…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.