Hellim tamam; sıra 'hellimlide'...

Yayın Tarihi: 29/07/15 08:07
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

AB Komisyonu, 16 Temmuz günü adamıza iki günlük bir ziyaret yapan Başkan Jean Claude Juncker'in liderlerle görüşüp anlaştığı hellimin tüm ada üzerine coğrafi tescili ile ilgili kararını dün komisyonun resmi gazetesinde yayımladı.

Söz konusu kararın AB Resmi Gazetesinde yayımlanması bir iki küçük formalite dışında hellimin her iki tarafa da tescili demektir, nokta.

Dolayısıyla öküz altında buzağı arayanlara diyeceğim şey, hellim Kıbrıs adası genelinde tescillenmiştir ve bu adada sittin senedir resmen bir at pazarlığı gibi devam eden müzakere sürecinde alınan en önemli kararlardan birisidir.

Hellim meselesi konusunda varılan mutabakat Komisyon Başkanı Juncker'in ve ardından İngiliz Dışişleri Bakanı Richard Hammond'un peş peşe yaptığı ziyaretlere isabet eden bayram tatili sebebiyle değeri pek anlaşılamamış gibi durmaktadır.

Hâlbuki son yıllardaki gazetelerimize bakarsanız, hellim konusunun bol bol manşet olduğunu görebilirsiniz.

Söz konusu manşetler konu genelde "Rumlar hellimi aldı" tadında , 'barış ve çözüm' karşıtı özelinde sunulmuştu.

Yani bu konudaki mesaj 'bunlar elimizden kendi hellimimizi bile almak ister yok bizle ortaklık kuracak' şeklinde rahatlıkla okunabilirdi; öyle de okundu zaten.

Peki ne oldu da bu iş aniden çözüme ulaştı?

Rumlar nasıl oldu da bu işten geri adım atarak, Rum Tarım Bakanlığının uhdesinde olan ve muhtemelen Kıbrıs Cumhuriyeti adına tescil edilecek bu ürünü birden adeta minik bir federal model olan yeni yapıya (Bureau Veritas) devrettiler?

Bu işte bir bit yeniği vardır elbette.

Ve söz konusu mutabakat bir 'al-ver' sürecinin meyvesidir.

Bu durumda Rumlar hellimi verdiklerine göre, karşılığında bizden neyi almışlardır diye didik didik edesim var ancak olayın başka boyutları da olabilir.

Acaba diyorum Rumlar, Türkiye gibi dev bir piyasada üretilmeye başlanan hellim konusundaki inisiyatifi kaybetmemekten mi korktu?

Olabilir.

Yukarılarda bir yerlerde, bizlerin bilmediği, bize söylenmeyen bazı görüşmeler yapılmakta, bazı istişareler edilmektedir.

Bu hellim meselesi de işte bu türden 'yüksek' istişarelerden geçip, en sonunda mutlu bir evliliğe giden ilk adımdır diye düşünüyorum.

Daha doğrusunu söylemek gerekirse, hellim mevzusunun çözümü, iki taraf arasında olması amaçlanan 'geniş istişarenin' bir ilk işaretidir.

Bu konu ne kapı açmaya ne de beraber zivaniya içmeye ya da akşamki gibi Otello'da baş başa müzik dinlemeye benzer.

Üstüne üstlük son liderler görüşmesinde alınan mülkiyet kararını da hellimle birlikte irdelersek, karşımıza hızla çözüme doğru giden bir tren çıkacaktır.

Şimdi yapılması gereken şey liderler arasında devam eden bu sürece katkı sağlamak için gerekli eleştirileri yapıcı bir şekilde yapmak olacaktır.

Sırf sürece zarar verme adına yapılacak olan eleştirilerin malum statükocular dışında kimseye yararı olmayacaktır.

Ben kendi adıma bu sürecin destekçisi olacağım ama bu kendimce gördüğüm yanlış durumları yazıp çizmeme engel değildir.

Dünkü yazımı okuyanlar, bu konuda ciddi olduğumun farkındadırlar herhalde.

Dolayısıyla biz basın mensuplarına büyük görevler düşen bu süreç Kıbrıs adasının birleşmesi için oynanan son oyundur.

Bundan sonra oyun filan yoktur; bölünme tamamen kesinleşecektir ve Kıbrıs Türk toplumu bilinmez limanlara doğru yelken açacaktır.

Bir dostumun da dediği gibi, 'hellim tamamdır; sıra hellimli yapmaya gelmiştir'…

Aynen katılıyorum…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.