Birleşik Kıbrıs Federasyonu...

Yayın Tarihi: 23/07/15 08:14
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Kıbrıs sorunu konusunda yaşanmakta olan hareketlilik hepimizin malumudur.

Erdoğan, Juncker, Hammond gibi konuya direk olarak taraf olan siyasi figürlerin de adaya teşrif etmesinden ve önceki gün sabah yabancı basın mensuplarına brifing veren Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın kurulması planlanan ortaklığa konacak ismi de açıklamasından sonra sürecin iyiden iyiye heyecan kazandığını düşünüyorum.

Gerçi beni bilenler bilir; Kıbrıs konusunda iflah olmaz bir iyimserim…

Bu yüzden eleştirildiğim, dalga geçildiğim bile oluyor ama tınmıyorum.

Dolayısıyla bu yazı iyimser bir yazı olacaktır diye peşinen söylememde yarar olduğunu düşünüyorum.

Hani sonuna kadar okumaktan sıkılacak olanlara iyilik olsun diye yazıyorum.

Dediğim gibi, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın geçtiğimiz gün doğmamış çocuğa isim vermesi nereden bakarsanız bakın hem çok önemli hem de çok manidardır.

Birleşik Kıbrıs Federasyonu…

Akıncı'nın bizlere söyleyip heyecan uyandırdığı isim bu.

Atalarımızın 'doğmamış çocuğa don biçilmez' diye yerinde bir özdeyişi vardır.

"Olması muhtemel ama kesinleşmeyen olaylar için bitmiş gibi hazırlanmak hazırlık yapmak, olmuş gibi davranmak" anlamına gelen bu özlü söz elbette ki benim gibi iflah olmaz bir 'iyimser' için sürekli geçer akçe olmuştur.

İnsanlar hayal kurdukları müddetçe hayatlarına anlam katarlar diye düşünmekten bitap düşmüş birisi olarak bu halimi mahzur göreceğinizi tahmin ediyorum.

Ancak, Kıbrıs sorununun bitmesi ile birlikte doğacak olan bu yeni bebeğe verilecek söz konusu ismin çok yerinde olduğunu, kulağa hoş geldiğini düşünüyorum.

Hoş, dün sosyal paylaşım sitelerinde tartıştığım 'muzip' arkadaşlarımdan bazıları "olur mu be gardaş, bisiklet federasyonu gibi isim" diye bana laf da attılar ama olsun.

Ben yine de kulağa hoş geldiği konusunda ısrar edeceğim.

Ayrıca, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın daha evvelden de söylediği "aylar içinde çözüme ulaşabilir" açıklamasına müteakip dün tekrardan terennüm ettiği "bütün konuları görüştük, görüşülmeyen konu kalmadı, tek gereken siyasi irade" şeklindeki cümleleri, doğması muhtemel çocuğa (ya da bebeğe) biçtiğimiz don ile beraber okursak, iyimser olmamak için neden göremiyorum.

Elbette, Annan Planı faciası gibi bir son dakika golünü yiyen toplum olarak karşı tarafa güvenimiz ne derecededir tartışılır.

Ancak kesin olan şey, Kıbrıs Türk toplumunun olası bir referandumda %60+ 'evet' oyu kullanacağı gerçeğidir.

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Nisan ayında seçilirken aldığı %62.8 oranındaki oy, 24 Nisan 2004 günü alınan neticedeki sonucun aynen korunduğu teorimize bir büyük ispat olduğu konusunda sanırım hepimiz hemfikirizdir.

Bundan mütevellit, Recep Tayyip Erdoğan'ın son ziyaretinde yaptığı çözüm vurguları ve 'liderlerin çözüm azmini' takdir etmesi; şakacı AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker'in gerek liderlerle gerekse de basın toplantısında saçtığı 'umutlar' çözüm yönündeki beklentileri artırmaktadır.

Tüm bunların üzerine kurulan CTP-UBP geniş tabanlı konsensüs hükümetinin de çözüm yönünde verilen bir başka işaret olduğunu düşünmem, sanırım sizler tarafından da bir miktar destek bulacaktır.

Öyle ya, Türkiye tarafından kurdurulduğu apaçık şekilde ortada olan bu hükümetin bir 'toplumsal konsensus' hükümeti olması ve dış politikada bir 'birlik' havası vermesi planlanmış bir durumdu; buna da şüphe yoktur.

Yazının başında da belirttiğim üzere, bu yazdıklarım yüzünden beni 'iflah olmaz bir iyimser' olarak değerlendirmenize hiç kızacak değilim.

Ancak kaderin bir oyunu işte, adım Ulaş Barış.

Barışa Ulaşmaktan başka çare maalesef yok…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.