Acı bir yazı...

Yayın Tarihi: 13/08/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Çocuklarım masadan yemeklerini bitirmeden kalkmaya yeltendiklerinde onlara ajitasyon yaparım;

"Afrika'da bir yerlerde sizin bu şımarıklık edip yemediğiniz yemeğin urubunu bulup yiyemeden ölen binlerce çocuk var."

Aslında günlük tam rakam ortalama 36 bin…

Toplamda ölen insan sayısı 60 bin…

Neden mi bunları yazıyorum?

Çok acımasız bir dünyada yaşıyoruz da ondan.

Dünkü TAK bültenine bir haber düşmüş…

"Environmental Research Letters" adlı dergide yayımlanan ve Avrupa Komisyonu'nun görevlendirdiği uzmanlarca yapılan bir araştırmaya göre 6 Avrupa ülkesinde toplamda bir yılda 22 milyon ton yiyecek çöpe gidiyormuş…

Ayni araştırmaya göre bu saçma sapan israfın yüzde 80'inin önlenebilir olduğuna da dikkati çeken uzmanlar, 22 milyon ton gıda israfının her yıl 57 kilometre küp suya denk geldiğini de açıklamışlar.

57 milyon kilometre küp su!

Asrın projesi dedikleri Türkiye'den Kıbrıs'a getirilecek su miktarı yıllık ne kadar planlanıyor?

75 milyon metre küp…

Kaba bir hesap yapacak olursak, bize gelecek olan suyun yaklaşık olarak 800 katı, sadece bu 6 Avrupa ülkesinde (İngiltere, Hollanda, Danimarka, Finlandiya, Almanya ve Romanya) heba ediliyor…

Afrika'da ise yılda 2 milyondan fazla insan açlık ve susuzluktan ölüyor…

Şimdi bana söyleyin; adaleti nerede bu dünyanın?

Yok işte, hiç adaleti yok…

Biz her gün Kıbrıs meselesi ile uğraşırken, Afrika'nın bir yerinde bir çocuk annesinin kucağında ağlaya ağlaya bir damla su bulamadığı için ölüp gidiyor.

Biz buralarda saçma sapan konularla uğraşırken, Afrika'da bir kadın, 5 çocuğundan bir tanesini çölü geçerken yerlerde ölüme terk ediyor…

Diğer dört çocuğunu korumak için yapmak zorunda kaldığı en acı seçim bu…

Bir ana çocuklarını nasıl ayırabilir?

Buna karar verebilecek noktaya nasıl gelebilir?

Kahpe dünya işte…

Biz buralarda Face Book'da bilmem nerede ahkam keserken bir Sudanlı baba çocuklarına 1 litre su getirmek için tam 15 kilometre yol yürümek zorunda kalıyor.

Bunu her gün yapmak zorunda kalıyor hem de…

Üstelik cehennem gibi bir sıcağın altında…

Yolda dövülüp ya da öldürülüp, elindeki suyu kaptırma tehlikesi de cabası…

Hepimiz tüketim toplumu manyaklığına çoktan kapılmış olduğumuzdan bunları görmeden yaşıyoruz.

Yanlış anlamayın, ben bunları yazıyorum diye kendimi ayırmıyorum.

Ben de o manyaklıktan muzdaribim…

Ben de herkes gibi yiyip içiyorum, keyif çatıyorum…

Ama acı gerçekler bunlar işte…

Su bulamadığı için kıvrana kıvrana ölen bir çocukla benim şımarıklık edip önüne koyulan yemeğe burun kıvıran çocuklarım…

Çocuklarımız…

Biz…

Hepimiz…

Nefret ediyorum israftan…

Evde yemek atıldığı zaman sinirden deliye dönüyorum.

Su boşuna akıtılınca canım sıkılıyor…

Lambalar açık bırakılınca kızıyorum, hiddetleniyorum.

Geçtiğimiz gün eve gelip 40 saat boyunca açık bırakılan klimayı gördüğümde tansiyonum 20'ye çıktı mesela…

Çocukların işi tabii ama kabahat bende…

Ben kontrol etmeliydim ama etmedim.

Onun için çocuklarımın başının etini yiyorum sürekli…

"İsraf etmeyin babam" diyorum, beni sıkıcı buluyorlar.

Sürekli söylenen bir baba olarak görüyorlar ama olsun.

Varsın ben söylenen baba olayım ama onların kafasına bu israftan kaçınma duygusu yerleşsin.

22 milyon ton gıda…

57 milyon kilometre küp su…

Ve açlıktan ölen 2 milyondan fazla kişi…

Biliyorum, sizi bu sinir bozucu yazıyla sıktım belki…

Ama acı gerçekler her zaman sinir bozucudur…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları